Kaybımız Acılarımızdan Daha Büyük
Dünya kapitalini yöneten bir kaç zengin, İngiliz ve Amerikan ailesi kendi ülke siyasi yaptırımlarını doğu ülkeleri üzerinden sağlamaya devam ediyor. Onlar yeryüzü cennetlerindeki soylarının devamı için bu katliamları yaptırıyorlar. Son örnekle Halep'te arka plandaki 'mezhep savaşı altında' Esed'e altın tepsi ile sunulan coğrafi zenginliğe sahip bir ülke. Detayları malumuz!.. Halep 'düştü!'
Devletin 'Halep Düştü' haberinden sonra; 'Halep için tüm dünya sustu ama biz susmayacağız!' çıkışını rötarlı olduğunu düşünüyorum.
Öte yandan İstanbul'da patlamada ölen onca masumun kanı soğuk kaldırımlarda kaldı. Bombayı patlatan da, patlama emrini veren de işte Halep için Suriye için düşünüleni bizim ülkemize yakıştıran vatan hainleri. Amerikan ve İngiliz Uşakları!.. Adları medyada geçmeyen ama saklandıkları süslü inlerinden bu emirleri yağdıran kişiler. Şehit ailelere sabır diliyorum. 'Sabır' ne kadar da zor!..
***
Önceki yüzyılda hatta yakın tarihe kadar olan süreçte dünyanın çoğu ülke yönetimi diktatörlerin elindeydi. Krallıkların ardından diktatörler dönemi oldu. Çağ anlayışı buna zorunlu kılıyordu. Şimdiki yüz yılda kukla başkanların dönemi. Bu dönemde geçecek ve artık dünya tek başkanlı sisteme hazır hale getirilecek. Zaman ve tarihe misyon yükleyenlerin planlarına göre durum bundan ibaret.
Halepliler, dünya insanlarının adeta yakasından, paçasından asıla asıla, yardım dilenerek çocuklarını toprağa verdi. Suriye'de de aynı şekil anne babalar acı içinde, hastalıkla ve açlıkla kıvranan çocuklarını öldüğünde; "acısı dindi." Diye düşünüp, yas dahi tutamamıştı. Dünya insanı tarafından ağıtlar yakıldı. Protestolar her ülkede şahlandı. Fakat gerçekler yaşanmaya devam etti.
Bu acınası ve sonsuz yas tutulması gereken durumdan kendimize pay çıkarmayalım mı?.. Sadece edebiyatını yapıp geçelim mi?.. Bize dokunmayan yılan, varlığını sürdürsün mü diyelim!..
Din alimlerinin bu ve benzeri konularda birlik çağrısında bulunması gerekmez mi?.. Toplum ahlak ve vicdanına dinimize ters unsurların üzerine giderek 'İslam şurası' önderleri bu anlamda radikal söylemlerde bulunamaz mı? Amerikan üniversitelerinden diplomalı zengin Suudi ve Dubaili Araplar bu savaşları durdurmak adına, Şuranın kararlarına uymaz mı?.. Bu acıyı bir başına çeken Müslüman halklara "sabredin ve tevekkülü elden bırakmayın. İnfak edin!" demekten başka bir yaptırım olamaz mı?..
İnsanlık ölüyor fakat lokal çevremizden örneklersek, dinimizde; ilmihal bilgilerini TV kanallarında yüzbinlerce tekrarını dinlemekle meşgulüz. Siyasette; vatan millet türküleri söylemekten hiç yorulmadık. insanlığımızda; "Ucu bize bulaşmıyorsa, duymaz ve görmezden gelelim." Anlayışından kurtulmalıyız!..
Ülkemizde yaşananlar ve Suriye de Halep'te yaşananlar. Dünyada yaşanacak olanlar; 'Hak ve Batılın Savaşıdır!' Bu savaşın sirenleri çoktan çaldı. Biz duymuyor olsak da!..
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.