Dolar (USD)
32.28
Euro (EUR)
34.90
Gram Altın
2445.01
BIST 100
10173.42
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Tek dertleri şöhret olmak!

Türkiye’de özgürlük yok teranelerinin yalan olduğu her geçen gün bir başka rezaletle ispatlanıyor. Devlet başkanını tehditten tutun da, mili ve manevi değerlere saldırı, sapık ilişkileri teşvik her geçen gün artıyor.
Tek dertleri şöhret olmak!
27 Aralık 2018 09:20:00
Türkiye’de özgürlük yok teranelerinin yalan olduğu her geçen gün bir başka rezaletle ispatlanıyor. Devlet başkanını tehditten tutun da, mili ve manevi değerlere saldırı, sapık ilişkileri teşvik her geçen gün artıyor.

NEŞAT GÜNDOĞDU/ANKARA

GENÇ ve yetişkin birçok insanın, ünlü olmanın yolunun çılgınlık yapmaktan geçtiğine inandığı ve bu amaç doğrultusunda dikkat çekmek amacıyla gayri ahlaki davranışlara girdiğini görmeye başladık son yıllardı.

Batı’nın dayattığı kültürü benimsemenin zararlarının net olarak görünmeye başlandığı şu günlerde toplumu yozlaştıran diziler, devlet eliyle teşvik edilen kumar ve ahlaksız yaşama biçiminin bir an önce terk edilerek kişilerin özüne dönüp fıtratına uygun bir yapıya kavuşması için herkese büyük sorumluluklar düşüyor.

Uzmanlar kişilerin iyi bir eğitim alarak değer üretmelerinin önünün açılması gerektiğini söylerken, çocukluktan itibaren herkesle özel ilgilenilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Marjinal davranışlar

Sosyolog İsmail Öz, bu kişilerin toplumun önüne geçebilme arzusu ve toplumda tamamen fark edilebilmenin bir aracı olarak bu tip marjinal davranışlar sergilediğini belirterek “Bir insan kendisine ne kadar az güveniyorsa o kadar başkası gibi olma arzusu taşır” dedi. Öz, bu kişilerin kendilerini yetiştirme, bilimsel, ilmi bir altyapı ve perspektifler kazanamadığına ve bundan dolayı böyle hareket ettiklerine değindi.

Kendini ispat etmek!

Sosyolog Öz, kendini ispat etme sendromuna kapılanların bu açığı gidermek için belli bir yol ve yöntemleri olmadığından, çok sapkın tablolar içerisine girdiklerini belirtti. Öz, “Bu tip kişiler, kendisini topluma kabul ettirmek isterken tam tersi bir durum ortaya çıkarak toplum tarafından dışlanarak kabul görmüyor. Toplumda fark edilmenin arzusu ile şuurunu, bilincini kaybedecek derecede bir psikolojik tahribatı da yaşamış oluyor” şeklinde konuştu.

Ön plana çıkma güdüsü!

Öz, bu insanların bazılarının içinde bulundukları durumun çözülemez olduğunu söyleyerek, onlara doğru yöntemlerle ve doğru kanallardan topluma kendilerini nasıl kabul ettirebileceklerinin gösterilmesi gerektiğini dile getirdi. Öz, “Eğer bir insan ilim sahibi olursa belli bir alanda bilgi sahibi olabilirse o zaman o alanda kalıcı eserler üretebilme potansiyeli ortaya çıkar ve dolayısıyla da topluma çok daha doğru bir zeminde mesaj vererek orada kendisini topluma kabul ettirebilir, farkındalık da oluşturabilir. Gençlerimizin bu duruma düşmemesi için en başından beri doğru bir kanala aktarmak ve onları doğru bir kanalda yönlendirmek gerekir” değerlendirmesini yaptı.

Duygusal açlık var

Psikolojik Danışman Mürşid Ekmel Aybek ise, bu insanların bu noktaya gelmelerinin temelinde ciddi bir duygusal açlık olduğunun kaydederek, kişinin yaşadığı değersizlik ya da yetersizlik duygusunun bir süre sonrasında açlığa bir süre sonra da hırsa dönüşebileceğini ifade etti. Aybek, bu durumun kişiyi bencilleştireceğine ve kendisini yüceltmek, değersizliğini gidermek için çok farklı yollara başvurabileceğine değindi.

İnternet kolay araç!

İnternet son zamanlarda bu tür insanlar için çok kolay bir araç haline geldiğini söyleyen Aybek, “Şu an eğitim sistemlerine ve yaklaşım sistemlerine baktığınız zaman insanı önceleyen bir yapı yok. İnsan kapitalizmin kârı olmuş durumda dolayısıyla insana değil kapitale yatırım yapılıyor. Bu da ister istemez insanın fıtratını zayıflatıyor” dedi.

Darwinizmin etkileri!

Batı’dan aldığımız eğitim sistematiğinin, insanlar üzerinde ciddi bir etkisinin olduğunu ifade eden Psikolog Aybek, “Çocuk pedagojisine baktığımızda içine Darwinizm’in işlenmiş olduğu ödül-ceza sisteminin varlığı görülüyor. Bunun çocuğu hem zayıflatan hem de sıkıntıya sokan bir yapısı vardır. Burada en temelde çocukluk dönemindeki işgalin faturalarını ödüyoruz. Çocuğun fıtratına yönelik yapısına izin verilmemesi, çocuğun çocukluğunu yaşayamaması, çocuğun kendi olamaması, çocuğu eğitiyoruz derken dizayn ediyor olmamızın etkisi büyük. Sahibi Allah olan kula biz ilahlık yapmaya kalkıyoruz. Bugün gördüklerimiz de tamamen bunun yansımalarıdır” ifadesini kullandı.

Bozgunculuk yapanlar!

Aybek, Kur’an-ı Kerim’de ‘O, (senin yanından) ayrılınca yeryüzünde bozgunculuk yapmağa, ekini ve nesli yok etmeğe çalışır. Allah ise bozgunculuğu sevmez’ (Bakara-205) ayetinde bozgunculuğa işaret edildiğini belirterek, “Ekini bozdular şimdi de nesli böyle zayıflatarak bozmaya çalışıyorlar. Bununla baş edebilmek için bizim yine çocuğa yatırım yapmamız, çocuğun özel yapısını, fıtratını dikkate alarak, orayı güçlendirerek yola çıkmamız lazım” dedi.

Fıtrata yatırım gerek

Çocuğu eğitirken zayıflatmamak gerektiğine dikkat çeken Psikolog Aybek, “Yani eğitiyoruz diyerek önce zayıflatıyoruz sonra da mikroba açık hale geliyorlar. Yani çocuğun hem kendisini hem de yeteneklerini İslami ve insani vasıfları ortaya çıkarabileceği atmosferi ortaya çıkarmamız lazım. Çocuk fıtratı gereği alan, merak eden, karıştıran, kurcalayan bir anlamda hem kendini keşfeden dolayısıyla önce kendisini bulan sonra Rabbini bulan bir varlıktır. Bizim yapmamız gereken şey önce o fıtrata yatırım yapmaktır” diye konuştu.

Devlet müdahale etmeli

Devletin bir an önce görev dağılımı yaparak topyekûn bir mücadele başlatması gerektiğini belirten Aybek, “Dizilerle yapılan tahribatın yanında diziler aynı zamanda şu anda ciddi bir eğitim aracı. Devlet bu konuda ilerleme sağlamak için dizileri kullanabilir. İnsani boyuta yatırım yapmamız lazım. Burada yanıldığımız nokta dini öğreteceğiz derken aslında sadece kural ve sistem üretiyoruz. Çocuk da bunlar ters tepebiliyor” dedi.

Meşhur olma sendromu var!

Sosyolog İsmail Öz, “Yıllardır içlerinde biriktirmiş oldukları; öne çıkma, kendisini topluma gösterme durumunu normal yollarla başaramayınca birçok farklı marjinalliklere başvurarak bir yöntem üretiyorlar” dedi.

Batının eğitim sisteminin etkisi

Psikolojik Danışman Mürşid Ekmel Aybek, “Batı’dan aldığımız eğitim sisteminin çok ciddi etkileri var. Sistemde Darwinizm”in işlenmiş olduğu ödül-ceza sisteminin varlığı görülüyor” diye konuştu.

Eziyet ettiği papağan öldü!

Murat Özdemir Aşçı TV’deki programlara katılarak ünlü olmaya çalıştı, arzuladığı ünü elde edemeyince toplumun kabul etmeyeceği ahlaki yoksunluk içeren davranışlar sergileyerek hayvanlara eziyete kadar varan vicdansızlıklara girişti. Eziyet verdiği papağan öldü!

Gazeteciler üzerime gelsin

Kerimcan Durmaz isimli bir youtube fenomeni kendisini yıllarca bir mekândan çıktığında gazetecilerin üzerine geleceği şekilde hayal ettiğini ve buna kavuşmak için mücadele ettiği artık buna ulaştığını ortaya koymuştu.

Onun tek derdi fenomen olmak!

Gaga Bulut isim Youtuber’ın hayatındaki en çok istediği sosyal medyada üne kavuşma arzusunu gerçekleştirmek için küçücük çocuklara türlü ahlaksızlıklar yaptırmıştı. Cinsel sapıklığı teşvik edici videolar yayınlıyor.

Ekşi Sözlük dalga geçti!

Kerimcan Durmaz ve Danla Biliç sosyal medyada gençleri yozlaştıracak ve kafalarını karıştıracak bambaşka bir programlar yapıyorlar. Ekşi sözlük bile bunlarla dalga geçiyor: “Bu haftaki konukları İrem Derici’yi de aralarına katarak boş insan sayısını üçlemişler. Konuşacakları hiçbir şey olmadığı için Ekşi’yi kendilerine prim malzemesi yapıyorlar.”