Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.59
Gram Altın
2381.97
BIST 100
10045.74
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Türkiye karşıtlarının problemi

M. Mustafa Yıldız
Türkiye karşıtlarının problemi
26 Şubat 2016 15:42:00
M. Mustafa Yıldız

Geçen yaz bu zamanlar "içerdekiler" "Türkiye DEAŞ'a yardım ediyor" dediğinde bana her zamanki safsatalarını sıralıyorlarmış gibi gelmişti.

Meselenin özü birkaç ay sonra anlaşıldı.

Paralel, ulusalcı, bölücü bir olmuş bir ağızdan aynı yalanı büyüttükçe büyütüyordu.

"Türkiye DEAŞ'a yardım ediyor"

Ne zamanki İngiliz medyasında konuyla ilgili ilk yorumu okudum o zaman kafama dank etti.

Planları buydu demekki. Eskiden beri aynı yöntemi izliyorlardı.

Önce "içerdekiler" "üst aklın" kendilerine dikte ettiği şeyleri yüksek sesle söylüyordu.

Medyadan, sivil toplum kuruluşlarından, siyasilerden yararlanarak seslerini çıkarabildikleri kadar gür çıkarıyorlardı.

Yabancılara uşaklık yaptıklarını anlatmaya kalkarsanız hemen basın özgürlüğünden dem vuruyorlardı. Düşünce özgürlüğü falan da devreye giriyordu hemen.

Daha sonra dışardaki destekcileri alıyordu sazı eline.

Önce orada da uşaklar el atıyordu meseleye.

Mesela Yahudi lobisinin Fransız medyasındaki sesi bir tartışma programında "Türkiye'nin DEAŞ ile ilgili ortaya net bir tavır koyması gerekir. Ben Erdoğan'ın halen bu konuda kafasının karışık olduğunu düşünüyorum" diyerek açıkça Türkiye'den duyduklarını dünyaya duyurmaya çalıştığına şahit olmuştuk.

Sonra devreye yine "içerdekiler" girdi.

"Ünlü Fransız gazeteciden Erdoğan'a sert eleştiri" başlığıyla bir ay önce kendi söylediklerini söyleyen Yahudi'nin söylediğini söylüyorlardı.

Son olarak üst akıl kozunu oynadı. ABD Dışişleri Bakanlığı oluşturulan algıyı kullanıp Esed ile ilgili Türkiye'den farklı düşündüğünü açıkladı. (bkz. Yıl 2014)

Şu sıralar oyunun benzerini PYD/YPG için görmekteyiz.

"İçerdekiler" bundan birkaç ay önce var güçleriyle PYD nin terörist olmadığını savundular. Yukarıda adlarını zikrettiğimiz aynı gruplar PYD'nin kendi halkını savunan bir oluşum olduğunu kendi tabanlarına var güçleriyle anlattılar.

O zamanlarda pek anlaşılmamıştı ama yabancı basının da benzer görüşleri Türkiye'yi referans göstererek savunması gerçek niyetlerini ortaya koyuyordu.

Sonra ABD'nin çıkışı geldi. PYD'yi terör örgütü olarak görmediklerini açıkladılar.

Ne zaman ki "üst akıl" bu açıklamayı yaptı "içerdeki" grubun söyledikleri anlam kazandı.

Demek ki "üst aklın" çıkarları için milli meselemiz olmasına rağmen PYD'ye terör örgütü bile demiyorlardı.

İş o kadar dallanıp budaklandı ki yine başa dönecek olursak "üst akıl"; "DEAŞ'a destek veren Türkiye değil bizzat R. Tayyip Erdoğan'dır." propagandasıyla bir taşla birden çok kuş vurmaya çalışmakta.

Hem Türkiye'nin kozları zayıflamakta, hem Ortadoğu politikaları tıkırında gitmekte, Kürtler kullanılmaya devam edilmekte ve de en önemlisi "ana hedef" Tayyip Erdoğan yıpratılmaya devam etmekte. Onlara göre tabi...

Peki, "üst akıl" bu oyunu kurarken benim gibi sıradan bir yazar bile bunu farketmişken Türkiye yönetiminin elleri armut mu topluyor sizce?

Tabiki hayır.

YPG mevzilerinin top atışlarıyla bombalanması, bölgede görünmeyen ellerin birçok gelişmeyi tersine çevirmesi, ABD ve Rus radarlarının bir anda hedef şaşırması düşünen vatansever insanlar için bir çıkarımdır şüphesiz.

Türkiye yıllardır ilk defa "burada ben olmadan masa kuramazsınız" demektedir. Durum böyle olunca da bunu diyenler hedef tahtasına oturtulmaktadır.

Ağa babaları emri verir "içerdekiler" aynen uygular.

Uzun süredir dile getiriyorum. Tayyip Erdoğan'ın siyasi olarak fikirlerine katılmayabilirsiniz. Ama bu devletin başıysa O'na söylenen her söz size, bana söylenmiştir.

Devletime laf söyletmem.