Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Marksist sistemle medeniyete varılmaz!

Üretim, emek, değer ve eşit ücret gibi konuları İslamın penceresinden farklı bakış açısı ile kaleme alan Araştırmacı Yazar Hasan Köse, "Müslümanlar bilmelidir ki, Maltus, Lassalle ve Marks'ın ücret ve mülkiyet önermelerinden yola çıkılarak oluşmuş modern ücret aklıyla kurgulanan bir dünyada, yeniden İslamın aydınlığına ve medeniyetine varılamaz" dedi.
Marksist sistemle medeniyete varılmaz!
23 Ekim 2014 09:48:00
Üretim, emek, değer ve eşit ücret gibi konuları İslamın penceresinden farklı bakış açısı ile kaleme alan Araştırmacı Yazar Hasan Köse, "Müslümanlar bilmelidir ki, Maltus, Lassalle ve Marks'ın ücret ve mülkiyet önermelerinden yola çıkılarak oluşmuş modern ücret aklıyla kurgulanan bir dünyada, yeniden İslamın aydınlığına ve medeniyetine varılamaz" dedi.

Ezgi Çelik ANKARA

Araştırmacı yazar Hasan Köse'nin on yıllık çalışmalarının ürünü olan "Allah Emekten Yanadır" isimli kitabı raflardaki yerini aldı. Üretim, emek, değer ve eşit ücret gibi konuları İslamın penceresinden farklı bakış açısı ile kaleme aldığı kitabı hakkında açıklamalarda bulunan Köse, "Konuyla alakalı ilk soruları 1997 Şubatı sonrası Türkiye'nin içine yuvarlandığı çukurda kaybolmamak için başladığımız sendikal örgütlenme mücadelesi vermeye başlayınca doğal olarak bir işveren olarak devleti, işçi işveren ilişkilerini, emek-değer ve ücret ilişkilerini incelemeye ve sorular sorup cevap aramaya başladımYaşadığımız çağın sahibi Batı olduğu için doğal olarak konuya modern batının iktisat tarihiyle başladım. Genelde insanlık özelde İslam dini ve tarihinde emeğin konumunu incelemeye ve okumalar yapmaya başladım" dedi.

'Allah Emekten Yanadır' diyorsunuz. Neden bu ismi tercih ettiniz?

Modern batının hemen tüm düşünürleri bunda ittifak ettiler ve İlahi olan her şeye karşı tutum aldılar. İlahi dinleri "temsil edenlerde" onlara karşı "hayır öyle değil işte şöyle hükümleriyle anlıyoruz ki Allah emekten yanadır" demediler/diyemediler. Din merkezli düşünenler bu konuda ikiye bölündü. İlki bir taraftan "piyasanın Rabbi Allah'tır/cebri bir kadercilikle" pazara kimse karışmamalı deyip emeğin metalaşmasına çanak tuttular, çünkü bu anlayış "emeğin bir diğer mallar gibi bir fiyatı vardır" anlayışının kabulüne dayanıyordu. Diğer taraftan Tanrının dinlerin alimlerinin Allah'ın yer yüzüne gönderdiği Tevrat, İncil ve Kuran-ı Kerimden konuyla alakalı hükümler bulmak gibi bir çabaları olmadı ya da bulamadılar.

İslam temelli baktığımız da tüm çalışanların eşit ücret mi alması gerekiyor?

Hiçbir işin ve hiçbir işçinin ücreti eşit olmaz çünkü hiçbir iş ve işçinin durumu aynı değildir. İş aynı işçi emeği farklı, emek aynı işin durumu farklı olabilir. Ücretin eşitliği ve adaleti meselesi, ortak işlenen bir suçun tespiti ve cezasının dağılımında suçu işleyenlerin akıl şartından başka kim olduğuna bakılmaması ve suça katılımları oranına göre dağıtılması gibidir. Birincisi eşitlik ikincisi adalettir. Üretim, emek, değer ve ücret meselesinde eşitlik emek açısından sınıfsal bazda asgari bir paylaşım değeri olmakla birlikte ne sermayedarlar ne de emekçiler arasında bir muhasebe değeri değil, ahlaki ve hukuki bir değerdir. Yani toplam üretim değerinin emekçilerle sermayedarlar arasında eşit bölüşülmesi emekçiler açısından bir asgari değerdir fakat sınıflar kendi aralarında üretime kattıkları değer kadar pay alırlar.

İşveren işçilere geçinebileceği kadar ücret verse olmaz mı?

Olmaz. Peki neden olmaz? Çünkü ücret yalnızca emekçi ve ailelerinin bir geçim ve yaşam meselesi değil, aynı zamanda bir ekonomik adalet/ekonomic jastic ve dolayısıyla mülkün döngüsel sürekliliğini sağlama meselesidir de. Yani ister devlet eliti olsun ister sermaye sınıfı mülkün belli bir zümre veya sınıf elinde temerküz edip kangrenleşmesini önleme meselesidir de. Mülkün dolaşımının sağlıklı akışını sağlamanın temel ve meşru iki yolu ve yönü vardır. Bunlar faal emek ve aktif/risk alan sermayedir. Bunun dışındaki tüm yollar temerküze, sınıflaşmaya, kastlaşmaya ve toplumsal çözülme, fitne ve fesada gider ki onunda sonu hep helak olmuştur.

Dünyanın durumu malum. Böyle bir sistemde rekabet nasıl olacak?

Modern Batı ücret aklı ki bugün dünyada ve Türkiye'de de egemen olan akıldır. Ücreti işletme giderleri arasında maliyetin içine koyarak düşünür. Bu akla göre ücret sermayenin işçiye verebileceği maksimum değerdir. Buna yalnız sermaye sahibi patronlar değil, işçiler de inanır. Hatta doğuya doğru gelindikçe buna "iş vermek", "ekmek vermek", gibi feodal sınıfsal bir üstten dille başa kakma da eklenir. Oysa az olsun çok olsun işçi ücretini hak eder. İşçiler çalıştıkları işletmeye hem emekleriyle hem de sermayeleriyle katılırlarsa ve belli prensipler ve periyotlarla girip çıkarlarsa rekabetle alakalı bir sorun yaşanmaz.İslam Medeniyetinin mirasçıları Müslümanlar kesinlikle bilmelidirler ki Maltus, Ricardo, Lassalle ve Marks'ın ücret ve mülkiyet önermelerinden yola çıkılarak oluşmuş modern ücret aklıyla kurgulanan dünyada yeniden İslam Aydınlığı ve Medeniyetine varılamaz. Bu açıdan, Allah'ın son Resulünün nasıl yaptığına bir daha bakmalıyız.