Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Dost dediklerimiz gereğini yapmıyor

Suriye'de DAEŞ'le mücadelede verilen silahların terör örgütlerinin eline geçtiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Avrupa işi ucundan tutuyor. Terör örgütü PKK, PYD ve DAEŞ'in elinde ABD, Rus ve batılı devlet yapımı silahlar var. Biz stratejik müttefikiz, biz bu silahların bazılarını almaktan zorlanıyoruz. Dost dediklerimiz gereğini yapmıyor" dedi.
Dost dediklerimiz gereğini yapmıyor
07 Şubat 2016 11:36:00
Suriye'de DAEŞ'le mücadelede verilen silahların terör örgütlerinin eline geçtiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Avrupa işi ucundan tutuyor. Terör örgütü PKK, PYD ve DAEŞ'in elinde ABD, Rus ve batılı devlet yapımı silahlar var. Biz stratejik müttefikiz, biz bu silahların bazılarını almaktan zorlanıyoruz. Dost dediklerimiz gereğini yapmıyor" dedi.

Ali Adakoğlu / Ekvador

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şili, Peru, Ekvator, Senegal programı dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Şili, Peru, Ekvator ve Senegal ziyaretlerini değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Latin Amerika ülkelerinden Şili, kendisiyle serbest ticaret anlaşmamızın zaten olduğu bir ülke. Peru'yla da serbest ticaret anlaşması için dördüncü etap çalışmalarını bitirdik, beşinci etap çalışmaları da mayıs gibi yapılacak. Ekvatorla da benzer bir çalışma içerisindeyiz. Senegal'le yaptığımız görüşmeler de çok verimli geçti. Senegal bir kalkınma hamlesi içinde. Türk firmalarına da imkan hazırlıyorlar. En son bir Türk firmalarından Summa'nın Dakar'da inşa ettiği kongre merkezi çok takdir topladı. Senegal'de Doğuş Mobilya Grubu da yabancı bir ortakla birlikte hal ve gar projesi teklifi verdi. Summa ve Limak, ayrıca büyük ihtimalle havalimanını projesini de almak üzereler" dedi.

Bütün fikirler tartışılmalı

Ziyaret ettiğiniz üç ülke Şili, Peru, Ekvator'un ortak özelliklerinden biri resmi dillerinin İspanyolca olması, üçünün de başkanlık sistemi ile yönetilmesiu2026 Geçen yıllarda ziyaret ettiğiniz Arjantin, Brezilya gibi ülkeler de öyle. Ekibinizdeki danışmanlarınız bu ülkelerdeki sistemlerle ilgili bir çalışma yaptı mı? Türkiye'de süreç nasıl ilerleyecek; parlamentodaki komisyonlara mı bırakacaksınız yoksa Türkiye genelinde arama konferanslarıyla mı olacak?

Erdoğan, "Bu konu ile ilgili olarak parlamentoda yapılacak olan çalışma aslında Türkiye'de bu konuyu düşünen bütün kesimler için aydınından, medya organlarına, STK'lara varıncaya kadar hepsine adeta bir işaret fişeği olacaktır. Siyaset ne düşünüyor, siyasetin dili nedir, buraya katılan temsilciler ne gibi bir çalışma yürütüyorlar. Bunlar maddeler görüşüldükçe ortaya çıkacaktır. Bütün yazılı ve görsel medya sayesinde kamuyla paylaşılacak. Bu konuda kamuoyu oluşmasının, kamuoyunu oluşturacak bütün kesimlerin kendi düşüncelerini daha da olgunlaştırmalarının önemli olduğunu düşünüyorum. Zira kimse benim düşüncem dört dörtlük doğrudur diyemez. Nitekim hep birlikte yürütülecek çalışmalar neticesinde sürecin en iyi biçimde taçlandırılacağına inanıyorum.

Kimliklerini koruyorlar

Sözünü ettiğiniz Latin Amerika ülkelerine baktığınızda, dil olarak İspanyolca konuşmakla birlikte, yönetim sistemleri İspanya gibi değil. Zira İspanya'da başkanlık yok. Buradaki ülkelerin yönetim biçimleri, bilindiği üzere, farklı yerlerden etkilenerek şekillendi. Kimisi sosyalist yönetimlerden bir kısmı da kapitalist yönetimlerden ABD'den bazı şeyler kapmaya başladı. İdari bakımdan hukuku çok iyi olan yönetimler var. Ama aralarında farklılıklar da var. Ekvator gibi, Şili'de durum farklı, Peru'da farklı. İspanya'dan tamamen kopabilmişler mi, hayır. Örf ve adetlerde kopmamışlar. Kendi gelenek göreneklerine çok önem veriyorlar. Ekvator'da saraya giderken gördük, kendi gelenekleri görenekleri ile bizi karşıladılar. Sayın Başkan giydiği gömlekle bir mesaj veriyor. Aynı kişi kravat da takıyor. Ceketinin altındaki gömlek örfi gömlekti. Bizde böyle şeyler olsa, yazılı ve görsel medya günlerce kıyamet koparır, kravatı niye yoktu diye. Beştepe'de yaşadıklarımız çok açık net ortada.

Beştepe'de toplantılar devam edecek

Türkiye'ye dönecek olursak ben şu altı aylık süreci çok önemsiyorum. Altı aylık süreç içinde dört partinin üçer temsilcisi acaba neler söyleyecekler, Onlar o çalışmayı yaparken biz boş mu duracağız, elbet boş durmayacağız. Beştepe toplantıları ile sivil toplum örgütleri ile yanımdaki mesai arkadaşlarımdan oluşturduğum 20'ye aşkın ekibimle temaslar sürdürülecek. Bunlar arasında akademik deneyimi olan, siyasi deneyimi olan, hukukçu olan, farklı alanlardan olan arkadaşlarımız var. Zaman zaman benim de katılacağım toplantılarla çalışmalarımızı sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.

Rusya'nın konuşmaya hakkı yok

Halep'e doğru saldırılar gerçekleşiyor, göç ihtimali artıyor. Rusya kaynakları da Türkiye'nin büyük bir askeri operasyon hazırlığında olduğu yönünde haberler yazılmaya başladı. 70 bin kişi kapıda. Suriye'de son durum ve Türkiye'nin yol haritası nedir?

70 bin ifadesi şu anda olası bir durumdur. Buna yok demek mümkün değildir diyen Erdoğan, "Halep'in bir bölümünde şu anda rejim orayı kesmiş durumda, koridorun güneyinden kuzeye geçiş şu an itibarı ile mümkün değil. Türkiye tehdit altındadır. Bunlar kapımıza dayanmışsa, başka çareleri de yoksa, gerekirse bu kardeşlerimizi yine almak zorundayız, alacağız. Rusya'nın 'TSK hazırlık içerisindedir' iddiasına gelince. Aslında Rusya'ya sormak lazım: Senin ne işin var Suriye'de? Şu anda adeta işgalcisin, sen devlet terörü estiren bir kişiyle beraber hareket ediyorsun, 400 bin kişinin katiliyle beraber hareket ediyorsun, sivilleri öldürmeye devam ediyorsun. Türk askeri asla o tür eylemler içinde olmamıştır. Türkiye, 911 kilometrelik sınırıyla tehdit altında, elbette tedbirini alacak. Türkiye sadece tedbir alıyor, Rusya ise taarruzda. Bu nedenle Rusya'nın o tür şeyleri konuşmaya hakkı yok. Bizim kendimizi savunma noktasında her an hazırlıklı olmak mecburiyetindeyiz. Kaldı ki orada bizim soydaşlarımız da var. BM Güvenlik konseyinin 2 bin 254 sayılı konunun bir an evvel işletmesini bekliyoruz, o adımın atılması lazım, silahların susması lazım, göçmenlerin korunması adımlarını atması lazım. BM güvenlik konseyi ağır hareket ediyor. Başta ABD olmak üzere, Fransa, İngiltere, Almanya gibi Katar, Türkiye hep birlikte hareketle bu masum insanları korumak zorunda" dedi.

Sözlerini yerine getirmediler

Mülteci meselesi, Suriye bir şehir kurulma meselesi gündeme gelebiliyor mu? Merkel için de bir panik havasıyla geliyor görüntüsü var.

Merkel ile son zamanlarda görüşmelerin sıklaştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerek sayın Davutoğlu'nun Almanya seyahati, Merkel'in İstanbul'a gelmesi, Davutoğlu ve şahsımla yaptığı görüşmeler, ardından Londra görüşmesi ve şurada bir hafta oldu olmadı hemen buraya geliyor olması. Pazartesi kendisiyle Ankara'da görüşeceğim. Sayın Başbakan da görüşecek. Ana başlık büyük ihtimalle mülteciler sorunu. Yapılan donörler toplantısında verilmiş 10 milyar Euro'luk bir verilmiş sözden bahsediyorlar. Daha önce Türkiye'deki Suriyeliler için kullanılmak üzere 3 milyar Euro sözü var. Bunlardan en ufak bir şey Türkiye'ye yansımış değil. Bütün bunları görüşme şansımız olacak diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.

Güvenli bölgeyi kurabiliriz

ABD öncülüğündeki koalisyon DAEŞ ile mücadele içindeymiş gibi görünüyor, Esed rejimi ile ilgili bir adım yok. Güvenli bölge konusunda da bir gelişme var mı?

Erdoğan, "Benim bu düşüncemi G-20 ülkelerinin tamamına yakını biliyor. Hepsiyle tek tek görüşmelerim oldu. Terörden arındırılmış güvenli bölge, bunun yanında uçuşa yasak bölge düşüncelerimi hepsine aktırdım, hepsi olumlu sözler söyledi ama dönüş henüz olmadı. Sayın Merkel ile paylaşacağız, önümüzdeki günlerde Sayın Obama'yla telefon görüşmesi de yapabilirim. Biz Koalisyon güçleri olarak bir adımı attıysak arkasını getirelim. Arkası gelmeyecek bir adımı niye atıyoruz? Biz bir taraftan arkasını getirmezken, terör estiren Esed rejimi ile Rusya ve İran adımlar atabiliyorlar. Bunları görmemiz lazım. Burada terörden arındırılmış bölge konusunda, kilometresine varıncaya kadar ABD ile mutabıkız. "Bu bile azdır" dedim Sayın Obama'ya; biz bunu büyütebiliriz. İnşaat sektöründe başarılıyız. Donörlerin katkılarıyla, Suriye sınırı dahilinde güvenli bölgede üst yapısı ve alt yapısı ile bir şehir kurabiliriz. Okulları, hastaneleri, her şeyi olmak suretiyle bunu yapacağız. Bu adımı atmanın çok faydalı olacağını düşünüyorum.

ABD, İncirlik'in açılması ile ilgili mutabakat çerçevesinde, ABD güvenli bölge konusunda üzerine düşeni yerine getiriyor mu?

Yerine getirdikleri var, getirmedikleri var. Güvenli bölge konusunda ABD baştan itibaren pek inanmamıştı, sonra inanmaya başladı. Uçuşa yasak bölgeye karşı çıktılar ama onda da şu anda bir yumuşama var. Temenni ederim ki bu konularda mutabık kalırız" ifadelerini kullandı.

İran mezhep savaşlarına zemin hazırladı

Ekvator'daki basın toplantısı sırasında Suriye ile ilgili olarak dile getirdiğiniz, Batılı ülkelerin mesajlarındaki çelişkilerin perde arkasında ne var? 70 bin kişi Halep'ten kişi yola çıktı, 100 bin diyen var; AB göçmen trafiği kesilsin diye panik halinde, ama bu insanlar Rusya ve Şam rejimi tarafından hala vuruluyor. Kimse sivil ya da silahlı ayırmıyor, üzerlerine bomba yağıyor. Diğer ülke liderleri ikili görüşmelerde bunların ne cevap veriyor?

Kimse 'Doğru değil' demiyor; tam tersine, hepsi 'Haklısın' diyor diyen Erdoğan, "Ama önemli olan hak vermek değil, hakkı teslim etmek, gereğini yerine getirmektir. Orada insanlar acımasızca öldürülüyor. 400 bin insan katledildi, tarih katledildi, ölenler Müslüman, yok olan İslam tarihi. Bu kadar acımasızca yapılıyor, bunu kenara koymak mümkün değil. İran'ın tutumunu anlamakta zorlanıyorum, bir şey söylediğimiz zaman da güceniyorlar. Burayı niçin mezhep savaşına kurban ediyoruz. Yaşanan acılardan dolayı bizler dertliyiz, bunlar dertli değil. Avrupa dertli değil, işi ucundan tutuyorlar. Bizdeki PKK terör örgütünün hücrelerinden çıkan silahlarda, Rus var mı var, ABD silahları, Batı'nın var mı, var. Nereden geliyor bu silahlar? PYD'nin durumu ortada. 'Yapmayın, bunlara göndereceğiniz silahların bir kısmı da DAEŞ'e gidecek' diye uyardık. Şimdi en modern silahlar DAEŞ'in elinde. Biz stratejik müttefikiz, biz bu silahların bazılarını almaktan zorlanıyoruz. Dost dediklerimiz gereğini yapmıyor. Biz de bu dostlarla görüştüğümüzde kendilerine açık açık söyleyeceğiz. Tabii çok samimi davranan dostlar da var" dedi.

NATO gerekli adımları atmalıdır

Halep, kuzey koridoruu2026 Suriye'de önümüzdeki günler tedirgin edici görünüyor. Türkiye'nin hassasiyetleri belli. Suriye'de bir fiili durum oluşturulur mu? Olursa Türkiye ne yapabilir?

Döner dönmez, dar kapsamlı bir güvenlik toplantısı yapacağını söyleyen Erdoğan, "Hassas konularımızı orada değerlendireceğiz. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi hassasiyetlerimizin olduğu konular var. Irak'ta düşülen hataya Suriye'de düşmek istemiyordum. Ben 1 Mart tezkeresinin yanındaydım, karşı olanlar bunu söylemediler. Birileri de gizli kulisler attılar. O insanların kimler olduğunu sizler araştırır bulursunuz. 1 Mart tezkeresinde Türkiye Irak'ta olsaydı Irak'ın durum böyle olmazdı. 1 Mart tezkeresinde çıkacak netice Türkiye'yi masaya getirecekti. O zaman Bush, benle yaptığı görüşmelerde bir ricada bulundu. Ama maalesef biz kendi arkadaşlarımızın yanlışıyla baş başa kaldık. Sonra göreve geldim, başbakan oldum, tekrar ricada bulundu ve tezkere geçti ama o zaman da, oradaki Kuzey Irak'taki Kürt kardeşlerimiz bizim oraya girmemizi istemediler. Biz de dedik ki istenmediğimiz yere girmeyiz. Ufku görmek çok önemli. Şimdi Suriye'de de, bu iş ancak bir yere kadar böyle gider. Hassasiyetlerimizi Türkiye olarak korumak zorundayız. Bu hava sahası, sadece Türkiye'nin hava sahası değildir, aynı zamanda NATO hava sahasıdır. Onlar da gerekli adımları atmak durumundadır. Bunlar aynı zamanda herkes için bir test niteliği taşıyor" dedi.

Türkiye ani bir hareketle karşı karşıya kalabilir mi; böyle bir fiili duruma karşı neler yapılabilir?

Erdoğan, "Bu tür şeyler konuşulmaz, gerektiğinde gereken neyse yapılır. Şu anda biz bütün güvenlik güçlerimizle, her şeyimizle tüm ihtimallere karşı hazır durumdayız. Kimsenin endişesi olmasın.

Bir Suriye tezkeresi gündeme gelir mi?

Ülkemize yönelik tehditlere karşı Silahlı Kuvvetlerimiz her türlü yetkiye zaten sahip durumda. Ulusal güvenliğimiz açısından bir sıkıntı yok.

Suriye konusunda, çözüm için bir tarih vermek mümkün mü?

Bu işlerin tarihi olmaz. Nitekim Suriye krizinde de çok farklı şeyler düşünülüyordu, ama olay halihazırda beş yılı aşmış vaziyette" ifadelerini kullandı.

Halka zararları var

Diyarbakır Sur'da HDP vekillerinin linçe gidebilecek tepkilerle karşılaşmasına ne diyorsunuz?

Olayın ayrıntılarını henüz almadığını belirten Erdoğan, "Ama şunu biliyorum: Benim güneydoğudaki Kürt kardeşlerimin, oradaki halkın o milletvekillerine borcu yoktur, tam aksine alacağı vardır. Zira o vekillerin, Kürt halkına, güneydoğuya zarardan başka bir şeyleri olmamıştır. Kan, ölüm götürmüşlerdir. Başka hiçbir şey vermemişlerdir. Güneydoğu halkı hem topraklarına hem de özgürlük mücadelesine sahip çıkacaktır. Bunun önündeki en büyük engel o dediğiniz kişilerdir" dedi.

Türkiye uluslararası toplumla birlikte hareket etmeye gayret etti. Suriye ile ilgili bir çalışma var mı? Türkiye bu konuda tek başına bir şey yapmayı da düşünebilir mi?

Erdoğan, "Meseleyi uluslararası toplumla birlikte, ittifaklar ile götürme gayretindeyiz. Ulusal güvenliğimize yönelik tüm tehditlere karşı teyakkuz halinde olmak, gerekeni yapmak durumundayız. Gelişmeleri yakinen takip ediyoruz.

Teröre destek veriyorlar

BBC'de bir haber çıktı. PYD'nin yanlış yönlendirmesi ile ABD savaş uçakları sivilleri vurdu deniyordu. Batı kamuoyunda PYD'ye bakışta bir farklılık oluşabileceğini düşünüyor musunuz?

PYD bir terör örgütüdür diyen Erdoğan, "YPG bir terör örgütüdür. PKK ne ise PYD odur. Bunu bütün uluslararası örgütlere taşıyacağız. Taşımadığımız her an bizim için kayıptır. Terör örgütü olarak ilan edilmesi için adımlar atılmazsa, geç kalırızu2026 Ve bakın, Biden yanında bir yardımcısı ile geldi. Daha önce Sayın Obama'nın yanında da adı geçen bir ulusal güvenlik temsilcisi. Cenevre temsilcilerinin olduğu dönemde PYD gelemiyor, o kalkıyor, Kobani'ye gidiyor. Kobani'de sözde bir generalden plaket alıyor. Biz nasıl güveneceğiz. Ben miyim senin ortağın yoksa Kobani'deki teröristler mi? Bu meselelerin mücadelesini hep birlikte vermek durumundayız" dedi.

İmralı hükümetin muhatabı olamaz

"Seferberlik ilan edeceğiz" diye bir açıklama yaptı Sayın Başbakan. Ayrıca "Masa İmralı'da değil Ankara'da" dedi ve bazı gazetelerde yer aldı. Leyla Zana'nın sizinle bir görüşme talebi olmuştu; o konuyu da bu çerçeveden, muhataplık anlamında bundan sonraki süreç nasıl gelişir?

Erdoğan, "Ben 'Çözüm süreci buzdolabındadır' dedim. İmralı hiçbir zaman hükümetin bir muhatabı olamaz, kesinlikle olmamalıdır da. İmralı ile devletin çeşitli kurumları, başta Milli İstihbarat Teşkilatı olmak üzere görüşebilir; sadece onla değil başkaları ile de görüşülebilir. İstihbaratçının görevi budur. İstihbarat örgütü bunu yapmak, bilgi toplamak zorundadır. Bunu alır, devlete hükümete taşır. Hükümet de ona göre adımlar atar. Mesela milletvekillerine müsaade ediyorduk, gidiyorlardı. Ama daha sonra dedim ki arkadaşlara, kesinlikle milletvekillerinin de gitmemesi lazım. Yasaya göre gidebilecek olanlar kimdir, yakınları. Onlar gitsin. Bundan sonra milletvekillerine kesinlikle müsaade edilmemesi lazım. Müsaade edildi de ne netice aldık? Bunların şov yapmasına fırsat vermenin bir anlamı var mı? Şimdi, Leyla Hanımu2026 Tamam bunu konuştuk ama, önce git yemin et! Milletvekili olmanın tescili yemindir. Yemin ettikten sonra, herhangi bir pazarlık kaydı olmaksızın benden bir randevu istersen, başbakanlığımda nasıl yaptıysam burada da kabul ederdim. Ama hem yemin etmeyeceksin, hem de gazetelerdeki haberlere yansıdığı kadarıyla bazı şartlardan söz edeceksin. Bu olmaz. Cumhurbaşkanlığı makamına uygun bir tavır değil.

Bakanlar kuruluna başkanlık edeceğinizi bir tarih var mı önümüzdeki günlerde?

Bu ayın son pazartesinde Bakanlar kuruluna başkanlık edeceğim. Arkadaşlarıma konuyla ilgili talimatı verdim.

Suç işleyen bedelini ödemeli

Terörle mücadelede operasyonların başarıyla tamamlanmasının ardından, yeniden akil adamlar gibi bir heyetin oluşması, başka bir isim ve PKK-HDP unsurları dışında muhataplarla çözüm sürecinin buzdolabından çıkması söz konusu olabilir mi?

PKK yerine başka isim altında yeni bir şey olabilir mi; yanlış yaklaşım olur. Böyle bir şeyi düşünmek teröre farklı bir kılıf uydurmak anlamına gelir ki bu neye benzer; HDP'nin kuruluşundan bu yana durmadan bir seneyi bulmadan yeni bir parti kurması gibi. Bu da kapanırsa, yenileri de hazır olsun diye stepneler var. Ayrıca partilerin kapatılmasına karşıyım. En üst düzey yöneticilerinden alt düzeye varıncaya kadar suçu irtikap edenler bedelini ödemelidir. Hedef tüzel kişilikler olmamalı " dedi

Mısır ile ilişkilerde son durum nedir, bir gelişme var mı?

Konu ile ilgili tavrının net olduğunu söyleyen Erdoğan, "Mursi ve arkadaşları başta olmak üzere idamlarla ilgili kararlar gözden geçirip kaldırılmadıktan sonra, ben Sisi ile görüşmem. Fakat bizim Mısır halkı ile halkımız arasındaki ilişkinin devamı noktasında da asla olumsuz değilim. Bakanlarımız görüşebilirler. Peki, Başbakan görüşebilir mi? Ben Başbakan'ımızın görüşmesini dahi doğru bulmam. Başbakanlığım döneminde de bu kanaatteydim. Halkın seçtiği bir cumhurbaşkanını darbeyle indirmek suretiyle oraya yerleşen bir insana, demokrasiye inanmışsak bu şekilde bakmamız gerekir diye düşünüyorum. Bizim halkımız ile Mısır halkı, aynı kültür, aynı değer yargılarına inanan iki ülke. Tabii ki biz bu noktada kopamamalıyız" şeklinde konuştu.

Filistin'e uygulanan ambargo kalkmalı

İsrail ile ilişkiler hangi noktada?

İsrail meselesinde bütün samimiyetin korunduğunu belirten Erdoğan, "Biz ne dedik: Bir özür, iki tazminat, üç ambargonun kaldırılması. Özür noktasında Sayın Obama'nın devreye girmesiyle bu sağlandı. Tazminatta da bir yere gelindi. Ambargoya gelince, ambargonun içeriği var. Şu anda, işi insan hakları açısından ele alalım. Bir, Filistin'in ciddi bir enerji sıkıntısı var. Bu enerji sıkıntısı noktasında, Türkiye referanslı olabilir, enerji üreten bir gemi ile Gazze'ye enerji verilmesini sağlamaku2026 İki, bununla birlikte iletim hatlarının kurulması lazım, bu hatların inşasına müsaade etmek. Üçüncü önemli sıkıntı, ciddi su sorunu var orada, onun için sondaj çalışmaları denizden arıtma suretiyle su temini. Dört, bunun şebekelerinin kurulması. Bunun dışında hastanelerin şu anda bir tanesini bitirdik. Yeterli değil yaygınlaştırılması lazım, bunların devamı gerekiyor. Dünyanın değişik yerlerinden de gelebilir, bunu İsrail kabul etmiyor" şeklinde konuştu.