Dolar (USD)
32.28
Euro (EUR)
35.05
Gram Altın
2474.57
BIST 100
10489.04
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Rusya, Amerika ve Kürtler

Epey zamandan beri gerek Rusya'nın ve gerekse Amerika'nın Kürt sevdasını anlamak için biraz geçmişe birazda zamanımıza bakarsak her halde konuyu daha iyi anlarız.
Rusya, Amerika ve Kürtler
21 Şubat 2016 01:00:00
Epey zamandan beri gerek Rusya'nın ve gerekse Amerika'nın Kürt sevdasını anlamak için biraz geçmişe birazda zamanımıza bakarsak her halde konuyu daha iyi anlarız.

Savaş-

Abdulkadir İkbal

İsterseniz evvela Rusya da ki Kürtlere ne oldu diye bir soru soralım.

Bazı tarihçiler ikinci Dünya savaşından sonra Rusya da on binlerce Kürt'ün olduğunu söylüyor. O zamana nispeten Kürtlerin çoğalmalarından dolayı Kürt nüfusu şimdi yüz binlerce olması gerekirdi. Kürtler Stalin döneminde de rahat bırakılmamış ve nerede ise tamamı Rusya'nın çeşitli yerlerine sürgün edilmiştir.

Yaşadığımız dönemde Rusya ' da ne kadar Kürt ne kadar olduğunun cevabını bulursanız Rusların Kürtleri nasıl yok ettiğini veya asimile ettiğini anlarsınız. Kürtlerin geçmişe nazaran nüfuslarının azalması izah edilebilir mi?

Rusya'da Kürtlerle ilgili hangi iyileştirme ve haklar var diye Putin'e soran da yok. PKK ortaya çıktıktan sonra Rusların Kürt sevdası başlamış, ancak Kürtlerin kimlikleri ile ilgili en ufak bir (onların tabiriyle)demokratik bir adım dahi atılmamıştır. Mesela Rusya 'da Kürtlerin ana dili ile ilgili bir eğitim var mı dır.

Amerika' ya gelince: Irak'ın Kürdistan bölgesinde Saddam'a karşı Barzani'ye destek vermiş Saddam'dan sonra meydana gelen bir boşluk nedeniyle Kürt oluşumu da kendine bir alan bulmuştur. Ancak Barzani'nin kendi yetkisini kullanarak Türkiye ile petrol antlaşmasını yaptıktan sonra Amerika Barzani'ye karşı tavır koymuş, neden bensiz bu işi yapıyorsun diyerek Iraktaki Kürdistan'ın bağımsız olmadığını Amerika'nın bir müstemlekesi olduğunu dolaylı yollardan vurgulamıştır.

Bundan iki yıl kadar evvel Kamışlı tarafından DAİŞ asfalt yoldan konvoy halinde Kobani'ye doğru ilerlerken Amerika DAİŞ'i vurmamıştır. İsteseydi DAİŞ bu yoldan gelirken onu bitirir ve Kobani'ye de sokmayabilirdi.

Ancak DAİŞ Kobani'ye girdikten sonra Amerika attığı bombalarla Kobani'nin üçte ikisini yerle yeksan ederek güya Kürtlerin arkasında olduğunu göstermek istemiştir. Amerika uçaklardan attığı silah ve mühimmatı ise hem PYD güçlerine hem de DAİŞ'e atmıştır. Ne acı gerçektir ki bu oyunu göremeyen ve hatta Kobani bombalanırken bazı Kürtler Amerika'ya alkış tutmuş ve yaşasın Amerika diye bağırmıştır.

Yüzbinlerce Kürt evlerini yurtlarını terk ederek can havliyle Suriye'den Türkiye'ye geldikten sonra Türkiye ve halkımız bu insanları kucaklayarak onlara sahip çıkmıştır. Doğruya doğru eğriye eğri demesek insanlığımızı kaybetmiş oluruz.

Amerika ne sivil Kürtlere nede Kobani'nin imarı konusunda şimdiye kadar en ufak bir yardım dahi yapmayarak sadece Bazı Kürt örgütlerin eline silah verip kendi siyaseti açısından yönlendirmiş ve bölgeyi adeta bir ateş topuna çevirmiştir. Eski silahlarını örgütlere verip, yeni silahlarını Kobani ve bazı yerlerde denemiştir.

Daha dün Suriye'nin Esad a karşı olan muhaliflerini eğittiği insanları yarı yolda bırakan Amerika, Ruslar tarafından bu insanların bombalanmalarını seyretmiştir. Amerika, Esed'e, Rusya ve İran a tek bir laf dahi etmemiştir. Bu kadar açık ve net bir kirli oyunu görmemek izahtan varestedir. Amerika bir tek askerini telef etmeden yukardan zaman zaman bombalar atmakta, kara harekatında bazı Kürtleri öne sürmektedir. Hareketi kendinden olmayanların güvenli limanları da yoktur. Barzani'ye sırt çeviren ve Suriye de bizzat eğittiği muhalefeti yok sayan Amerika ya bel bağlamak; kendine fenalık yapmaktır.

Neden Kürtlerle ilgili siyaset yapanlar ve mücadele verdiklerini söyleyenler Barzani'nin yanında durup onu güçlendirmiyorlar. Hatta bazı eylemler le Barzani yi zayıflatıyorlar, Asıl görülmesi gereken fotoğraflar bence bunlardır. Yanlışları görmeyenler asla doğruya ulaşamazlar.

Evet anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az diyenleri haklı çıkaracak ibret dolu sahneleri gözümüzün önünde cereyan etmektedir.

Bediüzzaman'ın tabiriyle " Cemiyetin basiret gözü körleşirse iman kalesi tehlikededir. Çünkü düşmanı sezmez, en büyük düşmanını dost zanneder" İman sadece dille ikrardan ibaret değildir, Çünkü imanın tercümanı insanın amelidir.