Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Fehmi Koru ve Akbay birbirlerine düştü!

Fehmi Koru'ya yanıt Sözcü gazetesinin patronu Burak Akbay'ın babası Ertuğrul Akbay'dan geldi.
Fehmi Koru ve Akbay birbirlerine düştü!
24 May 2017 13:00:00
Fehmi Koru'ya yanıt Sözcü gazetesinin patronu Burak Akbay'ın babası Ertuğrul Akbay'dan geldi.

Gazeteci Fehmi Koru, Sözcü'ye yönelik FETÖ soruşturmasında tanık sıfatıyla savcıya ifade verdi. Fehmi Koru "Burak Akbay'ın babası Ertuğrul Akbay bana 'Burak İsviçre'de cemaate ait bir evde yetişti' dedi" ifadelerini kullandı. Uzun yıllar Cemaat'in Zaman gazetesinde yazan Koru, 17-25 Aralık sürecinde Fethullah Gülen'e götürdüğü "sulh mektupları" ile gündeme gelmişti.

Fehmi Koru'ya yanıt Sözcü gazetesinin patronu Burak Akbay'ın babası Ertuğrul Akbay'dan geldi. Oğlu Burak Akbay'ın İsviçre'de kaldığı evlerin adreslerini açıklayan Ertuğrul Akbay, Fehmi Koru'nun kendisini ve ailesini hedef almasına ilişkin tanık olduğu çarpıcı bir olay anlattı.

Ertuğrul Akbay, "Bugüne kadar kimsenin özel hayatına girmedim. Şahit olduklarımı da yazmadım. Bu nedenle, Fehmi'nin bu yaptıklarına gazetecilik prensibim nedeniyle değinmedim. Yuvasını yıkmaku2026 Dindar çevresinde onu küçük düşürmek istemedim. Ama her şeyim olan, her baba gibi uğruna canımı bile seve seve vereceğimu2026'' diyerek şu açıklamayı yaptı:

"Bak Fehmi!

Önce sana şunu belirteyim;

Öyle bir yalan söylüyorsun ki!u2026

Bu yalanın hiçbir dayanağı olmadığı gibi, akıl alacak gibi de değilu2026

Be! Fehmiu2026

İnsan önce bir düşünüru2026

Burak Akbay'ın İsviçre'de okuduğu yıllar 1990-1994 yılları arasıu2026

(Okuduğu üniversitenin adını ve diploma törenini daha önce açıklamıştık. Şimdi de, ikamet ettiği iki yerin de resmi kontrat adreslerini belirten belgenin fotokopisini ekte yayınlıyoruzu2026)

25 yıl kadar önce, hem de İsviçre'de cemaat evleri ne gezer kiu2026

Türkiye'de bile, o yıllar cemaat evleri var mıydı, yok muydu onu ben bilemem.

Ancak, FETÖ'yü ilah yapan sen ve senin gibiler biliru2026

Zira, Zaman Gazetesi'nin kurucularındansın.

Daha düne kadar, Fetullah'ın Türkiye-Pensilvanya arasında postacılığını yapıyordun.

Amerika'ya her gittiğinde de Fetullah'ın evinde kaldığını, bilmeyen yok.

Şimdi, kalkmışsın, benim ağzımdan çıkması imkansız olan, kuyruklu bir yalanla oğluma iftira atmaya kalkıyorsun.

Bunu takma adınla yazdığında sana telefon edip iftiranı düzeltmeni istedim.

Ama sen oralı bile olmadın.

Bunun üzerine, seni mahkemeye verdiku2026

Sana söyleyecek kelime bulamıyorum.

Çünkü ağzımdan çıkacak!!! Heru2026u2026 yeterli olmaz.

Böyle biru2026u2026.olmaz.

Demek, içinde öyle büyük bir korku taşıyorsun ki!

Hedef şaşırtıp masum insanlara çamur atmaya kalkıyorsun.

Sende, kenarda köşede kalmış hiç vicdan da yokmuş meğeru2026

Bunu da bıraku2026

FETÖ davalarını sulandırıp ülkeye, iktidara zarar veriyorsun.

Türk adaletini yanıltmaya çalışıyorsunu2026

Benim en çok üzüntüm de buu2026

ŞİMDİ GELELİM, BU İFTİRANIN NASIL ÇIKTIĞINAu2026

Yıl 1996u2026

Günlerden 12 Aralıku2026

O zaman başbakan olan Tansu Çiller'le birlikte Brüksel'deyiz.

Fehmi Koru da var.

Zaten, Fehmi ile birçok seyahate birlikte gittiğimiz için eski yıllara dayalı bir arkadaşlığımız bulunuyor.

O gece deu2026

Brüksel'in en lüks lokantalarının, barlarının bulunduğu Grande Place meydanında bulunan bir mekana Fehmi Koru ile birlikte gitmiştik.

Garson bizi yan masadaki iki güzel kızın bulunduğu bir masaya oturttu.

Boyuna, posuna bakmayın!

Meğer, Fehmi benim diyen çapkınlara taş çıkartacak kadar çapkın ve centilmenmişu2026

Bunu da o gece öğrendim.

Adamda bir İngilizce var ki, sormayın. İngiliz sanırsınız.

Hemen kızlara aksanlı İngilizcesiyle iyi akşamlar, dediu2026

Kızlar gülümseyince de Fehmi hemen atağa geçip, bir sakıncası yoksa birlikte otursak nasıl olur, dedi.

Kızlar da;

-Why not, deyince ilk golü atmış olduk.

Kızlar gerçekten çok güzeldiu2026

Hele, Fehmi'nin üzerine çalıştığı Annette bir içim suydu.

Fehmi kızlara ne içersiniz, diye sorunca;

-Kırmızı şarap, dediler.

-Fehmi ben de şarabın kırmızısını çok severim, deyip garsona bir şişe şarap getirmesini söyledi.

Garson getirdiği büyük bir şarap şişesini kızların ve Fehmi'nin bardağına döktükten sonrau2026

Benim bardağıma da dökmek isteyince;

-İçki içmiyorum. Bana su koyun, dedim.

Bu arada Fehmi kızlarla kadeh tokuşturduktan sonra, kadehini bir yudumda boşalttı.

Gözlerime inanamıyordum.

Şaşırıp kalmıştım.

Fehmi'ye;

-Sen ne biçim dindarsın. Nasıl şarap içersin, deyinceu2026

-Bu üzüm suyu, ne var bunda, dedi. Sonra da, esprili bir şekilde gülereku2026

Bunu yurt dışında içiyoruz. Yurt içinde içersek günah olur.

Yurt dışında da bunu içmezsek gazımızı! çıkartamayız.

Ne var bunda?..

Arap şeyhleri de ülkelerinde içmiyorlar, dış ülkelere çıkınca içiyorlar.

Bunun günahı olsa! onlar içmezu2026

-Peki sen neden içmiyorsun?

Gençliğimde tek, tük içtim. Ama, bağımlı olmadım.

İçkiye de bir türlü alışamadım. Sevemedim.

40 yıldır da hiç içki içmiyorum. Çevremde herkes hiç içki içmediğimi bilir.

Spora düşkünüm. İyi bir sporcu da vücuda zarar verdiğinden, benim gibi içki, sigara içmez. Ondan böylesine genç kaldım.

-Ya oğlun, dedi?

Sigara hiç içmezu2026 Ama, ancak sosyal yerlerde içki içtiğini biliyorum.

Ama, oğlum benim ve annesi gibi orucunu tutaru2026

Ailece de dini vecibelerimizi elimizden geldiği kadar yerine getirmeye çalışırız.

Bu arada şunu da belirteyim oğlum küçüklüğünden beri Atatürk hayranıdır.

İşte!

Tüm gece Fehmi ile aramızda oğlumla ilgili geçen konuşma anlattığım şekilde bir-iki cümleyi geçmedi.

Peki!

Fehmi neden olayı saptırdı?

Anlatayım;

-Sanıyorum, Fehmi o gece çok efkarlıydı.

Kızlar da çok güzel olunca Fehmi coştukça coştuu2026

İçtikçe içtiu2026 Şişeler boşaldıkça yenileri geldi.

Meğer Fehmi büyük bir şairmişu2026

İngilizce bir şiirler okudu ki, kızları mest etti.

Ne yalan söyleyeyim Fehmi'nin İngilizcesine, şiir okumasına ve kültürüne hayran kaldım.

Gece yarısı olmuştuu2026

Kızlar hadi diskoteğe gidelim, dedileru2026

Fehmi de;

OK, dedi.

Bardan yürüyerek 5 dakika uzaklıktaki "Drug Kulüp" adlı diskoteğe gittik.

Henüz bir masaya oturmadan Fehmi Annette'i dansa kaldırdıu2026

Baktım Fehmi çalan hızlı müziğin temposunda kızı döndürmeye başladıu2026

Gözlerime inanamadım.

Ne yalan söyleyeyim Fehmi'nin dansına hem hayran kaldım, hem de kıskandımu2026

Hızlı müzik bitmişu2026

Slow dans başlamıştı.

Ben de dansa kalkmıştım. Aradan, 5 dakika geçmemişti, Annette Fehmi'ye öyle bir tokat attı kiu2026

Ne oluyor demeye bile kalmadan kız koşarak diskoteği terk etti.

Arkadaşı Françoise ile birlikte arkasından koştuku2026

Kız hüngür hüngür ağlayarak, bize Fehmi'nin kendisini taciz ettiğini anlattı.

Olacak şey değildi.

Ama, ben Fehmi'yi ikaz edip;

-Bak Fehmi çok içiyorsunu2026

İçme yeter artıku2026 Sarhoş oldun. Bir olay çıkartırsın, diye de kendisini ikaz etmiştim.

Ama dinlemedi, içtikçe içti.

Sonunda dau2026

Güzel bir gece Fehmi'nin tacizi yüzünden rezil olduu2026

* * *

Fehmi'yi sempatik bulurdum.

Her gördüğümde de birbirimize hatır sorardık,

Çevrem biliru2026

Şaka yapmayı, takılmayı çok severim.

Bu olaydan sonra da Fehmi'yi her gördüğümde bu Brüksel hatırasını hatırlatıp ona takıldım.

-Bak Fehmi! Yazarım ha, diyordum.

Böyle deyince de Fehmi'nin suratı kıpkırmızı oluyordu.

Ve bana;

-Yaz da görelimu2026

Sana ve çocuğuna öyle bir çamur atarım ki, altından kalkamazsınız, diyordu.

Sanırımu2026

SÖZCÜ Gazetesi çıkıp yükselişe geçinceu2026

Fehmi, şaka takılmamı gerçek sanıp kendini korumaya almak istediu2026

Bir bakıma;

-Bak yazarsan ben neler yaparım, diye gözdağı vermek istedi.

Bence oğluma yaptığı bu u2026u2026u2026! İftirasının nedeni budur.

Bakın!

53 yıllık gazetecilik hayatımda bir tek tekzip bile almadım.

Gölge Adam adıyla ünüme ün kattım.

Bugüne kadar kimsenin özel hayatına girmedim.

Şahit olduklarımı da yazmadım.

Bu nedenle, Fehmi'nin bu yaptıklarına gazetecilik prensibim nedeniyle değinmedim.

Yuvasını yıkmaku2026

Dindar çevresinde onu küçük düşürmek istemedim.

Ama her şeyim olan, her baba gibi uğruna canımı bile seve seve vereceğimu2026

Oğlum Burak'a böylesine iğrenç bir iftirayı neden attığını da sonunda açıklamak zorunda kaldım.

Bu zorunlu açıklamam nedeniyle de, eşinden ve çocuklarından çok özür diliyorum."