Dolar (USD)
32.39
Euro (EUR)
34.57
Gram Altın
2387.34
BIST 100
10045.74
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Dışişleri Bakanı Fidan, Katarlı mevkidaşı Al Sani ile ortak basın toplantısında konuştu

Fidan, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Katar'daki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Dışişleri Bakanı Fidan, Katarlı mevkidaşı Al Sani ile ortak basın toplantısında konuştu
17 Nisan 2024 22:08:04
Fidan, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Katar'daki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Batılı ülkelerin İran karşısında tek bir ses olarak tepki verdiğini belirterek, "Şimdi de aynı şekilde, ABD başta olmak üzere, İsrail üzerinde etkisi olan ülkelerin ortak tutum sergilemeleri ve İsrail'e dur demeleri gerekmektedir." dedi.

Katarlı mevkidaşı Al Sani'ye gösterdikleri misafirperverlikten dolayı teşekkür eden Fidan, iki ülke arasındaki ilişkiler ve bölgesel konular açısından Al Sani ile çok yoğun ve nitelikli bir koordinasyonları olduğunu ve sürekli bölge meselelerini koordinasyon içerisinde beraber götürdüklerini söyledi.

Fidan, Türkiye ile Katar arasındaki ilişkilerin ve iki halk arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarının son 10 yılda müstesna bir düzeye ulaştığını vurgulayarak, bu işbirliğinin temelinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani'nin ortaya koyduğu kuvvetli irade bulunduğunu dile getirdi.

Yüksek Stratejik Komitenin dokuzuncu toplantısının iki ülke liderleri başkanlığında Doha'da düzenlendiğini anımsatan Fidan, bir sonraki toplantının bu yıl içinde Türkiye'de düzenleneceğini ifade etti.

Fidan, bugünkü görüşmelerde iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari işbirliğini de kapsamlı bir şekilde ele alma imkanı olduğunu kaydederek, kısa ve orta vadedeki 5 milyar dolarlık ticaret hacmi hedeflerine ulaşabileceklerine inandıklarını belirtti.

Yatırımları, turizm ve enerji gibi alanlardaki mevcut işbirliğini daha da derinleştirme imkanlarını ele aldıklarını kaydeden Fidan, Ticaret ve Ekonomik Ortaklık Anlaşması'nın şubatta TBMM tarafından onaylandığını hatırlattı.

Fidan, bu anlaşmanın ekonomik ve ticari ilişkilerdeki hedeflere ulaşmada önemli bir ivme yaratacağına işaret ederek, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile Türkiye arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerinin yeniden başlatılması kararının Katar'la ticarete katkı sağlayacağını söyledi.

KİK ile kurumsal ilişkileri güçlendirmek için Katar ve diğer üye ülkelerle çalışmaları sürdüreceklerini aktaran Fidan, görüşmelerde askeri ve savunma sanayi alanındaki işbirliğini de görüştüklerini dile getirdi.

Fidan, Doha'da bulunan Türk-Katar Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığının faaliyetlerini değerlendirme imkanı bulduklarını da ifade etti.

- "İsrail üzerinde etkisi olan ülkeler İsrail'e dur demeli"

İsrail'in, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2728 sayılı kararını ve Uluslararası Adalet Divanının aldığı ihtiyati tedbirleri harfiyen uygulamasının şart olduğuna dikkati çeken Fidan, "Bir an önce acil ve kalıcı ateşkes sağlanmalıdır. İnsani yardımlara izin verilmelidir. Sonrasında ise iki devletli çözümü hayata geçirmeye dönük adımları ivedilikle atmalıyız. Batılı ülkelerin, İran karşısında tek bir ses olarak tepki verebildiklerini gördük. Şimdi de aynı şekilde, ABD başta olmak üzere, İsrail üzerinde etkisi olan ülkelerin ortak tutum sergilemeleri ve İsrail'e dur demeleri gerekmektedir." diye konuştu.

Fidan, mevkidaşı Al Sani ile Filistinli kardeşlerinin yaralarının sarılması için yapılabilecek ilave ortak adımları değerlendirdiklerini belirterek, Türkiye olarak Katar'ın ateşkes için yürüttüğü çabaları desteklediklerini söyledi.

Al Sani'ye bu konudaki çabaları için teşekkürlerini ileten Fidan, başta Katar Emiri Şeyh Temim olmak üzere, Dışişleri Bakanı Al Sani ve çalışma arkadaşlarının çok yoğun çaba harcadığını ve Türkiye'nin bunu takdir ettiğini dile getirdi.

Fidan, sürecin, Filistin halkının vazgeçilmez haklarına ve istikbaline halel getirmemesi için çalışmayı sürdüreceklerini vurgulayarak, tüm bu yaşananların Filistinliler arası birliğin tesisinin önemini bir kez daha ortaya koyduğunun altını çizdi.

Bu amaca yönelik olarak, tüm tarafların yapıcı tutum sergilemesinde büyük fayda gördüklerini kaydeden Fidan, "Nihai amacımız, adil ve kalıcı barışın tesisidir. 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti'nin kurulmasını desteklemeye var gücümüzle devam edeceğiz. Bu ziyaretin, Filistin halkı, Türkiye-Katar ilişkileri ve bölgemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum." ifadelerini kullandı.

- "Katar ile Türkiye arasında çok yoğun bir koordinasyon var"

Fidan, Türkiye ile Katar arasında özellikle Filistin meselesinde var olan krizle ilgili çok yoğun bir koordinasyon mekanizması bulunduğunu belirterek, hem siyasi düzeyde hem diğer kurumlar arasında bu görüşmelerin yapıldığını ve liderler düzeyinde de görüşmelerin devam ettiğini söyledi.

Özellikle Al Sani ile hem İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) bünyesinde oluşturulan Temas Grubu vesilesiyle hem de ikili görüşmelerle sürekli bir koordinasyon içerisinde olduklarına işaret eden Fidan, "Türkiye ve Katar, Hamas'la sağlıklı ilişkisi olan ender ülkelerden ikisidir. Dolayısıyla özellikle şu anda yürütülmekte olan ateşkes görüşmelerinde elimizden ne geliyorsa onu yapmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Özellikle Katarlı kardeşlerimizin Mısırlı kardeşlerimizle ortaya koydukları çabaya biz ne türden destek verebiliriz, onunla ilgili düzenli istişarelerimiz oluyor." diye konuştu.

Fidan, çoğu zaman özellikle Batı ve diğer dünya kamuoyu temsilcilerinin Türkiye'yle temasa geçtiğini belirterek, "Belli konularda görüşlerimiz isteniyor ve belli konularda müdahalemiz isteniyor. Bunların detayına girmek istemiyorum. Bunları yaparken Katarlı kardeşlerimizle sürekli bir koordinasyon içerisindeyiz. Özellikle ateşkesle ilgili anlaşmaların yürütülmesinde kendileri önemli bir rol oynamakta, biz bu role nasıl destek verebiliriz, daha farklı nasıl katkıda bulunabiliriz, bizim amacımız şu anda bu." dedi.

İnsani yardımlar konusunda da Türkiye ile Katar arasında ciddi bir koordinasyon olduğuna dikkati çeken Fidan, bölgede özellikle istikrarın ve barışın tehlikeye girmemesi, çatışmanın yayılmaması için neler yapılabileceğine dair stratejik görüş alışverişinde bulunduklarını dile getirdi.

Fidan, özellikle hem iki ülke arasında hem Türkiye'ye dost olan diğer ülkelerle ortak bir strateji ve görüş oluşturma konusunda yoğun çalışmaları olduğunu aktararak, bu çalışmaları diğer ilgili taraflara, dünya kamuoyuna, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere diğer siyasi aktörlere nasıl ilebileceklerine dair sürekli devam eden çalışmaları olduğunu söyledi.

Katar ile Türkiye arasındaki koordinasyona ilişkin Fidan, "Aramızdaki koordinasyon çok yoğun ve devamlı bir nitelik taşımakta." dedi.

- Hamas Siyasi Büro Başkanı Heniyye ile görüşme

Fidan, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye ve heyetiyle görüşmesine ilişkin, Heniyye ve Siyasi Büro'nun diğer yönetici ekibiyle yaklaşık 3 saatlik bir görüşme yaptıklarını belirterek, Heniyye'ye hem taziyelerini hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın selamlarını ilettiklerini söyledi.

Görüşme esnasında birkaç hususa yoğunlaştıklarını aktaran Fidan, bunların başında mevkidaşı Al Sani ile de konuşmalarının konusu olan, yürüyen ateşkesle ilgili müzakerelerin olduğunu dile getirdi.

Fidan, bu müzakerelerde Hamas’ın perspektifinin ve durduğu yerin ne olduğuna ve şu anda gelinen noktayı nasıl değerlendirdiğine dair yoğun görüş alışverişinde bulunduklarını kaydederek, Türkiye olarak kendi görüşlerini de paylaştıklarını ifade etti.

Türkiye'nin iki devletli çözüm için Katar ve diğer ülkelerle yoğun bir çaba sarf ettiğine dikkati çeken Fidan, "Bu trajediden, 30 binden fazla insanın şehadetinden eğer ortaya çıkacak bir fayda varsa, o da iki devletli çözüm suretiyle bölgeye kalıcı barışın gelmesi olacaktır diye değerlendiriyoruz." dedi.

Fidan, bunun için çok yoğun çaba gösterdiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunu yaparken özellikle Batı'da bu fikre sempatik olan, bunu desteklemek isteyen birçok aktörün Hamas’la ilgili endişelerinin olduğunu görüyoruz. Özellikle Hamas’la ilgili yapılan İsrail kaynaklı propagandanın Hamas'ı bir ulusal direniş hareketi olarak göstermekten daha ziyade bir DEAŞ gibi terörist örgüt olarak nitelendirme çabalarının Batı'da ve uluslararası kamuoyunun bazı aktörleri nezdinde makes bulduğunu görüyoruz maalesef. Hamas’la yaptığımız görüşmelerde bu türden algıların giderilmesi için kendilerinin özellikle iki devletli çözüm, Filistin devletine giden çözüm içerisinde ne türden görüşleri var, ne türden beklentileri var bunları açık şekilde ifade etmeleri gerektiği konusunda görüş alışverişinde bulunduk.

Ben daha önce de Batılı muhataplarımla yaptığım görüşmelerde de söyledim. Yıllardır Hamas’la yaptığımız siyasi görüşmelerde, kendilerinin 1967 sınırları içerisinde kurulacak olan bir Filistin devletini kabul ettiklerini ve Filistin devletinin kurulmasını müteakip Hamas’ın ayrıca silahlı kanadının olmasına gerek kalmayacağını, kendilerinin bir siyasi parti olarak hayatlarına devam edeceklerini bana ilettiler. Bu da aslında bence dünya kamuoyunun Filistin devletine giden yolda atacağı adım için fevkalade önemli bir mesaj diye düşünüyorum. Ben bugün kendilerinden bu türden mesajları almaktan memnun oldum."