Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Harf inkılabı ciddi bir dil imhasıdır

Harf İnkılabıyla bir millet neredeyse birkaç günde yüzlerce yıllık tarihinden kopartılmıştır. Tarık Zafer Tunaya şöyle der: Atatürk ve arkadaşları yeni harfleri Tarık bin Zeyyad''ın İspanya''yı fethederken gemileri yakması gibi, Osmanlı kitaplarındaki Orta Çağ birikimiyle ilişkileri kopartmak için de istemiş olabilirler!
Harf inkılabı ciddi bir dil imhasıdır
28 Eylül 2014 13:46:00
Harf İnkılabıyla bir millet neredeyse birkaç günde yüzlerce yıllık tarihinden kopartılmıştır. Tarık Zafer Tunaya şöyle der: Atatürk ve arkadaşları yeni harfleri Tarık bin Zeyyad''ın İspanya''yı fethederken gemileri yakması gibi, Osmanlı kitaplarındaki Orta Çağ birikimiyle ilişkileri kopartmak için de istemiş olabilirler!

Harf devrimiyle Türkiye'nin batı kültürüne açılacağı, ülkenin muasır medeniyetler seviyesine çıkacağı umuluyordu. Peki, bir ülkenin batı kültürüne açılabilmesi için harf devrimi yapmasına gerek var mıdır? Soruyu şöyle de sormak mümkün. Örneğin bir şeker fabrikası açmak için illa harf reformu mu yapmak gerekiyordu?

Dil, kuşkusuz bir milletin kültürünü, yaşayışını, düşünme biçimini, sanatını, edebiyatını kısacası sahip olduğu tüm değerleri aktaran önemli bir araçtır. Bir başka deyişle dil, tarihi kültürel mirasın kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağlayan bir kültür taşıyıcısıdır. Bir milleti tarihinden kopartmak, tüm kazanımlarından mahrum etmek dahası onları anlaşılmaz kılmak ve hafızasını boşaltmak istiyorsanız o milletin diline yönelik birtakım operasyonlar düzenlemeniz yeterli olacaktır. Cumhuriyetle birlikte 'yeni bir ulus yaratma'(çağdaş Türk toplumu) çabalarının bir ürünü olarak ortaya çıkan Harf İnkılabı sanılanın aksine gerçekte ciddi bir dil imhasıdır.

Öyle ki Harf İnkılabıyla bir millet neredeyse birkaç günde yüzlerce yıllık tarihinden kopartılmıştır. Tarık Zafer Tunaya'nın ifadeleri de bunu destekler mahiyettedir. 'Harf devrimini olanaklı kılan ikinci etken her şeye rağmen Osmanlı kitaplarını dolduran hatırı sayılır birikimin büyük ölçüde bir Orta Çağ birikimi olmasaydı. Bu birikimin tarihsel bir değeri şüphesiz vardı ama 20.yüzyıl için geçerliliği hayli sınırlıydıu2026 Atatürk ve arkadaşları yeni harfleri Tarık bin Zeyyad'ın İspanya'yı fethederken gemileri yakması gibi, bir de Osmanlı kitaplarındaki Orta Çağ birikimiyle ilişkileri kopartmak için de istemiş olabilirler.'(1) Ne var ki bu, bugün bırakınız o dönemin mühim eserlerini Türkiye'de Atatürk'ün bizzat kendisinin yazdığı Nutuk'u bile orijinalinden okuyup anlayanların sayısının yok denecek kadar az olmasına neden olmuştu.

Isparta pilot bölge

Harf devrimi 1 Kasım 1928 yılında gerçekleşmiş olmasına rağmen 2-3 ay evvelinden hazırlıkların yapıldığı anlaşılıyor. Örneğin 12 Eylül 1928 yılında Isparta merkez ve ilçelerinde yeni harflerin öğretilmesine dönük çalışmaların başlaması ayrıca dikkat çekicidir. Yerel Isparta Gazetesinin 12 Eylül 1928 tarihli nüshasında yayımlanan 'Yeni Harflerimiz' başlıklı başyazıdan anlaşıldığı üzere şehrin değişik yerlerinden yedi-sekiz resmi ve özel kurs açılmış durumdadır. Bir bakıma 'Isparta' pilot bölge seçilmiş gibidir.' (2)

600 yıllık medeniyete mensup halk bir gecede cahil bırakılmış ve mektup dahi yazamaz hale getirilmişti. Resimde yeni yazıyla mektup yazdırmak isteyen halk sıra bekliyor! Sevan Nişanya 2009'da Taraf'ta yazdığı bir yazısında 'Alfabe sonuçta pratik bir iletişim aracı, bir sinyal sistemi, evet. Ama aynı zamanda bir kültür ve medeniyet alanının en temel, en tanımlayıcı öğesi, bir bakıma dinden ve dilden daha derin ortak paydası. Yunan alfabesi 2800 seneden beri Yunanlılığın herhalde tek değişmez unsuru olmuş. İbrani yazısı 2600 senedir değişmemiş, ulusal kimlikle özdeşleşmiş. Latin alfabesi 2400 yıldan beri Roma imparatorluğunun ve onun devamı olan Batı Avrupa medeniyetinin temel direğidir. Arap yazısı da öyle. Çin yazısı, Hint yazıları, Habeş yazısı, Ermeni yazısı keza. Peki, Türklerin çorap değiştirir gibi ikide bir yazı değiştirmesini neye yoracağız? Bunun anlamı nedir?'(3) diye sormaktaydı.

Harf devrimiyle Türkiye'nin batı kültürüne açılacağı, ülkenin muasır medeniyetler seviyesine çıkacağı umuluyordu. Bunun için Zafer Tunaya'nın da ifade ettiği gibi 'Osmanlı kitaplarındaki Orta Çağ birikimiyle!' ilişkileri kopartmak gerekiyordu. Peki, bir ülkenin batı kültürüne açılabilmesi için harf devrimi yapmasına gerek var mıdır? Soruyu şöyle de sormak mümkün. Örneğin bir şeker fabrikası açmak için illa harf reformu mu yapmak gerekiyordu?

Harf Kanunu'nun kabulü basında böyle duyurulmuştu.

1 Kasım 1928'de Arap alfabesinin yerine Latin harfli alfabeye geçildi. Harf inkılabından bir yıl sonra oluşturulan bir heyet yeni Türkçe sözcükler bulma konusunda hızlı bir çalışmaya girişti. Bununla ilgili olarak Atatürk'ün sağlığında, 1932, 1934 ve 1936 yıllarında üç kurultay düzenlemiştir. Bu kurultaylarda Türkçedeki mevcut Arapça ve Farsça gibi sözcüklerin ayıklanmasından Türkçenin tüm dillerin kökeni olduğuna varıncaya kadar birçok konuda çeşitli kanıtlar ortaya konulmak suretiyle bir yığın çalışmalar yapılmıştır. Bu kanıtlardan en ilginç olanı 3.Dil Kurultayının I.Toplantısında konuşan Afet İnan'ın ortaya attığı tezdir.

M.Kemal vatandaşlara yeni yazıyı öğretiyor!

YARIN: DİLDE AYIKLAMA ÇALIŞMALARI

(1) T.Zafer Tunaya, Atatürk ve Atatürkçülük, İstanbul, Baha Matbaası 1964,s.124,aktaran: Ahmet Özkılınç, Akrebin Kıskacında, Nesil Yayınları, 2011,s47

(2) Ahmet Özkılınç, Akrebin Kıskacında, Nesil Yayınları, 2011,s.49

(3) Sevam Nişanyan,Harf Devrimi,Taraf,19.09.2009, http://www.taraf.com.tr/sevan-nisanyan/makale-harf-devrimi.htm