Dolar (USD)
32.58
Euro (EUR)
34.78
Gram Altın
2410.47
BIST 100
9645.02
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

'Tıbbın hafızası' sahipsiz

Barındırdığı 80 bin objeyle dünya tıp tarihinin canlı tanıklığını yapan Cerrahpaşa Tıp Tarihi Müzesi, el yazması ecza kitaplarından asırlık cerrahi aletlere kadar büyük bir mirasa ev sahipliği yapıyor. 150 yıllık bir binada bulunan müzenin kendi alanında bir eşi daha bulunmuyor. Fakat bu müzenin ne bir araştırmacısı ne de bir kütüphanecisi var.
'Tıbbın hafızası' sahipsiz
22 Şubat 2013 07:01:00
Barındırdığı 80 bin objeyle dünya tıp tarihinin canlı tanıklığını yapan Cerrahpaşa Tıp Tarihi Müzesi, el yazması ecza kitaplarından asırlık cerrahi aletlere kadar büyük bir mirasa ev sahipliği yapıyor. 150 yıllık bir binada bulunan müzenin kendi alanında bir eşi daha bulunmuyor. Fakat bu müzenin ne bir araştırmacısı ne de bir kütüphanecisi var.

Cerrahpaşa Tıp ve Eczacılık Tarihi Müzesi olarak 1985 yılında kurulan müze, 2004 yılında yeniden düzenlenerek 26 ayrı bölüm olarak dizayn edildi. 150 yıllık bir binada bulunan müzenin kendi alanında bir eşi daha bulunmuyor. Prof. Dr. Nil Sarı tarafından kurulan Türkiye'nin tek tıp tarihi müzesi, geniş içeriği ile büyük bir boşluğu dolduruyor. Edirne'deki II. Beyazıt Sağlık Müzesi'yle benzer özellikler taşısalar da Cerrahpaşa'daki müzenin çok daha geniş bir envanteri bulunuyor. Müzede 80 binin üzerinde cihaz, kitap ve tarihi objeyi barınıyor. Prof. Dr. Sarı'nın kişisel gayretleri ile bir araya getirilen tarihi cihazlar, aynı zamanda tıp tarihinin gizemli geçmişine de ayna tutuyor. Bugün, tıp camiasında kullanılan yöntem ve teknik cihazların yıllar önce nasıl ortaya çıktığı, cihazların ilk modellerinin nasıl olduğu gibi sorular müzede cevap buluyor. 2. Abdülhamit'in yağmalanan ilaçlarının da bulunduğu müze, Prof. Dr. Nil Sarı, müze müdürü Fatma Tolan'a emanet. Bu 2 kişinin dışında ne bir görevli çalışıyor ne bir de bir uzman. Müze, Sarı ve Tolan'ın çabalarıyla ayakta durmaya çalışıyor. Tadilata alınan müze binası, İstanbul İl Özel İdare görevlileri tarafından yeniden canlandırılıyor. İdare, görevlendirdiği 23 personel ile müzedeki eserleri envantere geçirerek kayıt altına alıyor. Müzedeki eserlerin korunması ve diğer uzmanlık gerektiren konular için uzman ya da kütüphanecinin bulunmaması dikkat ise çekiyor.

Röntgenin ilk örnekleri

Tarihi müzede röntgenin ilk örneklerinden olan 'crooks' tüpleri de bulunuyor. Bu tüplerin ortaya çıkış serüvenini anlatan Sarı, 1920'lerde kullanılmış olan ilk röntgen cihazının deney sırasında ortaya çıktığını belirtti. Geçmişte en önemli hastalıklardan biri de şüphesiz verem idi. Bu hastalığa karşı kullanılan cihazların nasıl geliştiğini anlatan Sarı, "Özellikle verem hastaları için tüberküloz tedavisinde bu cihaz ile prevro boşluğuna hava veriliyor. Böylece bastırma yöntemiyle mikrobun yayılmasının önüne geçilmeye çalışılıyor. Tabii ki yararı kadar zararı da olan bir cihaz, ama uzun yıllar penisilin bulunana kadar böyle bir çareye başvurulmuş" diyerek alınan mesafeyi dile getirdi. Müzede çok eski tarihlerde yapılan ve doktor adaylarının eğitiminde kullanılan malzemeler de bulunuyor. Nil Sarı ayrıca, Avrupalı ülkelerin steril ortam bilgisini çok sonra uygulamaya başladıklarını ancak İslam toplumlarının inanç itibariyle temizlik ilkesine riayetlerinin steril ortam uygulamasını kolaylaştırdığını sözlerine ekledi.

Sultan Abdülhamit'in yağmalanan ilaçları

Müzedeki dikkat çeken örneklerden biri de Yıldız Sarayı'na ve dönemin padişahı Sultan Abdülhamite'e ait. Sultan'ın tahttan indirilmesinin hemen ardından talan edilen onlarca eserin yanında ecza deposunun bile yağmalanması, bugün bile konuşuluyor. Prof. Dr. Sarı, yağmalanan eşyaların bir kısmının satıldığı, bir kısım ilaçların da hastanelere verildiğini ifade etti. Saray'dan yağmalanan ilaçlar arasında bugün bile kullanılanlarının bulunması dikkat çekiyor.