Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Halk kendi iktidarını tescilleyecek

'Evet dersen ülke bölünür, diktatörlük gelir' gibi sözlerin gerçekleri yansıtmadığını ifade eden Prof. Dr. Necdet Ünüvar, "16 Nisan'da sandıktan evet çıkması halinde halk kendi iktidarını tescillemiş olacak. Milletin tercihlerinden rahatsız olanlar hayır diyor. 'Evet' milletimizin geleceği için çok önemli" dedi.
Halk kendi iktidarını tescilleyecek
03 Mart 2017 09:40:00
'Evet dersen ülke bölünür, diktatörlük gelir' gibi sözlerin gerçekleri yansıtmadığını ifade eden Prof. Dr. Necdet Ünüvar, "16 Nisan'da sandıktan evet çıkması halinde halk kendi iktidarını tescillemiş olacak. Milletin tercihlerinden rahatsız olanlar hayır diyor. 'Evet' milletimizin geleceği için çok önemli" dedi.

SÖYLEŞİ: ÖZLEM DOĞAN

Türkiye 16 Nisan'daki referandumu bekliyor. Yeni anayasa ve cumhurbaşkanlığı sistemi üzerine yoğunlaşan gündemde parlamenter sistemin aksaklıkları, kuvvetler ayrılığı ilkesi ve anayasa değişikliği en çok öne çıkan maddeler arasında. Muhalefetin hayır üzerinden yaptığı eleştirilere ve neden evet denilmesi sorusuna cevap vermek için AK Parti çalışmalara başladı. Referandum öncesindeki süreci ve yeni sistemin getirilerini AK Parti Milletvekili Prof. Dr. Necdet Ünüvar'la konuştuk.

BİRİLERİNİN RAHATI BOZULACAK

Referandumda halk neden 'EVET' demeli?

16 Nisan'da birilerinin rahatı bozulacak. Halk onaylamadığı halde uzun yıllar vesayetle ülkeyi yönetmeye soyunmuş odaklar, artık Türkiye'yi yönetemeyecekler. Bu cenah bu yüzden milletimizin kafasını karıştırmaya yönelik ve çoğu altı doldurulamamış duvar yazılarına benzeyen sloganları kendilerine söylem ediniyor.

Yeni sistem önerisi konusunda halkı bilinçlendirmek adına çalışmalar yapılıyor mu? Halkımız referanduma giderken kafasındaki tüm sorular netleşmiş olacak mı?

Referandumla Türkiye için yeni bir hükümet sistemi modeli öneriyoruz. Kampanya sürecinde de meramımızı anlatıp halkımızın neden evet demesi gerektiğini dile getireceğiz. Sadece AK Parti'ye gönül verenler değil, 16 Nisan'da halk oylamasının içeriğine gönül verenler de Ankara'daki etkinliğe katıldı ve Başbakanımızda bunu ifade etti.

HALK KENDİ İKTİDARINI TESCİLLEYECEK

Muhalefetin iddia ettiği gibi tüm yetkilerin tek bir elde toplanması tehlikesi söz konusu mu?

'Evet dersen ülke bölünür, diktatörlük gelir' gibi gerçekle alakası olmayan sözler üretiyorlar. Biz hem birebir hem de geniş kitlelerle görüşerek gerçeği anlatacağız. 16 Nisan'da sandıktan evet çıkması halinde halk kendi iktidarını tescillemiş olacak. Milletin tercihlerinden rahatsız olanlar buna hayır diyor. 16 Nisan'daki hayırdan hayır çıkmaz. 'Evet' milletimizin geleceği için çok önemli.

Yeni sistem Türkiye'de neleri değiştirecek?

İlk değiştireceği şey milletin hem seçme hem de seçilme gücünü artıracak. Millet yargı mensuplarını seçecek. Halk cumhurbaşkanını seçecek, parlamentoyu seçecek, parlamento da yargı mensuplarını seçecek. Seçtiği cumhurbaşkanı adalet bakanlığı adalet müsteşarını atayacak. HSYK'nın dört üyesini parlamento da yedisini atayacak.

MUHALEFETİN İKTİDAR UMUDU HİÇ YOK

CHP neden darbe anayasası ve vesayet sistemini güçlendirici parlamenter sistemin arkasında duruyor?

Muhalefetin hiç iktidar umudu yok. İyi de yapsalar kötü de yapsalar oy oranı belli. İktidar kaygıları olmadığı için milletin seçeceği cumhurbaşkanına karşı olmalarının nedeni de bu. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi hayata geçmeden bile CHP'de bir takım değişikler getirdi. Bu sistemin en azından dilleri terbiye edici bir rolü var. Uzun zamandır AKP yerine AK Parti sözünü kullanıyorlar. Sistem evetle geçtiği zaman mecburen halkın değerleriyle çatışmayan ve asgari ölçüde örtüşen adaylar bulmak zorunda kalacaklar. Tıpkı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde MHP'li Ekmeleddin İhsanoğlu'nu destekledikleri gibi. Cumhurbaşkanlığı sistemi halkın değerleriyle örtüşen insanları öne çıkaracağının bir göstergesi. Bu bile evet demek için yeterli bir sebep.

O halde yeni sistem tüm partilerin kendilerini zorunlu olarak yenilemesine neden olacak aynı zamandau2026

Evet. Hal böyle olunca da rahatları bozulacak. İktidar olmak için çabalamak zorunda kalacaklar. Vitrine koydukları insanları değiştirmek zorunda kalacaklar. Tek bir ideolojinin partisi olmaktan ziyade toplumun çoğunun onayını almış bir formata gitmek durumunda olacaklar. CHP değişimden çok kopuk. Bilinçli bir şekilde hayır söylemlerinin arkasında bu değişim korkusu yer alıyor.

YENİ SİSTEM DAHA DEMOKRATİK

Partili cumhurbaşkanlığı sistemiyle bugünkü sistemi karşılaştırırsak hangi yönetimde cumhurbaşkanı halka karşı daha sorumlu ve hesap sorulabilir konumda?

Mevcut cumhurbaşkanının yetkili ama sorumsuz bir tablosu var. Herhangi bir konuda sorumlu tutulamıyor. Sadece vatana ihanet konusunda yargılanabiliyor ki bu muğlak bir kavram. Önerdiğimiz sistemde bir cumhurbaşkanının atamaları ve icraatlarına yönelik milletvekillerinin gerekli çoğunluğuyla soruşturma açılabilecek. Bu yüzden yeni sistem çok daha demokratik.

Halkımız yeni sistemin kazanımlarını tam olarak biliyor mu sizce? Bu açıdan bakacak olursak muhalefet kararsızları etkilemeyi başarabilir mi?

Halkımızın anlayış kabiliyetini küçümsüyorlar. Oysa halkımız oldukça dirayetli ve olgun bir toplum. Engin sağduyularıyla yeni sisteme onay vereceklerini düşünüyorum.

KUVVETLER KARMAŞASI VAR

Yeni sistemde net bir şekilde kuvvetler ayrılığı olacak. Parlamenter sistemde bu durum özellikle geçmişte ne tür krizlere yol açtı?

Kuvvetler ayrılığından ziyade kuvvetler karmaşasını gördük hep. 1982 anayasasıyla bir parlamenter sistemi ile ilgili anayasa siparişi verilirken, dönemin MGK Başkanı Kenan Evren parlamenter sistemin yanında cumhurbaşkanının yetkilerinin başkanlık sistemi kadar geniş olmasını istedi. Bir parlamenter sistemde olmayacak kadar cumhurbaşkanının yetkisi var mevcut sistemde. Geçmişte Özal'ın Yıldırım Akbulut ve Mesut Yılmaz'la, Demirel'in Tansu Çiller'le, Ahmet Necdet Sezer'in Bülent Ecevit'le yaşadıkları ortada. Bu da kuvvetler karmaşasıdır.

Kuvvetler ayrılığı ilkesinin ortaya konmuş olmasıyla halka karşı ayrı ayrı sorumlu olunacak diyebilir miyiz?

Halkın seçtiği cumhurbaşkanı hükümeti kuracak ama parlamento içinden olmayacak. Parlamento kendi işini hükümet de kendi işini yapacak. Yargı da cumhurbaşkanı ve TBMM tarafından seçildiği için yargı, parlamento ve yürütmenin kuvvetler ayrılığı ilkesi de ortaya konmuş olacak. Halk beş yıl görev veriyor seçilen kişi de beş yıl sonra yeniden halkın karşısına çıkacağını bilecek.

Parlamenter sisteme göre cumhurbaşkanının meclisi erken seçime götürebilme yetkisi yeni sistemle nasıl bir şekil alacak?

Geçmişte parlamento cumhurbaşkanı seçerken halka karşı bir sorumluluğu yoktu. Cumhurbaşkanı ikinci yılında parlamentoyu seçime götürürse kendisinin de üç yılı yanmış olacak. Her seçim bir risktir.

REJİM DEĞİŞİKLİĞİ YOK

Muhalefetin sık sık dile getirdiği 'sistem değil rejim değişikliği' iddiası için neler söylemek istersiniz?

Rejim değişikliği söz konusu değil. Türkiye Cumhuriyeti'nin rejimi cumhuriyettir. Bu da anayasanın değişmeyecek ilk dört maddesinden biri zaten. Rejim değişikliği ifadeleri sadece halkın kafasını karıştırmaya ve hayır çıkarmaya yönelik söylemlerdir.

Sandıktan çıkacak bir 'EVET' Türkiye'de neleri değiştirir?

16 Nisan'dan sonra Türkiye çok daha güçlü bir ülke olacak. Karar alma süreçleri hızlanacak. Bürokratik oligarşi gündemden kalkmış olacak. Bürokratik engellere takılmadan, parlamentosu, bakanları, yargısıyla hızlı ve tarafsız hizmet anlayışıyla donanmış unsurların yönettiği bir ülke konumuna gelecek.

TÜRKİYE BÖLGENİN LİDERİ

Türkiye'de son on dört yılda yaşanan süreç ve sistem değişikliği hem İslam ülkeleri hem de diğer komşularımız tarafından nasıl karşılanıyor?

Türkiye bölgesinin lideri konumunda bir ülke. Enteresan bir coğrafyaya yerleşmiş durumdayız. Asya'nın batısında Avrupa'nın en doğusunda güneyde yarısı Akdeniz, diğer yarısı ırak ve Suriye ile başlayan Ortadoğu coğrafyası. Doğusunda İran, Azerbaycan kuzeyinde Karadeniz Rusya ve kuzey doğusunda Kafkaslar ki Kazakistan önemli enerji merkezlerinden biri. Kuzeybatısında balkanlar. Bu kadar önemli bir coğrafyada bulunan Türkiye'den mazlumlar Türkiye'nin gözünün içine bakıyor. Ülkemiz üç milyon Suriyeliye kucak açtı. Türkiye adeta bir merhamet adası.

O halde Türkiye'nin güçlü olması mazlumların da gücü anlamına gelir diyebilirizu2026

Türkiye'nin güçlü olmasını isteyen sadece İslam dünyası değil, zira Haiti'de deprem oluyor Türk Kızılay'ı orada. Yunanistan'dan Pakistan'a kadar her ülkeye yardım elimizi uzatıyoruz. Tanzanya ve Kenya'ya gittiğimde de onların bize bir başka baktığını gördüm.

DEDELERİMİZİN MİRASI HER YERDE

Sözünü ettiğiniz coğrafyalar açısından değerlendirecek olursak, Osmanlı'nın bir zamanlar hilafetin merkezi olmasından dolayı yaptığı atılımlarla yeniden güç bulan Yeni Türkiye'den beklentiyi yükseltmiş olabilir mi?

Onların dedeleriyle benim dedelerim bir zamanlar bir kardeşlik hukuku geliştirmişler. Onların oluşturduğu kardeşlik şemsiyesinin gölgesiyle torunlarıyla birlikte gölgeleniyoruz. Bu bize dedelerimizin bıraktığı bir miras. Bunu dünyanın her yerinde görüyorsunuz.

HALKIMIZIN ZAFERİ DÜNYAYA BİR MODEL

15 Temmuz kalkışmasında milli iradesine sahip çıkan Türk halkının büyük zaferi Türkiye devletinin yanı sıra milletin de eskisi gibi olmadığını ve seçtiği iradeye sahip çıktığının bir göstergesi. Bu tablo diğer ülkelere ne şekilde tesir eder?

Özellikle 15 Temmuz'da halkın gösterdiği direniş ve zafer, tüm dünyaya model olacaktır. Mısır'da darbe olduğunda seçilmiş cumhurbaşkanını tutukladılar ve halkın direnişi başarılı olmadı maalesef. 15 Temmuz'dan kısa bir süre sonra Brezilya cumhurbaşkanının azledilmesine tepki gösteren Brezilyalılar ellerinde bayraklarıyla sokağa döküldü. Bizim liderimiz büyük bir irade gösterdi ve darbeye direndi. Halkımız da 'liderimiz madem bizim yanımızda, biz de sonuna kadar onun yanındayız' diyerek darbe girişimini püskürttü. 15 Temmuz destanı dünyada darbe yapmayı düşünen tüm unsurlara karşı verilmiş en büyük mesajdır.