Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

RAMAZAN SAYFASI - Hoş geldin 11 Ayın Sultanı

Sen rahmetsin, Sen mağfiretsin, Sen Cehennemden azad olmanın şifresisin. Sen "Bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi"ni içinde barındıransın. Sen Rahmet Peygamberinin "Resul"lüğünün şahidisin. Sen tufan artığı nefislerin efsunlu rüyadan uyandığı günsün. Sen ölümden dirilmeye, uykudan ferasete, cehaletten aydınlığa, şeytanın şerrinden Yüce Yaradan''a mu00ee''rac etme anısın. Ve sen; risaletin zirveye ulaştığı, manevu00ee iklimin nu00fbru "Oruç",
RAMAZAN SAYFASI - Hoş geldin 11 Ayın Sultanı
09 Temmuz 2013 00:00:00
Sen rahmetsin, Sen mağfiretsin, Sen Cehennemden azad olmanın şifresisin. Sen "Bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi"ni içinde barındıransın. Sen Rahmet Peygamberinin "Resul"lüğünün şahidisin. Sen tufan artığı nefislerin efsunlu rüyadan uyandığı günsün. Sen ölümden dirilmeye, uykudan ferasete, cehaletten aydınlığa, şeytanın şerrinden Yüce Yaradan''a mu00ee''rac etme anısın. Ve sen; risaletin zirveye ulaştığı, manevu00ee iklimin nu00fbru "Oruç",

HAZIRLAYAN: SABRİ GÜLTEKİN

İftar Duası Allah'ım, Senin rızan için oruç tuttum, Sana inandım, Sana güvendim, Senin rızkınla orucumu açtım. Allah'ım, hamdolsun verdiğin nimetlere, sağlık ve afiyete. Allah'ım, Sensin Rahman, Sensin Rahim. Bize hem dünyada hem de ahirette iyilik ve güzellikler ihsan eyle. Bizi, anamızı, babamızı ve tüm inananları bağışla. Oruçlarımızı ve dualarımızı kabul eyle. Şüphesiz Sen dualarımızı işiten ve kabul edensin. (Amin)

Sahur Duası Allah'ım, vücudumuzu hizmetin için güçlendir ve Sana yönelmede kalbimize güç ve sebat ver. Ey alemlerin Rabbi, bizi gaflet uykusundan uyandır, dünyanın kirleriyle kararmış kalplerimizi iman, Kur'an nu00fbru ile nu00fbrlandır. Allah'ım kusurlarımızı ört, günahlarımızı bağışla. Bizi, ailemizi, milletimizi ve ülkemizi her türlü kötülükten koru. Senin her şeye gücün yeter. İbadetlerimizi kabul eyle, rahmet ve bereketini bizlerden esirgeme. (Amin)

Günün Ayeti 'Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki, korunursunuz.' (Bakara, 183)

Günün Hadisi 'Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allah-u00fb Teala, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin (Kadir Gecesi) hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır.' (Nesai)

Mübarek zamanların en mübareği hoş geldin!.. Hayır ve salah hilali eşliğinde beldemize hoş geldin!.. Sana hicret etmeyi, sendeki faziletlerde vücud bulmayı ne kadar da özlemişiz; tıpkı ilk gelişin gibi. Gözümüzün nu00fbru, kalbimizin süruru sende kalmıştı, bizimle en son vedalaştığında.

Hoş geldin, 11 Ayın Sultanı!..

Seninle buluşamamak, rahmet ve mağfiret ziyafetinden nasibdar olamamak vardı. Fakat, ruhumuz bedenimizi terk etmeden, bir fırsat olarak geldin hanemize; ilk günkü gibi taptaze, ışıl ışıl parlayan hilalinle. Ve daraldığımız bir anda, yine her zamanki gibi rahmet, mağfiret ve müjdelerinle yetiştin imdadımıza.

Hoş geldin, 11 Ayın Sultanı!..

Ey sultanlar sultanı!.. Ne çok hatıran var benliğimizde. Hele o ilk hatıranı unutmak, unutabilmek ne mümkün. Tarihler Miladi 610'u gösterirken, yine sen gelmiştin; acıları dindirmek, gözyaşlarını silmek, merhamet ve şefkat pınarlarını arş-ı alaya ulaştırmak için. Sadece alemlere rahmet olarak gönderilen Ahmed-i Muhammed fark edebilmişti, zifiri karanlık Mekke sokaklarından süzülen o eşsiz parıltını.

Hoş geldin, 11 Ayın Sultanı!..

Sema hilale eşlik ediyordu, melekler eşliğinde. Sokaklardaysa sapkınlıklar güzellikleri örtmüş, karanlıklar aydınlığa galebe çalmıştı. Zemzem yerküreye, sahibinin yetimi Rabbine iltica etmişti. Ve onca kalabalıklar içerisinde, tahammülü tükenen sadece biri vardı; Ahmed-i Muhammed. Tek çare vardı; o da firar etmek. Nereye? Şirkten Tevhid'e, kölelikten özgürlüğe, karanlıktan aydınlığa, en dipten en zirveye. Hira ve kutlu misafiri başbaşalar... Bekliyorlar; fakat umutsuz değil. Bekliyorlar; fakat kendilerinden haberdar olandan habersiz değil. Ansızın, gözyaşı rahmete, suskunluk cu00fbş-u huru00fbşa dönüşüyor. Yaradanına yakarana, yakardıkça yaklaşana, perdeler birden bire açılıveriyordu.

Hoş geldin, 11 Ayın Sultanı!..

Hira'nın kutlu misafirine, müjdelerin en güzeliyle bir misafir geliyordu; Cebrail. Ve ardından; 'Sen olmasaydın, Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım' dediği sevgililer sevgilisine: 'Ey Muhammed! Yaratan Rabbi'nin adıyla oku! O, insanı kan pıhtısından yarattı. Oku!..'(Alak Su00fbresi; 1-2) nidasıyla sesleniyordu. Hira'da uhrevu00ee nidalar birbiri arkasına yankılanıyor, her yankılanışta Mekke ve dünya sokakları aydınlığa kavuşuyordu. Hazan yaprakları gibi dökülen ruhlar, 'ilk vahiy' ve 'Son Peygamber' muştusuyla derin uykudan uyanıyordu. Ümitsizlik ümide, acımasızlık merhamete, şirk BİR'e iltica ediyordu. Müşrik ve putperestlerin sapkınlıklarıyla karanlığa gömülen dünya, seninle birlikte tekrar dalga dalga aydınlanmaya başlıyordu.

Hoş geldin, 11 Ayın Sultanı!..

Sen rahmetsin, Sen mağfiretsin, Sen Cehennemden azad olmanın şifresisin. Sen'Bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi'ni içinde barındıransın. Sen Rahmet Peygamberinin 'Resul'lüğünün şahidisin. Sen tufan artığı nefislerin efsunlu rüyadan uyandığı günsün. Sen ölümden dirilmeye, uykudan ferasete, cehaletten aydınlığa, şeytanın şerrinden Yüce Yaradan'a mu00ee'rac etme anısın. Ve sen; risaletin zirveye ulaştığı, manevu00ee iklimin nu00fbru 'Oruç', 'Kur'an' ve 'İbadet' ayı Ramazan'sın.

Hoş geldin, 11 Ayın Sultanı!..

Hoş geldin ya Şehr-i Ramazan. İlk gelişin gibi, uhrevu00ee diriliş ve davetini kabul ettik. 'Kutlu Çağrı'nın ilk müntesipleri gibi Sen'de 'yanma'ya geldik. Yak bizi, ölümde dirilt bizi. Çünkü sen tutansın, tutturansın, mazlumların yüzünü güldürensin.

Hoş geldin, 11 Ayın Sultanı!..

Hoş geldin ya Şehr-i Ramazan. Hiç gitme, kal yanımızda. Geçmişin derinliklerindeki hatıraları hatırlat. Bize, O en sevgiliyi anlat. Tut, tuttur senden güzellikler kalsın ruhumuzda.

Hoş geldin, 11 Ayın Sultanı!.. (SABRİ GÜLTEKİN)

TERAVİH NAMAZI

Dün gece bütün İslam dünyasında Ramazan ayının süsü teravih namazları kılındı. Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: 'Faziletine inanarak ve mükafatını umarak Allah rızası için Ramazan gecelerini ibadetle geçiren (teravih namazını kılan) kimsenin geçmiş günahları bağışlanır.'(Riyazü's-Salihu00een, c.2, s.46) Teravih namazı, Ramazan gecelerine mahsus bir namazdır. Orucun değil, Ramazan'ın sünnetidir. Hastalık, yolculuk gibi mazeretleri sebebiyle oruç tutmayanların da teravih namazını kılmaları sünnettir. Hem erkekler, hem de kadınlar için sünnet-i müekkededir. Cemaatle kılınması sünnet-i kifayedir ve sevabı çoktur. Evde de, tek başına veya cemaatle kılınabilir. Ramazan'da teravih namazında Kur'an-ı Kerim'i hatmetmek, yani hatimle teravih namazı kılmak da sünnettir. Peygamber Efendimiz, 'Cemaatle kılınan namazın faziletinin tek başına kılınan namazdan yirmiyedi kat fazla olduğunu' (Buharu00ee, Ezan, 30) bildirmiştir. Teravih namazını evde cemaatle kılanlar cemaatin sevabını kazanırlar, ancak camideki cemaatın faziletini elde edemezler.

Esma-ül Hüsna

ALLAH: O kendinden başka hiç bir ilah bulunmayan tek bir Allah'tır.

ER-RAHMAN: Esirgeyici, bütün mahlukatına (dünyada) rahmetiyle muamele eden.

ER-RAHİM: Bağışlayıcı, sevdiklerine ve müminlere (ahirette) merhamet eden.

ORUCUN FARZ OLUŞU

Oruç, Hicret'in ikinci yılında farz kılınmıştır. Orucun Müslümanlara farz olduğu Bakara Su00fbresi'ndeki: 'Ey İman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sizlere de farz kılındı. Umulur ki, korunasınız' (Bakara, 183) ayetiyle bildirilmiş, ayrıca aynı su00fbrenin 185. ayetinde de 'Sizden kim bu aya (Ramazan'a) erişirse oruç tutsun' buyurularak oruç ibadetinin yerine getirilmesi emredilmiştir.

Peygamber Efendimiz de, İslam'ın beş temelinden birinin Ramazan ayında oruç tutmak olduğunu bildirmiştir.( Buharu00ee, İman, 2) Birinci ayetten açıkça anlaşılıyorki oruç, ilk Peygamber u00c2dem (as)'den itibaren bütün peygamberlere ve onlara inananlara farz kılınmıştır. Oruç, insanlığın ilk zamanlarından beri yerine getirilmesi emredilen bir ibadettir.

Çünkü, ruhen arınıp ahlaken olgunlaşmak bakımından insanın oruca ihtiyacı olduğu gibi maddu00ee ve manevu00ee pek çok faydaları da vardır. Ciddi ve geçerli bir mazeret olmadıkça belirli şartları taşıyan Müslümanların oruç tutarak Allah'ın emrini yerine getirmesi gerekir.

ORUCUN EDASININ ŞARTLARI

Orucun farz olması için gerekli olan şartlardan başka oruç ibadetinin yerine getirilebilmesi için de bazı şartların bulunması lazımdır. Bunlar, sağlıklı ve mukim olmaktır (yani misafir olmamak). Oruç tutamayacak kadar hasta olanlarla, dinu00ee ölçülere göre yolcu olanlar oruçlarını erteleyebilirler. Hastalar iyileşince, yolcular da ikamet ettikleri yere dönünce tutamadıkları günler sayısınca oruçlarını tutarlar.

ORUCA NASIL NİYET EDİLİR?

Her türlü oruç için mümkün oldukça, sabah vakti girmeden önce veya geceden niyet etmek en faziletli olanıdır. Çünkü bu suretle hem mezheplerin bu konudaki ihtilaflarının dışında kalınmış, hem de niyet ibadetin başlama vaktiyle aynı zamana getirilmiş olur. Nitekim niyetin hangi vakitte yapılacağı konusu mezhepler arasında ihtilaflı olduğu gibi, niyetin vakti açısından oruç türleri arasında da fark gözetilmektedir.

Hanefiler'e göre Ramazan orucu, nafile oruçlar ve vakti belirtilmiş adak (nezr-i muayyen) oruçlarının niyet etme vakti gün batımından başlayıp ertesi günün kuşluk vaktine hatta öğle namazı vaktinin girmesinden az önceki vakte kadar devam eder. Öğle vakti girdikten sonra artık hiçbir oruca niyet edilemez.

Niyet esasen kalb ile olur. Yani geceleyin, yarın oruç tutacağını kalbinden geçiren kimse niyet etmiş demektir. Oruç tutmak düşüncesi ile sahur yemeğine kalkan kimsenin bu düşüncesi de niyettir. Oruca kalb ile niyet etmek yeterlidir. Ancak kalb ile yapılan bu niyeti dil ile söylemek daha iyidir. Bu sebeple, oruç tutacak olan kimse, hem içinden niyet etmeli, hem de dili ile: 'Niyet ettim Ramazan-ı şerifin yarınki orucuna' diye söylemelidir. Her günün orucuna ayrı niyet etmek lazımdır.

Doktorunuzdan Tavsiyeler

Akşam iftara oturduğumuzda 17 ila 18 saat civarında aç kalmışız demektir. Sindirim sistemimiz istirahattedir. İşte biz iftarda yemeği birden ve aşırı şekilde mideye doldurursak salgılar fazlalaşır, tansiyon düşüklüğü olur. Hele bir de yemeği yedikten sonra uzanıp yatarsak tehlike artar. Vücuttaki kan, mide ve bağırsakların etrafında toplanır. Beyin ve kalbe kanın gitmesi engellenir. Kan birden vücuda dağıldığında ise kalp çarpıntılarına ve krize kadar varır. Bu sebeple kalbinden rahatsız olanlar yediklerine dikkat etmelidirler. Tavsiye edilen; yemeğin yavaş, iyi çiğnenerek ve sohbetle, muhabbetle yenmesidir. Osmanlı konaklarında iftarda önce çorba çıkar, misafirler orucunu bu şekilde açtıktan sonra akşam namazı eda edilirmiş. Yemek ise namazı müteakiben yenirmiş. Aslında sağlığa en uygun olanı da budur. Yine Ramazan'da bol sıvı almalıyız. Taze meyve suyu, ayran gibi içecekler de alınabilir. Ramazan'da ağır yiyeceklerden kaçınmalı, meyve ve çiğ sebze tüketimine önem verilmelidir. Çünkü Ramazan, diğer bir yönüyle sağlık ayıdır. (PROF. DR. SEFA SAYGILI)

TEBESSÜM

Anladık Ramazan başlamış!

Ramazan hilali görülmeyince oruç tutmanın caiz olmayacağını bilen bir tiryaki, hilali görmemek için evinin pencerelerini kapayıp perdeleri de sımsıkı örterter, geceleri mahalle kahvesine giderken de başını önüne eğermiş. Nasılsa bir su birikintisi içinde hilalin aksini görünce ürkerek şöyle demiş: - 'Hey mübarek! Gözüme mi gireceksin, anladık işte Ramazan başlamış!..'

Mani

Bu gece ayın evveli

Açıldı İslam'ın gülü

Geldi mübarek Ramazan

Mesrur etti can ü dili.

Bu aya sultan ay derler

Kaymak ile baldan yerler

Ezelden adet kılınmış

Davulcuya bahşiş verirler.

HAZIRLAYAN: SABRİ GÜLTEKİN

İftar Duası Allah'ım, Senin rızan için oruç tuttum, Sana inandım, Sana güvendim, Senin rızkınla orucumu açtım. Allah'ım, hamdolsun verdiğin nimetlere, sağlık ve afiyete. Allah'ım, Sensin Rahman, Sensin Rahim. Bize hem dünyada hem de ahirette iyilik ve güzellikler ihsan eyle. Bizi, anamızı, babamızı ve tüm inananları bağışla. Oruçlarımızı ve dualarımızı kabul eyle. Şüphesiz Sen dualarımızı işiten ve kabul edensin. (Amin)

Sahur Duası Allah'ım, vücudumuzu hizmetin için güçlendir ve Sana yönelmede kalbimize güç ve sebat ver. Ey alemlerin Rabbi, bizi gaflet uykusundan uyandır, dünyanın kirleriyle kararmış kalplerimizi iman, Kur'an nu00fbru ile nu00fbrlandır. Allah'ım kusurlarımızı ört, günahlarımızı bağışla. Bizi, ailemizi, milletimizi ve ülkemizi her türlü kötülükten koru. Senin her şeye gücün yeter. İbadetlerimizi kabul eyle, rahmet ve bereketini bizlerden esirgeme. (Amin)

Günün Ayeti "Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki, korunursunuz." (Bakara, 183)

Günün Hadisi "Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allah-u00fb Teala, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin (Kadir Gecesi) hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır." (Nesai)

Mübarek zamanların en mübareği hoş geldin!.. Hayır ve salah hilali eşliğinde beldemize hoş geldin!.. Sana hicret etmeyi, sendeki faziletlerde vücud bulmayı ne kadar da özlemişiz; tıpkı ilk gelişin gibi. Gözümüzün nu00fbru, kalbimizin süruru sende kalmıştı, bizimle en son vedalaştığında.

Hoş geldin, 11 Ayın Sultanı!..

Seninle buluşamamak, rahmet ve mağfiret ziyafetinden nasibdar olamamak vardı. Fakat, ruhumuz bedenimizi terk etmeden, bir fırsat olarak geldin hanemize; ilk günkü gibi taptaze, ışıl ışıl parlayan hilalinle. Ve daraldığımız bir anda, yine her zamanki gibi rahmet, mağfiret ve müjdelerinle yetiştin imdadımıza.

Hoş geldin, 11 Ayın Sultanı!..

Ey sultanlar sultanı!.. Ne çok hatıran var benliğimizde. Hele o ilk hatıranı unutmak, unutabilmek ne mümkün. Tarihler Miladi 610'u gösterirken, yine sen gelmiştin; acıları dindirmek, gözyaşlarını silmek, merhamet ve şefkat pınarlarını arş-ı alaya ulaştırmak için. Sadece alemlere rahmet olarak gönderilen Ahmed-i Muhammed fark edebilmişti, zifiri karanlık Mekke sokaklarından süzülen o eşsiz parıltını.

Hoş geldin, 11 Ayın Sultanı!..

Sema hilale eşlik ediyordu, melekler eşliğinde. Sokaklardaysa sapkınlıklar güzellikleri örtmüş, karanlıklar aydınlığa galebe çalmıştı. Zemzem yerküreye, sahibinin yetimi Rabbine iltica etmişti. Ve onca kalabalıklar içerisinde, tahammülü tükenen sadece biri vardı; Ahmed-i Muhammed. Tek çare vardı; o da firar etmek. Nereye? Şirkten Tevhid'e, kölelikten özgürlüğe, karanlıktan aydınlığa, en dipten en zirveye. Hira ve kutlu misafiri başbaşalar... Bekliyorlar; fakat umutsuz değil. Bekliyorlar; fakat kendilerinden haberdar olandan habersiz değil. Ansızın, gözyaşı rahmete, suskunluk cu00fbş-u huru00fbşa dönüşüyor. Yaradanına yakarana, yakardıkça yaklaşana, perdeler birden bire açılıveriyordu.

Hoş geldin, 11 Ayın Sultanı!..

Hira'nın kutlu misafirine, müjdelerin en güzeliyle bir misafir geliyordu; Cebrail. Ve ardından; "Sen olmasaydın, Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım" dediği sevgililer sevgilisine: "Ey Muhammed! Yaratan Rabbi'nin adıyla oku! O, insanı kan pıhtısından yarattı. Oku!.."(Alak Su00fbresi; 1-2) nidasıyla sesleniyordu. Hira'da uhrevu00ee nidalar birbiri arkasına yankılanıyor, her yankılanışta Mekke ve dünya sokakları aydınlığa kavuşuyordu. Hazan yaprakları gibi dökülen ruhlar, "ilk vahiy" ve "Son Peygamber" muştusuyla derin uykudan uyanıyordu. Ümitsizlik ümide, acımasızlık merhamete, şirk BİR'e iltica ediyordu. Müşrik ve putperestlerin sapkınlıklarıyla karanlığa gömülen dünya, seninle birlikte tekrar dalga dalga aydınlanmaya başlıyordu.

Hoş geldin, 11 Ayın Sultanı!..

Sen rahmetsin, Sen mağfiretsin, Sen Cehennemden azad olmanın şifresisin. Sen"Bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi"ni içinde barındıransın. Sen Rahmet Peygamberinin "Resul"lüğünün şahidisin. Sen tufan artığı nefislerin efsunlu rüyadan uyandığı günsün. Sen ölümden dirilmeye, uykudan ferasete, cehaletten aydınlığa, şeytanın şerrinden Yüce Yaradan'a mu00ee'rac etme anısın. Ve sen; risaletin zirveye ulaştığı, manevu00ee iklimin nu00fbru "Oruç", "Kur'an" ve "İbadet" ayı Ramazan'sın.

Hoş geldin, 11 Ayın Sultanı!..

Hoş geldin ya Şehr-i Ramazan. İlk gelişin gibi, uhrevu00ee diriliş ve davetini kabul ettik. "Kutlu Çağrı"nın ilk müntesipleri gibi Sen'de "yanma"ya geldik. Yak bizi, ölümde dirilt bizi. Çünkü sen tutansın, tutturansın, mazlumların yüzünü güldürensin.

Hoş geldin, 11 Ayın Sultanı!..

Hoş geldin ya Şehr-i Ramazan. Hiç gitme, kal yanımızda. Geçmişin derinliklerindeki hatıraları hatırlat. Bize, O en sevgiliyi anlat. Tut, tuttur senden güzellikler kalsın ruhumuzda.

Hoş geldin, 11 Ayın Sultanı!.. (SABRİ GÜLTEKİN)

TERAVİH NAMAZI

Dün gece bütün İslam dünyasında Ramazan ayının süsü teravih namazları kılındı. Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Faziletine inanarak ve mükafatını umarak Allah rızası için Ramazan gecelerini ibadetle geçiren (teravih namazını kılan) kimsenin geçmiş günahları bağışlanır."(Riyazü's-Salihu00een, c.2, s.46) Teravih namazı, Ramazan gecelerine mahsus bir namazdır. Orucun değil, Ramazan'ın sünnetidir. Hastalık, yolculuk gibi mazeretleri sebebiyle oruç tutmayanların da teravih namazını kılmaları sünnettir. Hem erkekler, hem de kadınlar için sünnet-i müekkededir. Cemaatle kılınması sünnet-i kifayedir ve sevabı çoktur. Evde de, tek başına veya cemaatle kılınabilir. Ramazan'da teravih namazında Kur'an-ı Kerim'i hatmetmek, yani hatimle teravih namazı kılmak da sünnettir. Peygamber Efendimiz, "Cemaatle kılınan namazın faziletinin tek başına kılınan namazdan yirmiyedi kat fazla olduğunu" (Buharu00ee, Ezan, 30) bildirmiştir. Teravih namazını evde cemaatle kılanlar cemaatin sevabını kazanırlar, ancak camideki cemaatın faziletini elde edemezler.

Esma-ül Hüsna

ALLAH: O kendinden başka hiç bir ilah bulunmayan tek bir Allah'tır.

ER-RAHMAN: Esirgeyici, bütün mahlukatına (dünyada) rahmetiyle muamele eden.

ER-RAHİM: Bağışlayıcı, sevdiklerine ve müminlere (ahirette) merhamet eden.

ORUCUN FARZ OLUŞU

Oruç, Hicret'in ikinci yılında farz kılınmıştır. Orucun Müslümanlara farz olduğu Bakara Su00fbresi'ndeki: "Ey İman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sizlere de farz kılındı. Umulur ki, korunasınız" (Bakara, 183) ayetiyle bildirilmiş, ayrıca aynı su00fbrenin 185. ayetinde de "Sizden kim bu aya (Ramazan'a) erişirse oruç tutsun" buyurularak oruç ibadetinin yerine getirilmesi emredilmiştir.

Peygamber Efendimiz de, İslam'ın beş temelinden birinin Ramazan ayında oruç tutmak olduğunu bildirmiştir.( Buharu00ee, İman, 2) Birinci ayetten açıkça anlaşılıyorki oruç, ilk Peygamber u00c2dem (as)'den itibaren bütün peygamberlere ve onlara inananlara farz kılınmıştır. Oruç, insanlığın ilk zamanlarından beri yerine getirilmesi emredilen bir ibadettir.

Çünkü, ruhen arınıp ahlaken olgunlaşmak bakımından insanın oruca ihtiyacı olduğu gibi maddu00ee ve manevu00ee pek çok faydaları da vardır. Ciddi ve geçerli bir mazeret olmadıkça belirli şartları taşıyan Müslümanların oruç tutarak Allah'ın emrini yerine getirmesi gerekir.

ORUCUN EDASININ ŞARTLARI

Orucun farz olması için gerekli olan şartlardan başka oruç ibadetinin yerine getirilebilmesi için de bazı şartların bulunması lazımdır. Bunlar, sağlıklı ve mukim olmaktır (yani misafir olmamak). Oruç tutamayacak kadar hasta olanlarla, dinu00ee ölçülere göre yolcu olanlar oruçlarını erteleyebilirler. Hastalar iyileşince, yolcular da ikamet ettikleri yere dönünce tutamadıkları günler sayısınca oruçlarını tutarlar.

ORUCA NASIL NİYET EDİLİR?

Her türlü oruç için mümkün oldukça, sabah vakti girmeden önce veya geceden niyet etmek en faziletli olanıdır. Çünkü bu suretle hem mezheplerin bu konudaki ihtilaflarının dışında kalınmış, hem de niyet ibadetin başlama vaktiyle aynı zamana getirilmiş olur. Nitekim niyetin hangi vakitte yapılacağı konusu mezhepler arasında ihtilaflı olduğu gibi, niyetin vakti açısından oruç türleri arasında da fark gözetilmektedir.

Hanefiler'e göre Ramazan orucu, nafile oruçlar ve vakti belirtilmiş adak (nezr-i muayyen) oruçlarının niyet etme vakti gün batımından başlayıp ertesi günün kuşluk vaktine hatta öğle namazı vaktinin girmesinden az önceki vakte kadar devam eder. Öğle vakti girdikten sonra artık hiçbir oruca niyet edilemez.

Niyet esasen kalb ile olur. Yani geceleyin, yarın oruç tutacağını kalbinden geçiren kimse niyet etmiş demektir. Oruç tutmak düşüncesi ile sahur yemeğine kalkan kimsenin bu düşüncesi de niyettir. Oruca kalb ile niyet etmek yeterlidir. Ancak kalb ile yapılan bu niyeti dil ile söylemek daha iyidir. Bu sebeple, oruç tutacak olan kimse, hem içinden niyet etmeli, hem de dili ile: "Niyet ettim Ramazan-ı şerifin yarınki orucuna" diye söylemelidir. Her günün orucuna ayrı niyet etmek lazımdır.

Doktorunuzdan Tavsiyeler

Akşam iftara oturduğumuzda 17 ila 18 saat civarında aç kalmışız demektir. Sindirim sistemimiz istirahattedir. İşte biz iftarda yemeği birden ve aşırı şekilde mideye doldurursak salgılar fazlalaşır, tansiyon düşüklüğü olur. Hele bir de yemeği yedikten sonra uzanıp yatarsak tehlike artar. Vücuttaki kan, mide ve bağırsakların etrafında toplanır. Beyin ve kalbe kanın gitmesi engellenir. Kan birden vücuda dağıldığında ise kalp çarpıntılarına ve krize kadar varır. Bu sebeple kalbinden rahatsız olanlar yediklerine dikkat etmelidirler. Tavsiye edilen; yemeğin yavaş, iyi çiğnenerek ve sohbetle, muhabbetle yenmesidir. Osmanlı konaklarında iftarda önce çorba çıkar, misafirler orucunu bu şekilde açtıktan sonra akşam namazı eda edilirmiş. Yemek ise namazı müteakiben yenirmiş. Aslında sağlığa en uygun olanı da budur. Yine Ramazan'da bol sıvı almalıyız. Taze meyve suyu, ayran gibi içecekler de alınabilir. Ramazan'da ağır yiyeceklerden kaçınmalı, meyve ve çiğ sebze tüketimine önem verilmelidir. Çünkü Ramazan, diğer bir yönüyle sağlık ayıdır. (PROF. DR. SEFA SAYGILI)

TEBESSÜM

Anladık Ramazan başlamış!

Ramazan hilali görülmeyince oruç tutmanın caiz olmayacağını bilen bir tiryaki, hilali görmemek için evinin pencerelerini kapayıp perdeleri de sımsıkı örterter, geceleri mahalle kahvesine giderken de başını önüne eğermiş. Nasılsa bir su birikintisi içinde hilalin aksini görünce ürkerek şöyle demiş: - "Hey mübarek! Gözüme mi gireceksin, anladık işte Ramazan başlamış!.."

Mani

Bu gece ayın evveli

Açıldı İslam'ın gülü

Geldi mübarek Ramazan

Mesrur etti can ü dili.

Bu aya sultan ay derler

Kaymak ile baldan yerler

Ezelden adet kılınmış

Davulcuya bahşiş verirler.