Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
34.67
Gram Altın
2402.73
BIST 100
10271.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Selefiliği Anlamaya Doğru

0
Selefiliği Anlamaya Doğru
05 Kasım 2012 01:01:00
0

İslami guruplar içerisinde kendisini 'Selefu00ee' diye adlandıran akımlardan son günlerde çokça söz edilir oldu. Biz bu yazıda Selefu00eelik başlı başına bir mezhepmidir? Tarihi kökenleri nedir? Hanefi, Şafii, Hambeli, Maliki, Eş'ari, Maturidi ve benzeri mezhep müntesibi Müslümanlar Selefilik kapsamına girermi? ve 'Günümüz Selefiliği'ne yöneltilen övgü ve tenkitleri dile getirmekten ziyade bu akımın genel çizgisi ve anlayışından bahsetmeye çalışacağız.

Kendisini Selefi olarak tanımlayan guruplar arasında bazı farklı anlayışlar ve yorumlar olmasına rağmen, nasları yorumlama ve dini algılamada Selefi yönelişin temel esasları şunlardır diyebeliriz:

1-İslam ahkamını, İslam fıkhını izah ederken Kur'an, Sünnet ve İcma gibi naklu00ee delilleri yoğunlukla kullanırken, aklu00ee delilleri ve içtihadı olabildiğince ötelemek.

2-İslami bilgi kaynakları içerisinde özellikle Hadis ilminin metin ve senet alanına yönelik birçok çalışma ve araştırma yapmalarına rağmen, fıkıh, fıkhul hadis ve benzeri içtihadi alanlarda aynı yoğunlukta çalışma yapmamaları. Buna bağlı olarak daha çok hadislerin 'zahirine bakılarak' fıkıhçıların bazı içtihatlarını reddetmeleri ve sahih hadislerin hepsinin kat'iyyet ifade ettiğini iddia etmeleri.

3-Ashap, Tabiin ve Selef diye adlandırılan ilk İslam büyüklerinin, ilk ulemanın görüşlerine kıymet verirken sonrakilerin görüşlerine o derece kıymet vermemek, hatta sonrakilerden kendileri gibi düşünmeyenlerin görüşlerini bid'at ve yanlış olarak addetmek. "Hayrın hepsi Selef-i Salihin-e tabi olmakta, şerrin hepsi ise sonrakilerin ortaya koyduklarındadır" söylemi daha çok bu akıma ait bir söylemdir.

4-Tevhit ve inançla alakalı konulara çok ağırlık ve öncelik vermeleri. Özellikle inançla ilgili nasları açıklarken mecaz ve yorumu asla kabul etmemeleri ve kelamcıların metodlarını kökünden reddetmeleri. Son yüzyılda 'Selef Akaidi' adı altında bir Akaid yorumunun ortaya çıkması ve bu alanda yüzlerce telif ve tercüme çalışmalarının yapılması.

5-Farklı görüş ve içtihatlara karşı müsamahakar olmayıp çok sert olmaları. Kendi görüşlerini savunma ve kabullendirme noktasında ise zaman-zaman muhaliflerine karşı çok sert üslup kullanmaları. Genel olarak sert bir mizaca sahip olmaları.

6-Tasavvuf konusunda hiç ayırım yapmadan, bütün mutasavvufları aynı kefeye koyarak hepsini çok şiddetli bir şekilde eleştirmeleri ve reddetmeleri. Halbuki Selefiliğin tarihi liderleri oldukları iddia edilen İbn-i Teymiye ve İbn'ul Kayyım el-Cevziyye gibilerin mutasavvuflar içerisinde aşırı olanlarla dengeli olanları ayırt ettiği malumdur.

7-İstiğase, tevessül, mevlid kutlamaları, türbeler. mescidlerde kabirlerin inşa edilmesi gibi konuları bid'at ve hurafe görmeleri ve bu tür uygulamaları kesinlikle reddetmeleri.

8-Herhangi bir mezhebin veya şahsın taklit edilmesine hoş bakmamaları. Ancak karşıt görüşleri reddederken kendi imam ve hocalarını taklit ederek, onların görüşlerinden asla taviz vermemeleri. Fıkhi hükümlerin direk Kur'an ve Sünnetten alınmasının gereğini savunmaları. Bütün bunlar yapılırken de akli delillerin kullanılmaması.

9-İslam alimleri arasında tartışmalı olan bazı konuları kendileri açısından kesin bid'at ve yanlış görerek, İslam ümmetini kuşatan bid'at ve hurafelere karşı son derece hassas olmaları. İslam ümmetinin kurtuluşunun öncelikle mevcut bid'at ve hurafelerden kurtulmaya bağlı olduğunu her vesile ile vurgulamaları.

10-Zayıf ve mevzu hadisleri reddetme konusunda çok ciddi olmaları. İslam'a sokulan bid'at ve hurafelerin daha çok bu tür hadislerden kaynaklandığına vurgu yapmaları.

11- Nasların ruh ve maksadından daha çok zahirine vurgu yaptıkları için, zaman-zaman bir çeşit şekilciliğin ön plana çıkması.

12-'Sedduz'zerai' yani 'harama ve kötülüğe giden yolları kapatma' noktasında çok ciddi ve şiddetli olmaları. Öyle ki, Mekke, Medine gibi kutsal yerlerdeki birçok İslami ve tarihi kalıntıyı tapınılıyor gerekçeyle yok etmişlerdir. Ancak Zemzem Kuyusu, Makamı İbrahim ve benzeri -naslarda açıkça zikredilen- yerlere dokunmamışlardır.

Biz burada, İslami bir akım olarak Selefiliğin genel çizgisinden ve prensiplerinden bahsetmeye çalıştık. Bizim bu tespitlerimiz tartışmaya açık olduğu gibi, yukarıda zikrettiğimiz maddeler içerisinde katıldıklarımız olduğu gibi, katılmadıklarımızda mevcuttur.