Paganlık ve Vandalizm
İnsanların şehitlerin ruhları için kıyama durarak "adandığı" ve sözlerle de rüku00fb ettiği bir etkinliğe katıldım. Tanrıya sunulan masum kurbanların kanıyla güçlenen "milli ve manevi" değerlerden söz edildi.
"Maneviyatımızın" verilen bu kurbanlarla yeniden canlandığının anlatıldığı, dinin tek hüküm kaynağının Kur'an olduğunu hep ifade eden bir konuşmacı "ayın ve yıldızın kutsallığından" dolayı Türk bayrağının kutsal olduğunu ve dolayısıyla da tüm ümmetin onun altında toplanması gerektiğini" söyledi.
Atalarımızın dini sandığımız Şamanizmin dört temel unsuru İslami bir jargonla süslenip, ayetlerle tahkim edilerek bir İslam siyonizmi retoriği seslendirildi.
Gök tanrı, ay ve yıldız tanrı, atalar kültü, kutsal yer-su, ölüm, kan, totem ve "Tanrının Lütfu/gök tanrıdan kut almış Bilge Kağanu2026"
Hemen tüm konuşmalar "en çok bizim öldürdüğümüzü dolayısıyla da en çok "balbal" bizim mezarımızın üstüne koyulması gerektiğini ve bundan dolayı da kazananın biz olacağımızı" söylüyordu. Konuşmalar sürdükçe zihinlerimizin içinde ve sunulan görsellerde dafalarca mezarlarımızı saydıku2026 "u2026hatta zurtumul megabir"u2026
Hazirunun arasında torunları bulunan bir soylu adamın tarlasına giren ayıyı kovalamak için uğraşırken hem kendisinin yaralandığını hem de tarlada ayakta mısır bırakmadıklarını anlattım. Bu yiğit adam ayıyı "baltanın sapı ve küpüsü" ile kovalamak yerine neden "baltanın ağzını kullanarak öldürmediğini" sordum.
Kimseden bir cevap gelmedi!
Anlayan yoktu galiba!
Belki de dinleyen yoktu!
Ben yine de cevabı söyledimu2026
Çünkü atalarınız/mız kendi tarlasına zarar verme pahasına ayıya dahi imhacı bir niyetle yaklaşmamış, öldürmek amacıyla değil kovmak, imha etmek için değil korkutmak için yaklaştığını söyledim. Birkaç kişinin anladığını ümit ediyorumu2026
Beni içeride "kan tuttu."
Koridora çıktım.
Muhabbet eden otuz yaş civarı birkaç gencin yanına gittim. Konunun başını bilmiyorum fakat gençlerden birisi bir misafirine "İstanbul'un tarihi ve turistik yerlerini gezdirdiğini" söyledi ve bana dönerek ekledi "hocam; Ayasofya ve Yerebatan Sarnıcını" gezdiniz mi?
Adamlar ne güzel şeyler yapmış!
Gerçekten "zulüm 1453'te başlamış" değil mi dedi.
Beynim kamaştı.
Bu genç CHP'li bir aile içinde yetişmişti...
Gezi Fitnesinin Kadıköy curufatının özeti olan bu sloganın bilinçaltı oluşturması normaldi fakat bu genç içerideki kan kırmızı söylevlerin tamamını da alkışlayanlar arasındaydıu2026
Bu genç ve yanındaki yaklaşık aynı zihinsel yapıya sahip bir ilkokul öğretmeni gence birkaç cevapsız soru sordum ve ayrıldıku2026
Yerebatan Sarnıcı Bizans döneminde yapıldı! Medula Heykel başı neden bir sütunun dibinde ters olarak gömülüdür?
Osmanlı Devleti döneminde sanat ve mimari eserler tahrip edilerek böyle yapılarda kullanılmış mıdır?
Ayasofya Kilisesini yıkılmaktan kim kurtarmıştır? Osmanlı Devleti fethettiği yerlerde tüm kiliseleri camiye çevirmiş midir?
Osmanlılar; Ayasofya'yı aşacak sanat ve mimari eser yapabilmiş midir?
Yaklaşık 1400 yıldır Müslümanların egemenliği altında olan Mısır'da Firavun türbesi piramitler, türbelerin manevi bekçisi sfenksler, Nemrut Dağında heykeller, Anadolu'da Yunan ve Roma yapıları halen ayakta mıdır? Onları yıkmaya Emevi, Abbası, Selçuklu, Memlüklü ve Osmanlıların gücü yetmemiş midir?
Neden Anadolu'da tahrip edilen tarihi mekanların, çizilen fresklerin hepsinde kullanılan alfabe latin ve kullanılan dil de Cumhuriyet dönemi Türkçedir?
Kur'an'ı Kerim, Hicir Suresinde "geçmiş halklardan kalan yerleri gezin görün" mealindeki ayetleri 1923'den önce hiçbir Müslüman alim veya topluluk "geçmiş milletlerden kalan maddi ve manevi tüm kültürü tahrip edip, yok edinu2026" şeklinde anlamış mıdır?
Belki de bu yazının adı Geç İslam'ın, Kültürel Vandallık ve Kıyıcı Paganizmle imtihanı olmalıydı! Yazının ilk cümlesi de zaten bu topraklara siyasal ciheti saltanata te'vil edilmiş olarak gelen Müslümanlık ve XX. Asırda ayağa kalkma hamlesi İslamcılık "atalar kültüyle" beslenen bir muhafazakarlığa dönüşmüştür. Bunun sorumlusu da zaman dışı kalan ulemadır ki boşluğu Kemalimle doldurmaya kalkanlar değilu2026
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.