Dolar (USD)
32.30
Euro (EUR)
34.83
Gram Altın
2411.90
BIST 100
10272.37
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Boşnak Şair Cemalettin Latiç’in Kitapları Okur Kitaplığı’nda

Yayın dünyası zor şartlara rağmen büyük bir mücadele ve sorumluluk anlayışı ile kitaplar neşrediyor.  Yayınevlerinden ve yazar dostlarımızdan gelen kitapları ara ara tanıtma fırsatımız oluyor. Tabi çok derinlikli bir şekilde olmuyor bu tanıtımlar ama yine de okura bir fikir verme noktasında kısa tanıtımlarımızı yapmaya çalışıyoruz.
Boşnak Şair Cemalettin Latiç’in Kitapları Okur Kitaplığı’nda
16 Şubat 2019 11:34:00
Yayın dünyası zor şartlara rağmen büyük bir mücadele ve sorumluluk anlayışı ile kitaplar neşrediyor.  Yayınevlerinden ve yazar dostlarımızdan gelen kitapları ara ara tanıtma fırsatımız oluyor. Tabi çok derinlikli bir şekilde olmuyor bu tanıtımlar ama yine de okura bir fikir verme noktasında kısa tanıtımlarımızı yapmaya çalışıyoruz.

Selvigül Kandoğmuş Şahin - İstanbul

Boşnak Şair Cemalettin Latiç’in Kitapları Okur Kitaplığı’nda:

Okur Kitaplığı, daha çok edebiyat alanında eserler vermeye çalışıyor. Zor şartlara rağmen adeta büyük bir direnişle kaliteli ve seviyeli has okur için yayınlarını kesintisiz sürdürüyor. Yakın zamanda Cemalettin Latiç’in kitaplarının tümü için anlaşma yapan Okur Kitaplığı şairin üç değerli kitabının yayına hazırladı ve okuyucu ile buluşturdu.

Cemalettin Latiç, 1957 doğumlu, şair, tiyatro yazarı ve aynı zamanda hikâyeci olarak Bosna’nın önemli kültür insanlarından. Yayınlanan eserleri; Mejtas ve Modica, Davudun Yurdu, Gümüş Çeşme, Srebranitsa Cehennemi, Kapı Gıcırtısı ve Çarın Gözleri’ dir. Bu eserlerin yanında Ben Aşık Bir Tavusum adında ilahi ve kasidelerden oluşan divanı da bulunmakta. Yazdığı ilahilerin bestesi yapılmış ve Bosna’nın Yunus Emre’si olarak anılmasına vesiledir bu ilahileri.

Cemalettin Latiç, İslami faaliyetlerinden dolayı Yugoslav komünist rejiminde tutuklanmış ve 1983 yılında Aliya İzzetbegoviç ve 12 diğer Boşnak aydını ile birlikte tamamen uydurma bir mahkeme süresi sonucu hüküm giymiştir. Hapisten çıktıktan sonra gazeteci olarak çalışmış ayrıca 12 yıl boyunca Aliya Izzetbegoviç’in vefatına kadar onun danışmanlığında bulunmuştur. Ayrıca şair Bosna ile Türkiye arasında bir kültür köprüsü kurma noktasındaki anlamlı duruşu ve yazdıklarıyla 1917 yılında Necip Fazıl Uluslararası Kültür Sanat Ödülü’ne layık görülmüştür.

Gazi Hüsrev Bey: “Cemalettin Latiç, Gazi Hüsrev Bey’in kaderini anlatacak trajediyi yazmaya karar verdiğinde heyecandan kalbinin titrediği ve boğazının kuruduğu anda belli olmuştur. Cemalettin Latiç karakterlerin sözlerini ve eylemlerini öyle bir yönlendiriyor ki bütün karakterler kaçınılmaz trajedinin girdabına harmanitiaya doğru amansız sularda sürüklenirler ve yazar bunu yaparken de hiçbir darama öğesinde müdahalesini belli etmez.” (Arka Kapak Yazısından) Gazi Hüsrev Bey duyarlı, çileli bir şairin kaleminden ibretlik hikâyesinin beş perdelik trajedisinin okunmasını bekliyor.

Çarın Gözleri: Cemalettin Latiç, daha çok genç okurlara yönelik modern bir dille yazdığı şiirlerde, neredeyse bulunduğu coğrafyada adeta Yaratıcıya münacaat gibi duyarlı ve yakaran şiirler yazmıştır. Yine Bosna halkını tanıyan, bilen bir şair olarak bu milletin halini şiire aktarırken tevhidi bir duruşla mısralarını diziyor. Cemalettin Latiç içinde bulunduğu cemiyet ve yaşadığı topraklarda adeta önemli örnek bir şahsiyet, şiirleri ve duruşu ile önder bir kimliktir. Şiirleri Okur Kitaplığı’ndan has okurları bekliyor.

Gel Ey Sevgili: Boşnak Edebiyatı’n en velut ve güçlü kalemlerinden Cemalettin Latiç, kalemi ile yüreklice birçok edebi sahada ürünler verirken, Bosna’nın Divan Edebiyatı hükmünde olan Alhamiyado Edebiyatı’na da ilahi ve kaside formları ile modern zamanlardaki en önemli katkıyı sağlamıştır. Gel En Sevgili bu alanda önemli bir çalışmadır. “Sen rüzgarsın ben alevim / ki çerağında titreyen! / Kalırdım sonsuz zulmette, / eğer sürekli esmesen! / Sen rüzgarsın, ben alevim, / nefesin olmasaydı hem, / ne Adem var olurdu ve / ne de şu büyülü âlem!”

Mustafa Özçelik’ten Edebiyat Dünyasına Anlamlı Katkı

Mustafa Özçelik hocam, yıllardır doğup büyüdüğü, ekmeğini aşını yediği, ata toprağı Eskişehir’i terk etmemiş. Bazen bir Yunus yalnızlığı ve dervişliğinde, bazen Akif direnişi ve heyecanı ile şiirlerini yazılarını yazmış, bağlı olduğu değerlere, taşranın bereketini ve huzurunu akıtarak eserler vermiştir.

“Yazma amacım ve çabam da kendimi, dünyayı, öncesini ve sonrasını anlamak şeklinde özetlenebilir. Butün bunları anlayarak ve bütün bunlara anlam katma çabasıdır beni yazmaya sevk eden şey. Ardından da bunları yaşama çabası başlıyor. Böylece yazmak, hüsrandan kurtulmanın bir yolu olarak çıkıyor karşımıza… Bir kulluk eylemi olarak algılıyorum bu amaç ve çabayı.” ‘Okumak Ve Yazmak’ adlı kitabında böyle bir girizgâh yaparak başlıyor yazmaya şair, yazar Mustafa Özçelik. Yazdıklarından da anladığımız gibi o tıpkı Asr Suresi’ndeki ayetlerin mihmandarlığında sürdürüyor yazı ve hayat yolculuğunu. Her daim hakkı tavsiye etmek sabrı tavsiye etmek ve hep güzele, iyiye, doğruya coşkun bir çağrıda bulunmak. “Çağın kirli ve çirkin sesleri bizi bunaltmışsa, bunu fark etmişsek Yunus’la tanışıklığımızı artıralım. Yunus, yeniden girsin hayatımıza. Her evin kütüphanesini bir Yunus Divanı süslesin. Yunus ilahileri söylensin her yerde yeniden… Her gün bir Yunus şiiri ile başlayalım güne…” diyor yazar Mustafa Özçelik ‘Yazmanın Büyülü Dünyası’ kitabında.

Pek çok yayınevinden kitapları neşredilen, masamda yakın zamanda gelmiş usta velûd şair ve yazarın kitapları. Nar Yayınları’nın sahibi Tayfur Esen Bey’in katkıları ile, ‘Okumak Ve Yazmak’, ‘Yazarlar Ve Kitaplar’, ‘Yazmanın Büyülü Dünyası’, ‘Şiir, Şair ve Hayat’. Naif, sağlam ve kavi şiirleri ile nice gönle seslenen şair, daha çok dergilerde yazdıkları deneme ve inceleme yazıları ile de arkasından gelen kuşağa yol açmaya, yol olmaya devam ediyor. Mustafa Özçelik Hocamızın kitapları değer bilen, has okur ile buluşmayı bekliyor...

Çıra Edebiyat Hız Kesmeden Edebiyata Katkı Sunuyor:

Çıra Edebiyat, Şakir Kurtulmuş Editörlüğünde, Davut Güler hocamızın çabaları ile tüm zorluklara rağmen yayınlarını kesintisiz sürdürüyor. Deneme ve şiir alanında yoğun bir şekilde yayına hazırlanan kitapların seviyesi ve edebi kamudaki değeri gün geçtikçe daha bir artıyor.

Velut yazarlardan aynı zamanda hemşerim Mustafa Uçurum’un ‘Şairin Aynası’ kitabı bu yıl yazarlar birliği deneme ödülüne layık görüldü. Cahit Külebi’ den, Edip Cansever’e, Turgut Uyar’dan Sezai Karakoç’a, Cahit Zarifoğlu’na uzanan bir şiir yolculuğuyla okuyucuyu sarıp kuşatıyor deneme dilinin samimi içtenlikli hali ile yazar.

Şiir şairin aynasıdır. Şiirdeki kelimelerin her biri şairin dünyasından ipuçları verir okura. Şair şiirini yazarken en çok da kendisini anlatır. Yaşadıkları, buldukları, kaybettikleri ile kelimeler; bir koza gibi şairin her halini dize dize dokur şiirde. Bu kitapta şairler ve şiirleler karşılayacak sizi. Şairlerin ayak sesini duyacaksınız. Anadolu’nun bereketini, sözün gücünü, edebiyatın nefes aldığı şairleri ve şiirleri bulacaksınız. Bir aynaya bakar gibi hayalinizde şairlerin yüzleri belirecek ”diyerek arka kapak yazısı okuru kitaba çağırıyor. Kitap şairin kaleminden şiirsel ve akıcı bir üslupla yazılmış has okuru bekliyor.

Çıra Edebiyat ’tan, Yakın Okumalar, Şadi Kocabaş’ın ilk kitabı Kuş Günlükleri’nden sonra okuyucu ile buluşan eleştiri inceleme kitabı. Şadi Kocabaş şairliğinin yanı sıra edebiyata emek harcayan, özenli ve seçici okumaları ile bunları kitaplaştıracak seviyede notlandıran kıymetli bir şair.

“Elinizde bulunan kitap, üzerinde çalışılan hikâye, roman, şiir ve deneme türündeki eserlerin satırları arasında saklı kodları, metni yalnızca kendinde arama yöntemiyle ve yorumbilimsel, kuramsal ve poetik izleklerden yürüyerek çözmeyi; içlerindeki büyük resmi yine estetik yorumlarla okurlara sunmayı amaçlamıştır.” Arka kapak yazısı kitapta yer alan konularla alakalı, aslında önemli ipuçları verir gibi.

Yine yayınevinden bana ulaşan; Mehmet Özger’in “Dikiş Yeri Modern Şiir Okumaları’ kendi alanında önemli bir inceleme ve araştırma kitabı. “Şairlerin şiir üzerine ve şairler üzerine yazdıkları, içeriden bir bakışa sahip olmaları bakımından önemlidir. Şair ve aynı zamanda akademisyen kimliğiyle bilenen Mehmet Özger Dikiş Yeri’nde dönemsel bir bakışın dışına çıkarak, Zarifoğlu, Akif İnan, Ebubekir Eroğlu, Kamil Eşfak, Arif Ay, Şakir Kurtulmuş, Nurettin Durman, Necat Çavuş, Ömer Erdem, Cevdet Karal, Haydar Ergülen, Mürsel Sönmez gibi uzun yıllar şiire emek vermiş şairlerin sui generis bir sanatçı olarak ele alıp değerlendirir.” (Arkakapak Yazısı)

Çıra Edebiyatı’n editörlüğünü de yapan Şakir Kurtulmuş kültürel programlar tertipleyerek edebi kamuda adeta samimi bir hareketlenmeyle birlikte eserlerini de neşrediyor. “Gökte Asılı Şarkılar” şairin okuyucu ile buluşan yeni şiir kitabı. Özenli, derinlikli, ince bir işçilikle kozasını ören Şakir Kurtulmuş’un naif, duyarlı, etkili ve her anlamda kuşatıcı bir dille yazdığı şiirler has okurları bekliyor.

Ağıtlar Evinde Uyumak

Abdülbaki İşcan hocamdan, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları’ndan değerli bir deneme kitabı geldi. “Müslüman yurtlarında rahatsız rüzgârlar eser hiç durmadan; zarif iç çekişlerin ağırlığında dünler, bugünler ve yarınlar ağıt olur boy gösterir. Korkarız gecelere dokunmaya. Hayatı esir alan mekânların bunaltıcı havasında susarız ve susunca kısık sesler sahici bir dokunuşla bize dokunur.” Ön Söz Yerine girizgâh yazısında böyle sesleniyor okura Abdülbaki İşcan hoca. Dokunaklı, naif, samimi bir dille temiz bir Türkçe ile yazılmış hissiyatı yüksek denemeler kuşatıyor okuru. “Diri toprak, sevgili maya! Bana kelimelerin en asilinden bir zerrecik ver. Yanıbaşında diz çökmüşüm, Beni kucakla” diyen yazarın arayış yüklü yakarışı okurun yüreğinde son bulur gibi. “Dokun Yüreğime” diyen yazar, “Umuda Yürümek” diyor sonra. Yazar, dumura uğramış insanlığı, savaşlar ve çıkmaz sokaklar ortasında muştuya, duaya, umuda, inşirahlara taşıyor yazdıklarıyla.

Öykü Kitapları Masamda

Behçet Bey Neden Gülümsedi

Abdullah Harmancı, işin mutfağında bulunan akademisyen kimliği ile hem edebiyatın eğitim noktasında seçkin duyarlı eğitimcisi, hem yayınlanan hikâye, öykü kitaplarına gösterdiği duyarlılıklarla her daim yazılar yazan emek harcayan bir kalem işçisi, hem de öykü ve deneme türündeki eserleri ile zamana, yaşadığı döneme şahitlik noktasında edebiyatın kuşatıcığında ve naifliğinde satırlar dokuyan bir sanatçı.

Behcet Bey Neden Gülümsedi, yazarın İz Yayınları’ndan çıkan son öykü kitabı. Kitap da 25 uzunlu, kısalı öyküler bulunmakta. Yazarın yaşadığı coğrafyaya, bu coğrafyanın insanına, inanca, geleneğe, hayatın akışında uyumlu ve uyumsuz ilişkilere, aile içi duyarlılıklara, hallere dokunuşlar, hassasiyetlerle yazılmış öyküler karşılıyor okuru. Duru, akıcı, üslup sahibi bir yazarın kaleminden çıktığı anlaşılan öyküler artık ustalık noktasındaki kıvamı ile okuru yormadan ilerliyor. Anadolu’dan serin, sıcak, duru bir esinti gibi, yine Anadolu insanın saf, masum, gelenek ve dinle yoğrulmuş hayatlarından insani hallerini usta bir dille doğal halleri ile okura aktaran yazar, bir dua sıcaklığında aslında kendi insanının da duruşunu ele verir gibi.

“Harmancı öyküsü bir dikkatin, inceliğin, naifliğin öyküsüdür. Acı bir dokunuştur ama merhametli bir konuşmadır. İnsana iyi gelen bir öyküdür Harmancı öyküsü. Yankılıdır, sarsıcıdır, müşfiktir, dermandır” diyor Abdullah Harmancı öyküsü için Akademisyen, yazar Köksal Alver. Yine Ahmet Sarı; “Harmancının öyküleri, size nazar değdiğini düşünen annenizin Felak ve Naslarından sonra yüzünüze üfürdüğü o huzur dolu soluğudur” diyerek usta yazarın serencamını anlatır gibi…

Coğrafyada Grili Savaş

Sevgi Korkusuz ’un, MGV Yayınlarından neşredilen ilk öykü kitabı; Coğrafyada Grili Savaş. Kitap da 16 öykü yer almakta. Yaşadığımız hayatta olağan, sıradan olarak gördüğümü, yaşadığımız hallerin nasıl aniden trajediye dönebileceğini, sade, akıcı bir dille aktarıyor yazar.

Merhameti, samimiyeti, iyi niyet hallerini insanı değiştirip dönüştüren trajik hallere dönüştüren sarsıcı halleri öyküleştiren yazar sezgileri ve güçlü gözlemleri ile sağlam öykülerin ipuçlarını verir gibi.

Evet! Evet! Kayıp hikâyeler var bu sayfalarda. Kırmızı bodur tramvayın ardına sen de takılacaksın. Bronz tenli küçük bir kızın el izleri, şehidin kapanan perdesi, gölgeye sarılan yürekler, kışı baharla silecek umutlar var. Bıçak ağzı gibi keskin, şalın rengi gibi narin, ruhunda iz bırakacak ortak öyküler var. Hepsi beden değil burada senin de hikâyen var. Hadi sayfaları çevir ve soluklan. Sahi kırmızı bodur tramvaya bindin mi hiç?” diyerek öykü okurunu kitaba çağırıyor yazar.