Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Müfredata ‘Okuma’ dersi konulmalı

‘Türk millet okumuyor’ meselesi her kesimden insanın kanayan yarasıdır. Bu sorunla ilgili çözüm önerisinde bulunan Ömer Doğan, MEB, okumanın kendisini müfredata koyması gerektiğini belirtti.
Müfredata ‘Okuma’ dersi konulmalı
09 Mart 2020 18:03:00
‘Türk millet okumuyor’ meselesi her kesimden insanın kanayan yarasıdır. Bu sorunla ilgili çözüm önerisinde bulunan Ömer Doğan, MEB, okumanın kendisini müfredata koyması gerektiğini belirtti.

Fırat İpek

Hayatını 7’den 70’e herkesin kitap okumasına adayan Ömer Doğan, 12 yıl önce kurduğu ucuzkitapal.com isimli internet sitesiyle tüm Türkiye’ye ulaşmayı başardı.

Lakin kitabı bedava da versen, okuyana ödül de versen okumayı sevdirmek için geçici çözümlerden ziyade kalıcı ve sürdürülebilir uygulamalar olması gerektiğini söyleyen Doğan, ‘Kitabın mahiyetini, hakikatini öğretmek lazım. Kitabı sevdirmek lazım. Kitap dediğiniz zaman aşk gibi anlaşılmalı. Bunun da en hızlı çözümünü Milli Eğitim Bakanlığı yapabilir. MEB, okumanın kendisini müfredata koyabilir. Okuma saatleri düzenleyebilir” dedi.

“Kitap okuma oranını nasıl artırabiliriz? “Kitap okuma alışkanlığı nasıl edinilir?” gibi milletimizin hayatına etki edecek ön önemli soruları yönelttiğimiz Mavi Çatı Yayınları ve ucuzkitapal.com’un sahibi Ömer Doğan, “Millet olarak okumaktan pek haz almıyoruz. Bunun bilinçaltımızda çok sebebi var. Bu sebeplerden bazıları şunlar: “Çok bilirsem çok şeyden mesul olurum. Çok şeyden mesul olursam bunları yapamam. Yapamadığım şeylerden de muzdarip olurum. Hatta,

çok şey bilirsen kafayı yersin, çok şeyi düşünürsen kafayı yersin gibi aslı astarı olmayan olgular da var.”

EZBERE DAYALI SİSTEMDEN VAZGEÇİLMELİ

“Ezbere dayalı sistem, okumanın hayattaki karşılığını bulmak yerine, derslerden geçmeye fayda sağladığı için insanlar okumaktan soğudu” diyen kitap satmayı sanata dönüştüren Doğan, “Okumanın aştırdığı denizlerde ve deryalarda gezmek yerine, sıkıntılarını daha çok yaşadık. Gelecek kuşaklar için okumanın ehemmiyeti anlatılmalı. Pratik hayatta yorum yapabilme, bunu yaşayabilme, diğer insanlara aktarabilmenin yolları açılmalı. Ezbere dayalı bir sistem değil de, daha çok mantık, yorum ve muhakeme gibi yeteneklerimizi geliştirecek projeler uygulanmalı” ifadesini kullandı.

Doğan, farklı yetenekteki insanları tek bir düze eğitim sistemiyle tespih taneleri gibi dizdiğimizi belirtti. Her bir bireyin elmas değerinde olduğunu söyleyen Doğan, “Elmas yontulurken en az eksilme vererek işlenmeli. Yani kişilere göre bir eğitim sistemi uygulanmalı. Bu kişi eğitildi alana göre yetiştirilmeli. Herkes aynı kalıpta yetiştirilmesi insanın tabiaatına aykırı. İnsanlar sevdiği, merak ettiği, ilgi alaka gösterdiği alanlara yöneltilmeli” diye konuştu.

OKUMA SAATLERİ DÜZENLENEBİLİR

Doğan, “Milli Eğitim Bakanı’nın bir sözü çok dikkatimi çekmişti; ‘Biz 10’luk öğrenciye sen yerindesin, süpersin, burada kal deyip, 2’lik 3’lük öğrencilerle uğraşıyoruz. Oysa 10’luk öğrencilerin daha iyi olmaları için bir metodoloji geliştirmiyoruz.’ Evet, 2’yi 5’e çıkartalım ama 10’u da 5’e indirmeyelim.

İyilerin daha iyi olabilmeleri için böyle bir eğitim sistemine ihtiyacımız var” değerlendirmesinde bulundu.

Okuma alışkanlığı kazandırma da en hızlı adımı Milli Eğitim Bakanlığı atabilir” diyen Doğan, “MEB, okumanın kendisini müfredata koyabilir. Okuma saatleri düzenleyebilir” dedi. Rol modele de ihtiyacımız olduğunu ifade eden Doğan, “sosyal sorumluluk projesi olarak Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve devletin tüm kademesindeki yöneticiler günde 1 saat okuma etkenliği başlatabilir. Buna en güzel örnek topyekun başlatılan fidan dikme etkinliğidir” şeklinde konuştu.

HER KİTABI OKUMAYA GEREK YOK

Bizim verilerimize göre roman, edebi ve kişisel gelişim kitapları en çok satanlar arasında yer aldığını belirten Doğan, “Aslında kötü kitap yoktur. Kitaptan alınacak ana tema nedir? Bilmek gerekiyor. Ama bunun için de bütün kitapları okumaya gerek yok. Daha çok ihtiyacımız olduğu zamanlarda ilgili kitapları okumak daha faydalı. Bu zamanında gıda almaya benziyor.

Tam da ihtiyacımız olduğu zaman da ilgili kitabı okursak, iç alemimize inkişafa neden olur. Böylece okumayı da sevmiş oluruz” ifadesini kullandı.