Dolar (USD)
32.21
Euro (EUR)
34.74
Gram Altın
2456.37
BIST 100
10335.02
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Eğitimde enderun modeli olmalı

Türkiye’nin köklerinde yer alan büyük eğitim kurumları devletin büyümesinde önemli yer almıştı. Enderun ile büyüyen Osmanlı Batı eğitimi ile küçüldü diyen NEÜ Öğretim Üyesi Halil İbrahim Çelik, “Eğitimde hep reform yapıyoruz ama başaramadık. Eğer reformlar Batı taklitçiliğinden, aile eğitimiyle, öğretmen yetiştirme sorunu çözülerek, bireye göre eğitim ve seçkinci eğitim yapılarak yapılırsa, eğitimdeki sorunlarımızı aşarız. Bunun için bize özel milli ve yerli bir eğitim sistemi geliştirmemiz gerekiyor” dedi.
Eğitimde enderun modeli olmalı
11 Kasım 2018 11:38:00
Türkiye’nin köklerinde yer alan büyük eğitim kurumları devletin büyümesinde önemli yer almıştı. Enderun ile büyüyen Osmanlı Batı eğitimi ile küçüldü diyen NEÜ Öğretim Üyesi Halil İbrahim Çelik, “Eğitimde hep reform yapıyoruz ama başaramadık. Eğer reformlar Batı taklitçiliğinden, aile eğitimiyle, öğretmen yetiştirme sorunu çözülerek, bireye göre eğitim ve seçkinci eğitim yapılarak yapılırsa, eğitimdeki sorunlarımızı aşarız. Bunun için bize özel milli ve yerli bir eğitim sistemi geliştirmemiz gerekiyor” dedi.

NEŞAT GÜNDOĞDU/ANKARA

Birlik Vakfı’nda “Dünden Bugüne Maarif Davamız” konulu konferansta konuşan Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Öğretim Üyesi Halil İbrahim Çelik, Osmanlı’nın Enderunlardaki eğitimle imparatorluk haline geldiğini belirterek, eğitimde bugün yaşanan sıkıntıların bu sistemin reforme edilerek günümüze aktarılmamasından kaynaklandığını belirtti.

Enderun’un etkisi büyük

Eğitimin, günümüzde “dava” haline geldiğini vurgulayan Çelik, tarihte eğitimin nirengi noktalarının 1453, 3. Selim’in Avrupa’ya Türk öğrencileri göndermesi, 1923 ve 1946 yılları olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: “Selçuklu’da eğitimin temelini nizamiye medreseleri, Anadolu Selçukluları ve Osmanlı’da ise medreseler değişerek eğitime devam ediyordu. Osmanlı eğer 600 yıllık bir imparatorluk olduysa, bu Enderunlar sayesinde olmuştur. Enderunlarda bütün öğrencilere aynı ders verilmez. Osmanlı mekteplerindeki her çocuk ilgi alanına ve yeteneğine göre değerlendirilir, ona göre eğitim verilirdi. Enderun, devlet ve toplumu yönetecek nitelikli insanların seçilip eğitilmesi üzerine kurulmuş. Bizim eğitimimizdeki temel sorun buradan kaynaklanıyor.”

Yerli ve Milli model gerekiyor

Osmanlı’nın son dönemlerinde medreselerde eğitim devam ederken mekteplerin de açılmaya başladığına değinen Çelik, Batılı görüşlerle Anadolu’nun bütün şehirlerinde açılan bu okulların Fransa’dan gelen hocalar ve kitaplarla Batılılaşmış bir eğitim verdiğini, ancak öğrencilerin Fransızca bilmemesi sebebiyle bu eğitimde başarılı olunmamasını şöyle açıkladı: “Sorunumuzu nedir, nasıl çözeriz sorusuna cevap bulmak yerine, Almanya, İngiltere gibi ülkeler ne yapmış, ona bakıyoruz. Maarif davamızdaki sorunun bir sebebi de bu; büyük bir millet olarak başkalarının ne yaptığına değil, kendi ne yaptığımıza bakmamız lazım. 2.Abdülhamid döneminde nerede, ne ürün üretiliyorsa o bölgeye bununla ilgili okullar açılmış. Yani yerelleşme ve ihtiyaca göre okullar açılıyor. Abdülhamid’in eğitimdeki reformlarının temelinde orta ve alt gelir grubu köylü çocukların yüksek tahsil yapabilmesi var. Bugün Süleyman Demirel, Turgut Özal, Necmettin Erbakan’ın yüksek eğitim görmesinin kaynağı budur. Eğitimde hep reform yapıyoruz ama başaramadık. Eğer reformlar Batı taklitçiliğinden, aile eğitimiyle, öğretmen yetiştirme sorunu çözülerek, bireye göre eğitim ve seçkinci eğitim yapılarak yapılırsa, eğitimdeki sorunlarımızı aşarız. Bunun için bize özel milli ve yerli bir eğitim sistemi geliştirmemiz gerekiyor.”