En-Nûr (c.c.) esmasının manası : Bütün alemleri nuru ile nurlandıran, istediği gönüllere nur yağdıran, bütün varlıklara akıl, iz'an (itaat, dinleme, yürek keskinliği, inanç, anlayış, kavrayış), idrak (anlayış, akıl erdirme, yetişme, erişme, olgunlaşma, çağını bulma) veren, gönüllere hidayet (yol gösterme, doğru yola girme) ışığını yakan demektir. Açığa çıkaran;idrak ettiren;kendisiyle irşad olunan.
En-Nûr : النور
Fazilet ve faydaları :
* 5 vakit namazdan sonra 256 kere " Ya Nûr celle celalühû " zikrine devam edenin imanı kuvvetlenir, yüzü nurlanır, herkes tarafından sevilir.
* Nur suresinin 35 inci ayetini 7 defa okuduktan sonra 100 kere " Ya Nûr celle celalühû " ism-i şerifini okuyanın gönlü ilahi nurla dolar.
* 5 vakit namazdan sonra 256 kere " Ya Nûr celle celalühû " ism-i şerifini okuduktan sonra Nûr suresinin 35 inci ayeti kerimesini okuyanın zihni açılır, hafızası kuvvetlenir.
* Hastaya her gün şifa ayetleri ve 256 kere " Ya Nûr celle celalühû " ism-i şerifi okunursa o hasta şifa bulup iyileşir.
* Ya Nûr ismini hergün 256 kez zikredenin kalbini iman nuru ve hikmet kaplar. Kalbinden taşan nur yüzündede görülür. Kalpleri ve bedenleri nurlanır. Doğru yolu bulur.
* Her gün 256 kez okumaya devam eden kimseler, anlamsız üzüntü ve kuruntulardan, boş sıkıntı ve kederlerden kurtulurlar, mutlu ve huzurlu olurlar.
* Sürekli okuyanlar yüzlerindeki pozitif enerjinin hasıl ettiği huzurla halk arasında çok sevilen, sayılan ve arana birer kişi haline gelirler.
* Herkes tarafından sevilip sayılmak ve anlamsız gem ve kederden kurtulmak için bu esmanın zikrine devam etmek yeterlidir.
* Nedeni bilinmeyen bir hastalığa sahip olan kimse yemek esnasında her lokmayı yerken Ya Nur esmasını zikrederse, eceli gelmemişse şifaya kavuşur.
* Ya Nur esmasnı yazıp üzerinde taşıdığı halde her gün 256 kez Ya Nûr esmasını zikreden kimsenin kalbini Allah nurla doldurur. Her mecliste sözü geçer. Herkes tarafından hürmet ve sevgi ile karşılanır ve sevilir. Her işin doğrusunu ve hayırlısını görür. Fikirlerinde daima isabet olur.
* Bu esmayı her gün 5 vakit namazdan sonra 256 kez, arkasından da 16 kez Nûr Suresi'nin 35. ayeti okuyan kimsede kısa zamanda inkişaf başlar. Her şeyin hakikatini bütün ayrıntılarıyla görmeye başlar. Cinler alemini apaçık görür.
* Çok kısa zamanda müşküllerini rüyasında görüp halletmeye başlar. Olacak hadiseleri apaçık görür.
ESMAÜL HÜSNA HAKKINDA GENEL BİLGİLER İÇİN TIKLAYINIZ...
En-Nûr esmasının ebced değeri, zikir sayısı, zikir günü ve zikir saati :
Ebced değeri ve zikir sayısı ; 256
Zikir günü ; Perşembe (bir görüşe göre Cuma)
Zikir saati ;
Perşembe görüşüne göre : Müşteri (Güneş doğarken ve ikindi sonrası. Gece okumalarında tam gece yarısı.)
Cuma görüşüne göre : Zühre (Güneş doğarken ve ikindi namazı sonrası. Gece okumalarında yatsı namazına doğru ve gecenin tam yarısında.)
Vücut haritasındaki yeri (Zikri hangi organa iyi gelir.) : Kalp, başın tepesi, göz.
Gezegeni : Güneş
Hangi burç üzerinde etkili : Aslan
İçinde en Nur İsm-i şerifi geçen Kur'an ayetleri :
1-) Nur suresi 35. ayet
اللَّهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ الْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ الزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِن شَجَرَةٍ مُّبَارَكَةٍ زَيْتُونِةٍ لَّا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُّورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللَّهُ لِنُورِهِ مَن يَشَاء وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Okunuşu :
Allahu nûrus semavati vel ard(ardı), meselu nûrihî ke mişkatin fîha mısbahun, el mısbahu fî zucacetin, ez zucacetu ke enneha kevkebun durriyyun, yûkadu min şeceratin mubaraketin zeytûnetin la şarkîyyetin ve la garbiyyetin, yekadu zeytuha yudîu ve lev lem temseshu nar(narun), nûrun ala nûr(nûrin), yehdîllahu li nûrihî men yeşau, ve yadribullahul emsale lin nasi, vallahu bi kulli şey'in alîm(alîmun).
Anlamı :
Allah, göklerin ve yerin nuru'dur. O'nun nuru, içinde misbah (lamba) bulunan kandil (ışık saçan bir kaynak) gibidir. Misbah, sırça (cam) içindedir. Sırça (cam), inci gibi (parlayan) yıldız gibidir. Doğuda ve batıda bulunmayan mübarek bir ağacın yağından yakılır. Onun yağı, ona ateş değmese de kendi kendine ışık verir. Nur üzerine nurdur. Allah dilediğini nuruna hidayet eder (ulaştırır). Ve Allah, insanlara örnekler verir. Ve Allah, herşeyi en iyi bilendir.
2-) Enam suresi 1. ayet
الْحَمْدُ لِلّهِ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَجَعَلَ الظُّلُمَاتِ وَالنُّورَ ثُمَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ بِرَبِّهِم يَعْدِلُونَ
Okunuşu :
El hamdu lillahillezî halakas semavati vel arda ve cealez zulumati ven nûr(nûra), summellezîne keferû bi rabbihim ya'dilûn(ya'dilûne).
Anlamı :
Hamd semaları ve arzı yaratan, zulmeti ve nuru var eden Allah'a mahsustur. Sonra da kafirler, Rab'lerine (başka şeyleri) eş (denk, adl) tutuyorlar.
3-) Enam suresi 122. ayet
أَوَ مَن كَانَ مَيْتًا فَأَحْيَيْنَاهُ وَجَعَلْنَا لَهُ نُورًا يَمْشِي بِهِ فِي النَّاسِ كَمَن مَّثَلُهُ فِي الظُّلُمَاتِ لَيْسَ بِخَارِجٍ مِّنْهَا كَذَلِكَ زُيِّنَ لِلْكَافِرِينَ مَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ
Okunuşu :
E ve men kane meyten fe ahyeynahu ve cealna lehu nûran yemşî bihî fîn nasi ke men meseluhu fîz zulumati leyse bi haricin minha, kezalike zuyyine lil kafirîne ma kanû ya'melûn(ya'melûne).
Anlamı :
Ölü iken dirilttiğimiz ve kendisine, insanlar arasında yürüyeceği bir nur verdiğimiz kimsenin durumu, hiç, karanlıklar içinde kalmış, bir türlü ondan çıkamamış kimsenin durumu gibi olur mu? İşte kafirlere, işlemekte oldukları çirkinlikler böyle süslü gösterilmiştir.
4-) Zümer suresi 22. ayet
أَفَمَن شَرَحَ اللَّهُ صَدْرَهُ لِلْإِسْلَامِ فَهُوَ عَلَى نُورٍ مِّن رَّبِّهِ فَوَيْلٌ لِّلْقَاسِيَةِ قُلُوبُهُم مِّن ذِكْرِ اللَّهِ أُوْلَئِكَ فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ
Okunuşu :
E fe men şerahallahu sadrahu lil islami fe huve ala nûrin min rabbihi, fe veylun lil kasiyeti kulûbuhum min zikrillahi, ulaike fî dalalin mubîn(mubînin).
Anlamı :
Allah kimin göğsünü İslam için (Allah'a teslim için) yarmışsa artık o, Rabbinden bir nur üzere olur, değil mi? Allah'ın zikrinden kalpleri kasiyet bağlayanların vay haline! İşte onlar, apaçık dalalet içindedirler.
5-) Zümer suresi 69. ayet
وَأَشْرَقَتِ الْأَرْضُ بِنُورِ رَبِّهَا وَوُضِعَ الْكِتَابُ وَجِيءَ بِالنَّبِيِّينَ وَالشُّهَدَاء وَقُضِيَ بَيْنَهُم بِالْحَقِّ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ
Okunuşu :
Ve eşrakatil ardu bi nûri rabbiha ve vudıal kitabu ve cîe bin nebiyyîne veş şuhedai ve kudıye beynehum bil hakkı ve hum la yuzlemûn(yuzlemûne).
Anlamı :
Ve Rabbinin nuru ile yeryüzü aydınlandı. Ve kitap ortaya kondu. Peygamberler ve şahitler getirildi. Ve onların aralarında onlara zulmedilmeksizin hak ile hüküm verildi.
6-) Ahzab suresi 43. ayet
هُوَ الَّذِي يُصَلِّي عَلَيْكُمْ وَمَلَائِكَتُهُ لِيُخْرِجَكُم مِّنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ وَكَانَ بِالْمُؤْمِنِينَ رَحِيمًا
Okunuşu :
Huvellezî yusallî aleykum ve melaiketuhu li yuhricekum minez zulumati ilan nûr, ve kane bil mu'minîne rahîma(rahîmen).
Anlamı :
Sizi (nefsinizin kalbini), karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için, üzerinize salavat (vasıtasıyla nur) gönderen, O ve O'nun melekleridir ki O, mü'minlere Rahîm(dir). (Rahîm esmasıyla tecelli eden).
7-) Ahzab suresi 46. ayet
وَدَاعِيًا إِلَى اللَّهِ بِإِذْنِهِ وَسِرَاجًا مُّنِيرًا
Okunuşu :
Ve daîyen ilallahi bi iznihî ve siracen munîra(munîran).
Anlamı :
Ve O'nun (Allah'ın) izni ile Allah'a davet eden ve nurlandırıcı sirac (kandil) olarak (gönderdik).
😎 Maide suresi 15. ayet
يَا أَهْلَ الْكِتَابِ قَدْ جَاءكُمْ رَسُولُنَا يُبَيِّنُ لَكُمْ كَثِيرًا مِّمَّا كُنتُمْ تُخْفُونَ مِنَ الْكِتَابِ وَيَعْفُو عَن كَثِيرٍ قَدْ جَاءكُم مِّنَ اللّهِ نُورٌ وَكِتَابٌ مُّبِينٌ
Okunuşu :
Ya ehlel kitabi kad caekum resûluna yubeyyinu lekum kesîran mimma kuntum tuhfûne minel kitabi ve ya'fû an kesîr(kesîrin) kad caekum minallahi nûrun ve kitabun mubîn(mubînun).
Anlamı :
Ey kitap ehli! (Kitap sahipleri), Kitap'tan çoğunu gizlemiş olduğunuz ve çoğundan vazgeçtiğiniz şeyleri, size beyan eden bir Resûl'ümüz gelmiştir. Size Allah'tan bir nur ve apaçık bir kitap gelmiştir.
9-) Maide suresi 16. ayet
يَهْدِي بِهِ اللّهُ مَنِ اتَّبَعَ رِضْوَانَهُ سُبُلَ السَّلاَمِ وَيُخْرِجُهُم مِّنِ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ بِإِذْنِهِ وَيَهْدِيهِمْ إِلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ
Okunuşu :
Yehdî bihillahu menittebea rıdvanehu subules selami ve yuhricuhum minez zulumati ilan nûri bi iznihî ve yehdîhim ila sıratın mustakîm(mustakîmin).
Anlamı :
Allah (c.c.), rızasına tabî olan kişiyi onunla (Resûlü ile) teslim yollarına hidayet eder. Kendi izniyle onları karanlıktan aydınlığa (zulmetten nura) çıkarıp Sırat-ı Mustakîm'e hidayet eder (ulaştırır).
10-) Hadid suresi 12. ayet
يَوْمَ تَرَى الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ يَسْعَى نُورُهُم بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَبِأَيْمَانِهِم بُشْرَاكُمُ الْيَوْمَ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا ذَلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ
Okunuşu :
Yevme teral mu'minîne vel mu'minati yes'a nûruhum beyne eydîhim ve bi eymanihim buşrakumul yevme cennatun tecrî min tahtihal enharu halidîne fîha, zalike huvel fevzul azîm(azîmu).
Anlamı :
O gün, mü'min erkekleri ve mü'min kadınları, nurları önlerinde ve sağlarında koşarken görürsün. Bugün sizin müjdeniz, orada ebediyyen kalacağınız, altından nehirler akan cennetlerdir. İşte o, fevzül azîmdir (en büyük kurtuluştur).
11-) Hadid suresi 28. ayet
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَآمِنُوا بِرَسُولِهِ يُؤْتِكُمْ كِفْلَيْنِ مِن رَّحْمَتِهِ وَيَجْعَل لَّكُمْ نُورًا تَمْشُونَ بِهِ وَيَغْفِرْ لَكُمْ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
Okunuşu :
Ya eyyuhallezîne amenûttekûllahe ve aminû bi resûlihî yu'tikum kifleyni min rahmetihî ve yec'al lekum nûran temşûne bihî ve yagfir lekum, vallahu gafûrun rahîm(rahîmun).
Anlamı :
Ey amenû olanlar (ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dileyenler), Allah'a karşı takva sahibi olun. Ve O'nun Resûl'üne îman edin ki, size rahmetinden iki kat versin. Ve sizin için, onunla beraber yürüyeceğiniz nur kılsın (versin). Ve sizi mağfiret etsin (günahlarınızı sevaba çevirsin). Ve Allah; Gafur'dur, Rahîm'dir.
12-) Yunus suresi 5. ayet
هُوَ الَّذِي جَعَلَ الشَّمْسَ ضِيَاء وَالْقَمَرَ نُورًا وَقَدَّرَهُ مَنَازِلَ لِتَعْلَمُواْ عَدَدَ السِّنِينَ وَالْحِسَابَ مَا خَلَقَ اللّهُ ذَلِكَ إِلاَّ بِالْحَقِّ يُفَصِّلُ الآيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ
Okunuşu :
Huvellezî cealeş şemse dıyaen vel kamere nûren ve kadderehu menazile li ta'lemû adedes sinîne vel hisab(hisabe), ma halakallahu zalike illa bil hakk(hakkı), yufassılul ayati li kavmin ya'lemûn(ya'lemûne).
Anlamı :
Güneş'i bir ziya, Ay'ı (kameri) bir nur kılan, O'dur. Ve senelerin adedini ve hesabını bilmeniz için ona menziller tayin etti. Allah ne yarattı ise ancak böylece hak ile yarattı. Bilen bir kavim için ayetleri ayrı ayrı açıklar.
13-) Bakara suresi 17. ayet
مَثَلُهُمْ كَمَثَلِ الَّذِي اسْتَوْقَدَ نَاراً فَلَمَّا أَضَاءتْ مَا حَوْلَهُ ذَهَبَ اللّهُ بِنُورِهِمْ وَتَرَكَهُمْ فِي ظُلُمَاتٍ لاَّ يُبْصِرُونَ
Okunuşu :
Meseluhum ke meselillezistevkade nara(naren), fe lemma edaet ma havlehu zeheballahu bi nûrihim ve terekehum fî zulumatin la yubsirûn(yubsirûne).
Anlamı :
Onların durumu, ateş yakıp böylece çevresindeki şeyleri aydınlattığı zaman Allah'ın nurlarını giderdiği ve onları karanlıklar içinde bıraktığı kimselerin durumu gibidir. (Artık) onlar göremezler.
14-) Bakara suresi 257. ayet
اللّهُ وَلِيُّ الَّذِينَ آمَنُواْ يُخْرِجُهُم مِّنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّوُرِ وَالَّذِينَ كَفَرُواْ أَوْلِيَآؤُهُمُ الطَّاغُوتُ يُخْرِجُونَهُم مِّنَ النُّورِ إِلَى الظُّلُمَاتِ أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ
Okunuşu :
Allahu velîyyullezîne amenû, yuhricuhum minez zulumati ilan nûr(nûri), vellezîne keferû evliyauhumut tagûtu yuhricûnehum minen nûri ilaz zulumat(zulumati), ulaike ashabun nar(nari), hum fîha halidûn(halidûne).
Anlamı :
Allah, amenû olanların (Allah'a ulaşmayı dileyenlerin) dostudur, onları (onların nefslerinin kalplerini) zulmetten nura çıkarır. Ve kafirlerin dostları taguttur (onlar, şeytanı dost edinirler, şeytan kimseye dost olmaz), onları (onların nefslerinin kalplerini) nurdan zulmete çıkarırlar. İşte onlar, ateş ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacak olanlardır.
15-) Nisa suresi 174. ayet
يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءكُم بُرْهَانٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَأَنزَلْنَا إِلَيْكُمْ نُورًا مُّبِينًا
Okunuşu :
Ya eyyuhan nasû kad caekum burhanun min rabbikum ve enzelna ileykum nûran mubîn(mubînen).
Anlamı :
Ey insanlar! Rabbinizden size bir burhan (kesin delil) gelmiştir. Ve size, apaçık bir nur indirdik.
16-) Tevbe suresi 32. ayet
يُرِيدُونَ أَن يُطْفِؤُواْ نُورَ اللّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللّهُ إِلاَّ أَن يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ
Okunuşu :
Yurîdûne en yutfîû nûrallahi bi efvahihim ve ye'ballahu illa en yutimme nûrahu ve lev kerihel kafirûn(kafirûne).
Anlamı :
(Onlar) ağızları ile Allah'ın nurunu söndürmeyi istiyorlar. Ve Allah, kafirler kerih görseler bile nurunu tamamlamaktan başka bir şey istemez.
17-) Tahrim suresi 8. ayet
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا تُوبُوا إِلَى اللَّهِ تَوْبَةً نَّصُوحًا عَسَى رَبُّكُمْ أَن يُكَفِّرَ عَنكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَيُدْخِلَكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ يَوْمَ لَا يُخْزِي اللَّهُ النَّبِيَّ وَالَّذِينَ آمَنُوا مَعَهُ نُورُهُمْ يَسْعَى بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَبِأَيْمَانِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَاغْفِرْ لَنَا إِنَّكَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Okunuşu :
Ya eyyuhallezîne amenû tûbû ilallahi tevbeten nasûhan, asa rabbukum en yukeffira ankum seyyiatikum ve yudhilekum cennatin tecrî min tahtihal enharu, yevme la yuhzîllahun nebiyye vellezîne amenû meahu, nûruhum yes'a beyne eydîhim ve bi eymanihim yekûlûne rabbena etmim lena nûrana vagfir lena, inneke ala kulli şey'in kadîr(kadîrun).
Anlamı :
Ey amenû olanlar (Allah'a ulaşmayı dileyenler)! Allah'a Nasuh Tövbesi ile tövbe edin! Umulur ki Rabbiniz, sizin günahlarınızı örter ve sizi altından nehirler akan cennetlere koyar. O gün Allah, nebîleri ve O'nunla beraber olanları mahzun etmez. Onların nurları, önlerinde ve sağlarında koşar. "Rabbimiz, bizim nurumuzu tamamla ve bize mağfiret et (günahlarımızı sevaba çevir). Muhakkak ki Sen, herşeye kaadirsin." derler.