Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

FETÖ bülteni Cumhuriyet''e sahip çıkan CHP''lilere sağlam ''kapak''!

FETÖ''cülerin emrine girmiş olan CHP ve Cumhuriyet gazetesi, Türkiye''yi germek için var gücüyle mücadele ediyor. Terör örgütleri PKK, DHKP-C ve FETÖ''ye destek veriyor.
FETÖ bülteni Cumhuriyet''e sahip çıkan CHP''lilere sağlam ''kapak''!
02 Kasım 2016 10:19:00
FETÖ''cülerin emrine girmiş olan CHP ve Cumhuriyet gazetesi, Türkiye''yi germek için var gücüyle mücadele ediyor. Terör örgütleri PKK, DHKP-C ve FETÖ''ye destek veriyor.

Halen CHP milletvekili olan ByLock kullandığı tespit edilen 52 militan, milletle savaşmayı sürdürüyor. Cumhuriyet gazetesini 1934'te ve 1940'ta kendisini kapatan CHP ise, şimdi kendisi gibi FETÖ tarafından ele geçirilen ve terörist yardakçılığı yapan Cumhuriyet'i savunuyor. Destekçileri de PKK ve HDP.

CHP VE ATATÜRK CUMHURİYET'İ KAPATTI

Cumhuriyet gazetesi, 27 Ekim 1934 tarihinde Cumhuriyet'in 11. yıl dönümünde 10 yaşında iken Mustafa Kemal'in emri, İnönü başbakanlığındaki CHP hükümeti tarafından 'Hükümetin genel politikasına aykırı yayınlar yapmak', aynı şekilde CHP ve İnönü imzasıyla Cumhuriyet gazetesi 1940'ta hükümetin yayın politikasına aykırı yayınlar yapma gerekçesiyle 90 gün süreyle tekrar kapatılmıştı. Şimdi bir de Türkiye Cumhuriyeti ihanetin zirvesine çıkan Cumhuriyet, benzerlerini Mustafa Kemal, İsmet Önünü dönemleri ve CHP iktidarlarında yapmış olsaydı neler olurdu onu düşünün.

YALAN YAZMA CUMHURİYETİ 28 Teşrinievvel/Ekim 1934 tarihli Resmi Gazete'de İnönü Hükümeti'nin Cumhuriyet gazetesinin kapatılmasına yönelik kararnamesinde Gazi Mustafa Kemal imzası da yer alıyor. Cumhuriyet'in suçu ise Mustafa Kemal'in TBMM'de gizli celsedeki konuşmasında yer alan 'Bugün dinletmeye yeltenilen musiki yüz ağartacak değerde olmaktan uzaktır' cümlesini 'Bugün acuna dinletilmeye yeltenilen musiku00ee bizim değildir' şeklinde yayınlamasıdır. 27 Ekim 1934 ile 05 Kasım 1934 arasında kapalı kalan gazete 6 Kasım'da yeniden yayın hayatına başlar. Daha sonra ise İnönü tarafından 90 gün süreyle yeniden kapatılır.

İşte Atatürk'ün Cumhuriyeti kapatma belgesi

NE 'TESADÜF' DEDİRTEN GELİŞMELER! Son dönemde üst üste gelen ve 'birbirini tamamlayan gelişmeler' sinsi bir projenin ipuçlarını veriyor. 29 Ekim'de öğlen İzmir'de Cuma hutbesi sırasında Büyükşehir Belediyesi Bandosu, Valiliğin önünde İstiklal Marşı'nı çalmaya başladı, cemaat ne yapacağını şaşırdı. Ancak sağduyu hakim oldu ve herhangi bir karmaşa yaşanmadı. Akşam ise CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Aydın'da ayağından vuruldu. Cumhuriyet gazetesi ise internet sitesinde, 'CHP'li vekile saldırı',Kılıçdaroğlu'ndan devrim açıklaması', 'Atatürk büstüne çirkin saldırı' ve 'Anıtkabir yoluna kamyon engeli. Halk isyanda: Bu devran döner' manşetlerini attı. Aynı gün üst üste gelen olayların hazırlığı yapılmış planlı eylemler olduğu düşünülüyor.

PROVOKATÖRLER BURSA NUTKU'NDAN MEDET UMUYOR FETÖ'den 'görevi' devralan ve Türkiye'yi dar kalıpları hapsetmek için çabalayan kesimler asparagas haberlerle Atatürkçü kesimi galeyana getirmeye çalışırken, sinsi plan dahilinde 'Atatürk heykeline yan bakan' bile manşetlere çekiliyor. Yakın zamanda Anıtkabir'e yapılan çocuk parkını dahi nefret aracına dönüştüren malum medya, Meclis'te tadilat için kaldırılan Atatürk tablosunu da büyük bir olay gibi gündeme getirmişti. Milletin değerlerini her gün çiğneyenler, millete hizmet için atılan her adımı 'Atatürkçü değerler çiğneniyor' yaygarasıyla engellemeye çalışıyor. Atatürk isminin son dönemde bilinçli bir şekilde daha da öne çıkarılması dikkat çekerken, kaos çıkarma planında son adımında Atatürk'ün olup olmadığı tartışmalı olan 'Bursu Nutku'nun piyasaya yeniden sürüleceği ve başta gençler olmak üzere Kemalist kesimin sokaklara çekilerek polis ve askerle karşı karışya getirilmeye çalışılacağı öğrenildi.

'KAN AKAR' DİYEN KILIÇDAROĞLU'NUN SON FİTNESİ 29 Ekim'de milletle bütünleşmek yerine fitne peşinde koşmayı tercih eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Anıtkabir'e yaptığı yürüyüşte bugüne kadar 3 büyük devrim yaşandığını ileri sürerek, 'Şimdi hep birlikte dördüncü devrime hazır olmak zorundayız' dedi. Provokatif sloganların atıldığı yürüyüşte 'Atatürk, İnönü, Ecevit, Uğur Mumcu, Mahir Çayan, Deniz Gezmiş ve Yılmaz Güney resimlerinin bir arada olması' hayretle karşılanırken, şanlı ecdad Osmanlı'ya iftiralar atan CHP lideri, 'Size söz veriyorum. Cumhuriyeti tam demokasiyle taşlandırmak için her türlü mücadeleyi yapacağım. Eğer bir bedel ödemek gerekiyorsa, o bedeli önce ben ödeyeceğim' şeklinde konuştu. Başkanlık sisteminin referanduma götürülmesine bile tahammülü olmayan Kılıçdaroğlu, daha önce de 'kan akar' tehdidinde bulunmuştu.

GAZCI YOZDİL DİKKAT ET DE MOTORU YAKMA Konforlu köşesinden nefret kusma yarışının önde gelen isimlerinden Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, 'İlelebet Payidar' başlıklı yazısında yine millete hakaretler yağdırdı. Türkiye'de Hindistan'daki gibi bir kast sistemi ile milleti en alt tabakada sabit tutma hayali kuran Özdil, kurumların başörtülü - başörtüsüz, namaz kılan - kılmayan ayrımı yapmaksızın milletin hakimiyetine geçmesini 'işgal' olarak değerlendirdi. 'Cebren ve hileyle, aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış, memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olmasına rağmenu2026' ifadelerini kullanan Sözcü yazarı, 'Türk Silahsız Kuvvetleri'ni' göreve çağırdı.

CUMHURİYET 'HÜKÜMETİ DÜŞÜRMEK SUÇ DEĞİL'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında provokatif açıklamalar yaptı. Kılıçdaroğlu hükümetin 15 Temmuz işgal girişimine karşı attığı adımları eleştirirken tepki çeken ifadeler kullandı. 1980 askeri müdahalesinden daha ağır şartların yaşandığını savunan Kılıçdaroğlu, Avrupalı siyasetçilerin Türkiye'ye yönelik kullandıkları eleştiri dilini kullandı. Türkiye'de hukukun olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, ' 12 Eylül koşullarından daha ağır koşulları yaşıyoruz. 1 milyonu aşkın mağdur yarattılar' dedi. Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin planlı, programlı ve bilinçli bir şekilde bir darbe sürecinin içine sokulduğunu savundu.

Kılıçdaroğlu, son 3 yıldır terör örgütleri FETÖ ve PKK ile ittifak halinde olan Cumhuriyet gazetesini savundu. 'Şu anda Türkiye'de özgür medya yok' diyen Kılıçdaroğlu, yine 'silah dilini' kullanarak 'O nedenle söyledim hava kurşun gibi ağır diye. Mücadele edeceğiz. Kararlılıkla bu olayın üzerine gideceğiz. Baskı gelebilir, gelecektir. Silahlı unsurlar ortaya çıkabilir, çıkacaktır da. 15 temmuz darbe girişimini fırsat bilip karşı darbeyi yapanlara karşı dimdik namusumuzla ayakta duracağız' dedi. Yine 'Hitler' teranesiu2026

Kılıçdaroğlu önceki gün de Cumhuriyet gazetesine yaptığı ziyarette sık sık dile getirdiği 'Hitler' masalını okudu.Kılıçdaroğlu 'Cumhuriyet böyle bir olayı daha ağır şekilde 1971'de yaşamıştı. Hitler'in 21. yüzyıl versiyonunu yaşıyoruz, Führer'e doğru...' dedi. Demokrasiye sahip çıkmanın ön koşulunun Cumhuriyet'e sahip çıkmaktan geçtiğini de iddia eden Kılıçdaroğlu 'Bütün gazetecilere seslenmek istiyorum; eğer baskılara ortak direnç gösterebilirsek o zaman, demokrasiyi de ortak savunma durumuna gelmiş oluruz. Cumhuriyet gazetesine baskı yapıldı ses çıkarmayalım, bir başka gazeteye baskı yapıldı ses çıkarmayalım. Bir gün sıra onlara da gelir.'

Demirtaş da topa girdi: Birlikte devirelim

Kılıçdaroğlu'nın 'hep beraber direnelim' çağrısı elbette ilk olarak PKK ve HDP cephesinden karşılık buldu. HDP lideri Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında konuştu. Demirtaş, 'Türkiye'deki bu dayatmacı, ırkçı anlayışa karşı rengarenk çiçek bahçesi gibi HDP'nin yanında olmayacaksınız da nerede olacaksınız?' derken herkesin karşı hamle yapması gereken bir dönemden geçildiğini iddia etti.

'Karşı hamlede'den kastının ne olduğunu tam olarak açıklayamayan Demirtaş Hükümet ve AK Parti'yi 'devirmeleri gerektiğini belirterek şunları söyledi: Devirmemiz lazım. İlk sandık önümüze kurulduğunda güçlü bir muhalefet olarak Türkiye'ye alternatif bir demokratik iktidar seçeneği sunmamız lazım. Biz şu faşist bloğa mecbur muyuz ya? Eşitlikten, kardeşlikten yana olanlar neden yüzde 60 oy alamayacakmışız, neden bir araya gelip demokratik bir blok oluşturmayacağız?

Üniversiteleri kaşımaya başladılar

CHP ve HDP el ele verince, kaçınılmaz olarak 1980 öncesi dönemin en önemli iç savaş silahlarından biri de piyasaya sürüldü. Üniversiteler vakit kaybedilmeden kaşınmaya ve solcu öğrenciler diğer gruplara saldırtılarak iç savaş provası yapılmaya başlandı. İlk adım da Eskişehir 'de atıldı. Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde CHP ve HDP'li olduğu belirtilen bir grup öğrenci, Cumhuriyet gazetesine yapılan operasyonu bahane ederek eylem yaptı. Tolu olarak Cumhuriyet okuyacağını öne süren öğrenciler, üniversite kampüsünü işgal etmeye ve okulda eğitimi engellemeye çalıştı. Amaçları karışıklık çıkarmak olan öğrenciler, okul güvenliği tarafından uyarıldı. Uyarıları dikkate almayan ve dağılmayan gruptakiler, kendilerine müdahale etmek isteyen görevlilere de saldırdı.

Baykal başını kumdan çıkardı

Öte yandan Eski CHP lideri Deniz Baykal da bir tv kanalında canlı yayına katılarak CHP'nin topyekün başlattığı 'kılkırtma operasyonu'na destek verdi. Hükümete ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a akıl dışı ithamlarla saldıran Baykal, FETÖ için kötü konuşmaktan kaçınarak işgal girişimine direnenleri suçladı. Baykal, Cumhuriyet gazetesi soruşturmasını bahane edip, FETÖ soruşturmalarıyla örgütü çökertmeye çalışan yargıyı suçlayarak 'Yargıyla ilgili çok ciddi, kaygı verici bir tablonun bulunduğu bu operasyonla ortaya çıkmıştır. Savcılık çok ince biçimde bir açıklama yaptı. Açıklamada, 'FETÖ'cü ve PKK üyesi olmamakla birlikte onlar adına suç işleyen kişileri soruşturmak üzere' diyor. Bunun inandırıcı bir yönü yok' dedi.

Çocuklarının katillerine destek verdiler Yıllardır İstanbul Galatasaray Meydanı'nda Cumartesi günleri bir araya gelerek derin devlet ve PKK tarafından ortadan kaybedilen çocukları için eylem yaptıklarını söyleyen ve kendilerine 'Cumartesi anneleri' diyen grup da Cumhuriyet operasyonunu bahane edip çocuklarının katillerine destek verdi. Faili meçhullerde parmağı olduğu kanıtlanan FETÖ'nün eline geçen ve terör örgütü PKK'nın yayın organı haline gelen Cumhuriyet'in önünde toplanan bir grup 'Yeter artık diyoruz. Ne biz susarız. Ne de basın susar. 36 yıl önce bu mücadeleye başladığımızda yanımızda sadece Cumhuriyet gazetesi vardı' ifadelerini kullanarak iç savaş çığırtkanlarına destek oldu.

CHP'li vekil neresinden konuştuğunu açıkladı

CHP İstanbul Milletvekili Erdoğdu, sosyal medya hesabından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret içeren bir paylaşımda bulundu.

Muhalefetin en ağzı bozuk ve ahlaki değerler açısından en zayıf vkillerinden biri olduğu bilinmen Erdoğdu, terbiye sınırlarını aşarak, sosyal medya hesabı Twitter'dan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret etti.

Başkanlık sisteminin referanduma gidip, halkın onayından geçmesinden korkan ve buna ilişkin bir siyaset üretemeyen CHP'li Erdoğdu, hıncını küfür ederek almaya çalıştı. Ahlaki değerlerden yoksun bir tavır sergileyen Erdoğdu'ya tepkiler de çığ gibi büyüdü. Sosyal medyadaki takipçileri Erdoğdu'ya Kılıçdaroğlu'nun, Mustafa Kemal'in ve pek çok liderin nasıl 'başkan olduğu' sorusunu sorarak Erdoğdu'ya cevap verdi. Yenisöz

YENİSÖZ GAZETESİ'NİN BUGÜNKÜ MANŞETİ...