Dolar (USD)
32.29
Euro (EUR)
35.01
Gram Altın
2477.12
BIST 100
10509.05
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

İsmailağa Cemaati'nde ineler oluyor?

Türkiye'nin en geniş tabanlı tasavvufi cemaatlerinden İsmailağa Cemaati'nde yaşanan iç tartışma büyüyor. İsmailağa Cemaati'nin liderliğini yürüten ve kamuoyunda Mahmud Efendi olarak tanınan Mahmud Ustaosmanoğlu'nun torunu Muhammed Fatih Ustaosmanoğlu, Marifet Derneği tarafından yaptırılan külliyenin yıkılmasıyla ilgili oldukça kritik bir mesaj yayınladı.
İsmailağa Cemaati'nde ineler oluyor?
22 Şubat 2016 22:45:00
Türkiye'nin en geniş tabanlı tasavvufi cemaatlerinden İsmailağa Cemaati'nde yaşanan iç tartışma büyüyor. İsmailağa Cemaati'nin liderliğini yürüten ve kamuoyunda Mahmud Efendi olarak tanınan Mahmud Ustaosmanoğlu'nun torunu Muhammed Fatih Ustaosmanoğlu, Marifet Derneği tarafından yaptırılan külliyenin yıkılmasıyla ilgili oldukça kritik bir mesaj yayınladı.

TIMETURK'ÜN HABERİNE GÖRE;

Kişisel Facebook sayfasında yayınladığı mesajda Mahmud Ustaosmanoğlu'nun istismar edildiğini savunan Muhammed Fatih Ustaosmanoğlu, külliyenin yıkılması için talebin Mahmud Ustaosmanoğlu'nun oğlu Ahmed Ustaosmanoğlu tarafından geldiğini yazdı. Muhammed Fatih Ustaosmanoğlu, Külliye inşaatı içerisinde Mahmud Ustaosmanoğlu için de bir türbe inşa edildiğini savunarak bu tavrın dedesinin vasiyetine aykırı olduğunu ve dedesini ölümünden sonra da istismar etmek isteyenlerin planı olduğunu savundu. Öte yandan torun Ustaosmanoğlu, Külliye'yi yapanların Milli Güvenlik Kurulu tarafından "Paralel Devlet Yapılanması" olarak adlandırılan Gülen Cemaati ile birlikte farklı planlara alet olduğunu öne sürdü. İşte Mahmut Ustaosmanoğlu'nun torunu Muhammed Fatih Ustaosmanoğlu'nun yaptığı o açıklama:

"KAMUOYUNA ÖNEMLİ DUYURU... KÜLLİYENİN YIKILMASININ ASIL SEBEBİ ŞUDURu2026

Marifet Derneği'nin açıkladığı üzere Külliye Cumhurbaşkanımızın durup dururken devreye girip yıkım kararı aldırmasıyla yıkılmış değildir. Bilakis bu hadisenin başlangıcı şöyle olmuştur: Külliye inşaatı devam ederken Marifet Derneği'nin adamlarından birisi, Mezarlıklar Müdürlüğü'ne giderek yapılan caminin hazu00eeresinde üç kişilik mezar yeri için şifahen izin isteyerek bir yoklama yapmışlar, bir kişi öldüğünde vasu00eesinin oğlu mu yoksa hanımı mı olduğunu soruşturmuşlar, hanımı olduğu cevabını alınca da ona göre bir hedef belirlemişler. Hatta Çavuşbaşı'ndaki bazı görevlilerin, gelen misafirlere camiyi gezdirirken "burası Efendi Hazretlerinin makamı, kendisinin kabri burası" şeklide söyledikleri de bilinmektedir. Sonra bu haberler her yere yayılınca, Çarşamba'da herkes yapılan külliyede Mahmu00fbd Efendi Hazretleri'ne de bir türbe yapıldığı ve kendisinin, şeyhi Ali Haydar Efendi'den ayrı bırakılarak ve bu husustaki vasiyeti iptal edilerek, iradesi dışında Çavuşbaşı'na defnedileceğini konuşmaya başladılar. Bu haber Mahmu00fbd Efendi Hazretleri'nin büyük mahdu00fbmu Amcam Ahmet Ustaosmanoğlu Hocaya ulaşınca, babasının kendisine yaptığı vasiyetin bozulmaya çalışıldığını düşünerek, emri hak vaki olduğunda babasının Çavuşbaşı'na defnedilmesine izin verilmemesi ve böylece vasiyetinin iptaline göz yumulmaması hususunda yetkililere müracaat etmeyi düşündü. Bu sırada söylentilere vakıf olan Cübbeli Ahmet Hoca, Marifet Derneği yetkililerine: "Böyle söylentiler dolaşıyor, Efendi Hazretleri'nin oğlu Ahmet Hoca'nın bu konuyu yetkililere ulaştıracağını işittim, böyle bir şeye sebebiyet vermeden siz böyle bir niyetinizin olmadığını kamuoyuna açıklayın. İstediğiniz konuda yazı yazıyorsunuz, video paylaşıyorsunuz, bunu da bir an evvel yapın ki, bu asılsız haber insanları tedirgin etmesin. Özellikle Efendi Hazretleri'nin oğlu ile konuşup böyle bir şey olmayacağına dair kendisine güvence verin" demişse de onlar bu işi ciddiye almayarak: "Mezarlıklar Müdürlüğüne biri gitmişse gitmiş, sormuşsa sormuş, olur mu öyle şey" gibi laflarla konuyu geçiştirerek Efendi Hazretleri'nin oğluyla bu konuda yüzleşmediler. Bu arada Ahmet Hoca'nın randevu talebine icabet edilerek yetkililer ile görüşmesi sağlandı. O da kendilerine giderek: "Babamın bana şeyhinin yanında defnedilmesiyle ilgili vasiyeti var, ortalıkta bu vasiyet iptal edilerek babamın Çavuşbaşı'na defnedilmesi planlanıyor şeklinde laflar dolaşıyor, ne olur buna izin vermeyin" diye ricada bulundu. Yetkililer de "Bunu nerede düşünüyorlar" diye sorunca Ahmet Hoca: "Ormandan kiraladıkları alanda" diye cevap verdi.

YETKİLİLER "NE YAPTIKLARINDAN HABERİMİZ YOK" DEDİ

Bunun üzerine yetkililer: "Orada ne yaptıklarından bizim haberimiz yok" deyip Orman Bakanlığı'nı arayıp bilgi aldılar. Orman Bakanlığı orada tahsis edilen 30 dönüm içerisinde cami ve şadırvanlar dışında izinsiz olarak birçok ilaveler yapıldığını, ağaçların kesildiğini 20.000 metreye yönelik bir kanunsuz inşaat olduğunu, ağaç kesmenin büyük suç olup ağır cezaları bulunduğunu belirterek, izinsiz bölümlerin yıkımı ile ilgili resmu00ee prosedürün başlatıldığını bildirdi. Konu incelemeye alındı ve kanunlar gereğince yıkım gerçekleştirildi. Eğer Marifet Derneği yöneticileri türbe konusunda bizim böyle bir niyetimiz yok şeklinde açıklama yapsalardı, Ahmet Hoca yetkililere gitmeyecek ve orada yapılan usulsüzlükler de ortaya çıkmayacaktı. Ama esas mesele Ahmet Hoca, yetkililerden babasının vasiyetinin iptal edilmemesi için ricada bulundu, yoksa o inşaatın orada nizama uygun şekilde devam etmekte olduğunu biliyordu, çünkü ona her şeyin hukuka uygun ve izinli olarak yapıldığını söylüyorlardı. Dolayısıyla İsmailağa veya Ahmet Hoca bunu yıktırtmak isteselerdi iki seneden beri zaten yıktırırlardı, halbuki konu o değildi. En sonunda bu türbe meselesi çıkınca açıklama yapılmasını beklediler ama kendilerini bağlayıcı bir açıklama yapılmayınca Ahmet Hoca da babasının vasiyeti için yetkililere gitmek zorunda kaldı. Her şey için açıklama yapanlar, acaba niçin türbe konusunda "Efendi dedem için kabri Efendi Babanın yanıdır, biz de onu kabul ediyoruz, burada bir türbe yapma niyetimiz yok" diye ortalığı rahatlatacak bir açıklama yapmadılar; esas düşündüren konu budur. Ali Haydar Efendi Hazretleri'nin "Yetmiş çift manda sürseler Mahmudumu benden ayıramazlar" buyurduğu sabittir. Yine Efendi dedem : "İyi ki Efendi Baba Fatih Camii'nin hazu00eeresine gömülmedi, biz oraya gömülemezdik, bütün ihvanla beraber onun yanında gömüleceğiz" diye sevinirdi. Efendi dedemin bu hususta tekidli vasiyetleri olup elli sene önce Şeyhinin yanında kendisi mezar yeri almıştır.

"VEFATINDAN SONRA DA İSTİSMARA DEVAM EDEBİLMEK İÇİN..."

Hal böyle iken Efendi dedemin vefatından sonra da sömürüyü devam ettirmek veya adını istismara devam etmek isteyenler bu türbe projesine girişmişlerdir. Eğer niyetleri bu değil idiyse niye kendilerini bağlayıcı hiçbir açıklama yapmadılar da yıkıma kadar razı oldular, esas sorulacak soru budur. Ayrıca bu proje H.Ç.'nin oğlu A.Ç.'ye bazı yetkililerin bildirdiğine göre Mahmu00fbd Efendi Hazretleri'nin kendisine teveccüh yapma izni bile vermediği Ahmet İslamoğlu Hoca'yı Mahmu00fbd Efendi Hazretlerinden sonra ilan edip, bu hususta Cübbeli Hoca'ya baskı yapıp, ona da bu işi ilan ettirip, orada yeni bir dergah, tekke kurdurup cemaatimizi üçe beşe bölme ve böldürme projesidir.

"BUNLARIN ARDASINDA PARALELLER VE EKÜMENLİK PROJESİ VAR"

Bunların arkasında tabii ki paralel güçlerin olduğu, patrikhanenin ekümenik projesine kadar uzandığı ve Fatih'den cemaatin dağıtılması projesi olduğu meydandadır. Hatta Marifet'çilerden Muhammet Keskin ve arkadaşlarının: "Şeyhiniz burada, Fatih'deki yerlerinizi satın buraya taşının" dedikleri şahitlerle sabittir. Hal böyle olunca burada iyi niyet olmadığı, hükümetin burada sorumlu olmadığı, suçlu olmadığı, esas suçlunun Marifet Derneği yetkilileri olduğu ortadadır. Bu yüzden cemaatimizi bilinçlendirmek için bu yazıyı yazmış bulunuyorum. Efendi dedemden "Haflede çağırılan alimleri ben çağırdım" dediği gibi niye bu hususta iki satır "yıkmayın" lafını bile ağzından alamamışlardır. Cemaatimiz kesinlikle uyanık olmalıdır, bölünmeye ve Fatih'in boşaltılmasına, ekümenik projesine dolaylı da olsa ileriye dönük de olsa hizmet edecek hareketlere katkı ve destek vermemelidir. Artık herkesin niyetini anlayarak Efendi dedemin yüzlerce hoca efendinin huzurunda cemaatin işlerini havale ettiği ve "onların hükmü benim hükmümdür" dediği istişare heyetinin kararlarına kulak vermeli ve onlara göre hareket etmelidir. Allah-u Te'ala bizleri ahir zaman fitnelerinden muhafaza edip, Mahmu00fbd Efendi Hazretleri'nin açtığı yolda yürümeye ve bu yolu yürütmeye muvaffak eylesin. u00c2mu00een. (Mahmu00fbd Ustaosmanoğlu Hoca Efendinin Torunu) M.Fatih Ustaosmanoğlu"