Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
34.66
Gram Altın
2394.02
BIST 100
10247.75
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Bizimkisi bir aşk hikayesi\u2026

M. Mustafa YILDIZ [email protected]
Bizimkisi bir aşk hikayesi\u2026
15 Şubat 2016 01:00:00
M. Mustafa YILDIZ [email protected]

100 yıllık hesapların görülme zamanı geldi.

Geride kalan bir daha yetişemez.

Kritik bütün noktalar aşıldı artık.

Bundan sonra gün hareket günüdür.

u00b7 Koskoca "süper güç!" ABD, Suriye gibi "küçücük" bir ülkede DEAŞ gibi bir terör örgütüne karşı çaresiz kalıp düştüğü denizde YPG'ye sarılıyorsa,

u00b7 Rusya kendi ülkesindeki ekonomik krizi görmezden gelip sırf "ben de varım!" diyebilmek için plan üstüne plan yapıyorsa,

u00b7 Şimdilik sinsi bir şekilde olayları izleyen AB ülkelerinin pusuda beklediği aşikarsa,

u00b7 Arap Birliği tarihinde ilk kez kendi coğrafyasında kimlerin ameliyat yaptığını bilip birlikte hareket etme arzusunu ortaya koyuyorsa,

u00b7 Türkiye'de ise Cumhurbaşkanı ve hükümet bu oyunun kurucularından olma iradesini göstermesine karşı birileri "orası bataklık ne işimiz var?" diyorsa

"Bu işte bir iş vardır" derim.

İslam ordusu söylentisi bile Batı dünyasını ziyadesiyle korkutmuş durumda.

Adımlar sağlam atılmazsa daha büyüyemeden boğmaya çalışacakları da açık.

O yüzdendir ki üst akıl pozisyonundaki Türkiye meseleyi itidalli şekilde götürmeye çalışıyor.

Peki, bu işi köpürtüp ayrıntılarını duyurmaya, tartışılmasını sağlamaya çalışan kim? Onu da görüyorsunuz zaten.

Çad'da geçirdiğim zaman boyunca Türkiye ile ilgili Afrikalıların çok iyi şeyler düşündüğünü öğrendim. Üstelik ülkeyi sömüren Fransa'nın milli eğitim sistemlerine bilinçli olarak yerleştirdiği "barbar Türkler!" kırıntılarına rağmen!

Osmanlı'nın iyi, Fransızların kötü olduğunu anlamaları çok zor olmamış.

Suriye başta olmak üzere Osmanlı bakiyesi olan tüm coğrafyalarda durum böyle.

Asli unsur olduğumuz Müslüman coğrafyada at koşturmaya çalışan Batılılara Türkiye yıllardır aynı şeyi söylüyor. "Bırakın komşuluğu, size yakın olmayan bu coğrafyada petrolden başka ne işiniz var?"

Türkiye'ye birileri "dur!" derken ABD'nin, Rusya'nın, Fransa'nın Ortadoğu coğrafyasında ne işi olabilir?

2,5 milyondan fazla Suriyeli 'ye kardeşinden ayrıt etmeden bakan Türkiye, sadece "130 kişiye bakabiliriz " açıklamasıyla bile meseleye ne kadar da uzak olduklarını ortaya koyan Batılılardan daha fazla hak sahibi değil midir oralarda?

Tabii ki öyledir ama bizi ellerinden geldiğince masanın dışında tutmaya çalışarak "ne kadar geç kalırlarsa o kadar iyi" diyecekleri ortadadır.

Emperyalist düşüncelerle eski kafalarını değiştirememiş Batı dünyasının hesap edemediği noktaysa o coğrafyanın asıl sahibi olan bizlerin, bölge insanıyla arasındaki aşk hikayesidir.

Osmanlı o coğrafyalarda yerleşince bölgeye huzur, güven, refah getirmiştir.

Ceddimiz bölgeden çıkar çıkmaz ise koca bir coğrafya kan, gözyaşı ve sefilliğe mahku00fbm edilmiştir.

Arap, Kürt, Türk, Hristiyan, Musevi, Müslüman ayırt etmeden o coğrafyaya huzur ve barış getirebilecek tek ülke de Türkiye'dir.

Türkiye'nin içinde olmadığı hiçbir plan bölgede etkili olamayacaktır. Bu bir temenni değil bir realitedir.

Şimdi Fatih Sultan Mehmed'in torunları olarak hem bize, hem de bakiyemiz olan bütün coğrafyalardaki insanlara düşen görev Osmanlı bilinciyle hareket edip birlikten kuvvet doğduğunu unutmamaktır.

Bundan sonra çok daha net, çok daha güçlü ses vermek durumundayız.

Önümüzdeki günlerde ne demek