Dolar (USD)
32.34
Euro (EUR)
34.79
Gram Altın
2390.01
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

TV''ye çıkan ilk başörtülü kadın konuştu

Bugünün Müslümanlarının tesettür değişen tesettür algısı üzerine Büşra Sönmezışık''ın sorularını cevaplayan Emine Şenlikoğlu, "Allah’ın gayesini anlamak lazım. Tesettür illa ifrat derecesinde olmak zorunda değil. Tesettürün üç şartı var: Bol, uzun ve içi göstermeyen kumaştan olacak. Bir de tesettür, ruhunda olacak. İçinde hafif meşrep bir ruh olmayacak" dedi.
TV''ye çıkan ilk  başörtülü kadın konuştu
15 Kasım 2018 09:18:00
Bugünün Müslümanlarının tesettür değişen tesettür algısı üzerine Büşra Sönmezışık''ın sorularını cevaplayan Emine Şenlikoğlu, "Allah’ın gayesini anlamak lazım. Tesettür illa ifrat derecesinde olmak zorunda değil. Tesettürün üç şartı var: Bol, uzun ve içi göstermeyen kumaştan olacak. Bir de tesettür, ruhunda olacak. İçinde hafif meşrep bir ruh olmayacak" dedi.

Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren tarihsel sürece bakıldığında, örtüyle birlikte kadının toplumdaki durusunun da evrildiği görülür. Postmodern tahakkümün yaşandığı yıllarda başörtüsü, mücadele imgesine bürünürken; yasak/baskıların kalkmasının ardından yaldıza bulanmış̧ albenisi ile “gösteri”lene doğru keskin bir geçiş̧ yaptı. Önceleri “siyasi imge” adı altında farklıçevrelerce hunharca çekiştirilen başörtüsü, bu kez de reklam sektörünün dişlileri arasında sıkıştırılmış̧ sekliyle ve yeni medya araçlarıyla beraber soslanarak altın tepside sunuluyor. Günümüzde bazı başörtülüler reklamın gizli öznesinden çıkarak, kendi reklam filminin başrolü haline geldi. Uzun yıllar süregelen sürmenaj dönemi son bulup günümüzde yerini sadece zahire yatırım yapan, eğlencesi, süsü püsü yerinde, manken edasıyla etrafta salınan başörtülü kimlikler aldı. Nasıl bir rüzgârdı ki bu, yaşantılarımızı da tozu dumana katarak tesettür algımızı sil baştan dizayn etti?

Nefsimize doğru tatlı tatlı esen bu “yalan rüzgarı”na kendini kaptırmayanlarımız da oldu hiç şüphesiz. Yıllardır medyanın önünde, hem düşüncelerinden hem de tesettüründen zerre miskal taviz vermeyen Emine Şenlikoğlu onlardan biri. Tavizsiz tutumuyla hapse girerek türlü bedeller ödedi. Yaptığı açıklamalarla “İ̇slâmi camianın sivri dilli yazarı” olarak bilinen Ş̧enlikoğlu ile bu evrimleşmenin sancılarını, sebeplerini ve sonuçlarını konuştuk. Söyleşirken suya sabuna dokunduk ama eleştiride kantarın topuzunu kaçırmamaya dikkat ettik.

Siz televizyona ilk çıkan başörtülü konuşmacısınız. Kırk yıl önceki medyanın manipülatif, kötücül tavrını göz önüne alırsak başörtüsü ekranda nasıl göründü?

Başörtülü demeyeyim çünkü aslında başörtülü değil “tesettürlü” dememiz lazım. Başörtüsü dedik; başörtüsü kaldı, tesettür gitti bu defa. Çünkü tesettür ile birlikte konuşmadık. Başörtülü demek “tesettürlü” demek değildir.

Ekrana çıkmam olay oldu

Ne tür bir tepki oluştu?

Bir kısım çevre eleştirdi tabii. Ancak orada önemsediğim tepki şuydu: Bir gün yolda arkadaşımla yürürken üç hanım yolumuzu kesti, “Siz tıpkı bizim gibi konuşabiliyorsunuz” dediler. Ben de cevaben, “Ne büyük hakaret, biz Mars’tan gelmedik” dedim. O da “Madem vardınız, varlığınızı neden hiç televizyonda görmedik” dedi. Ben de, “Bundan sonra görürsünüz inşallah” dedim.

Görünürlüğü artınca ne oldu?

Fakat biz olmayarak çıktık televizyonlara. Özümüzden uzaklaştık. Kaybederek kazanmaya çalıştık. Kazanarak, kendi şahsiyetimizle televizyona çıkmalıydık. Mesela ben televizyon makyajı yapılmasından yanayım, ama makyaj gibi görünmesinden yana değilim. Bir bakıyorsunuz tesettürlü ama boya küpü. Hafif yap, makyajlı olduğun bilinmesin.

Özetlersek: O gün de dandik tesettürü tesettür zannedenler vardı, bugün de bu aldanışı yaşayanlar var.

Kadın Reklamlarda Görünmeli̇


O halde başörtüsü nasıl görünmeli? Siz mesela başörtülü kadınların reklamlarda yer almalarına karşı mısınız?

Hayır. Bir “kadın” olarak görünmesi var, bir de “kadınca” görünmesi var. Bir şahsiyetli duruşla görünmesi var, bir de kendini pazarlayan bir duruşla görünmesi var. İkisinin arasında çok fark var. Kapalı kadın reklamda hiç görünmez ve televizyona hiççıkmazsa bu defa da hayat açıklardan ibaret zannediyor çocuklarımız. Hiçbir zaman kendisini o dünyanın içinde düşünemiyor.

Tesettür tekstili zamanla oldukça gelişti. Sektörün tanıtım araçlarından biri de sosyal medya. Bazı başörtülüler sosyal medyada fotomodellik yaparak para kazanıyor. Sizce başörtüsü bu şekilde “özendirici” oluyor mu?

Başörtüsünü düzgün örtmüşse kabul edilebilir. Makyajı sahne sanatçısı gibi sırıtmıyorsa, gizli makyajı varsa olabilir. Gözleri de başörtüsüne alıştırmak lazım. Ama aşırı makyajla, uygun olmayan tesettürle tesettürü sergilemişolmuyorsun. Sadece başörtüsü ile tesettür olmaz. Bir bütünün parçasıdır başörtüsü.

Uluslararası bir marka, 2015 yılında örtülü bir model kullandı. Pek çok yabancı firma tesettürlü kıyafet üretiyor artık. Bunu nasıl okumak lazım; pazarlama taktiği olarak mı yoksa kamusal alandaki normalleşmenin parçası olarak mı?

Dost dostluğunu yapmazsa düşman düşmanlığını yapar. Tesettür firmaları şık, bol, uzun dış tesettür yapmadığı sürece düşmanlar çok şey yapar. Görecekler, bir gün İslâm düşmanları yapacak tam tesettürlü kıyafetleri. Ya çok dar veya çok bol yapılıyor. Ortası da var bunun. İlla çok bol olmasını gerektirmiyor.

Bazıları da şık giyinmeyi tesettür gibi görmüyor, bu da yanlış̧. Tesettür olması için rüküş̧ giyinmesi mi lazım? Tesettür renkli olmaz diyenlere karşıçıkmak için renkli çarşaf giydim. İslam’da her renk vardır. Bundan dolayıçok tepki aldım, ama umurumda değil. İslâmi kaynağı olmadığı müddetçe hiç kimsenin eleştirisi beni bağlamıyor.

İfrat ve Tefrit Sapıtmaya Neden Olur

Yasaklar kalktı, başörtüsü özgürleşti ama “nitelik” azaldı. Bu tablonun 28 Şubat sürecinde yaşatılan travmayla bir bağlantısı var mı?

Bu soru çok enfes bir soru oldu ve benim görüşlerimi anlatmama zemin hazırladı. Tesettür dejenerasyonu 28 Şubat yüzünden olmadı. Zaten tam bilinçli olmayanlar tesettür bahanesiyle döküldüler. Örtüsünden vazgeçmeyen çok kardeşimiz var, onlar niye dökülmedi? Çünkü iman dökülmez, reklam ve çeşitli söylentilerinin etkisinde kalmaz, özenti olmaz. 28 Şubat önce baskılardan dolayı tepki tesettürü ortaya çıkmıştı. Sırf tesettürlüler zulüm görüyor diye örtünenler vardı. Allah onlardan da razı olsun. Tepki için örtenler, başörtüsü serbest kalınca örtülerini çıkarttılar.

Yeni nesil örtünme biçimine yön veren etkenlerden biri de moda. Tesettür modası diye bir şey var mı?

Modanın haramları alınmaz. Moda olmuş̧ bir kumaşı veya rengi alır giyerim. Fakat nasıl olacağına ben karar veririm. Modayı takip etmek, Allah’ın değil modanın istediğini giymektir. Modayı ilahlaştırmış̧ oluyorsunuz.

Asla Başörtüsü 
Örtmem


Özelde soracak olursam; tesettür konusundaki tavizsiz tutumunuz çevrenizde nasıl karşılandı?

Çeşitli teklifler aldım. Yıllar önce Türkiye’nin en önemli gazetelerinden biri bana büyük bir para karşılığında türban örtmemi teklif etti. Ben başörtüsü tesettür şeklinde örtülürse karşı değilim. Ancak ben çarşaflı iken senin şartına göre başörtüsü asla örtmem. Türkiye’nin tapusunu elime verseler yine örtmem. Taviz veremezsiniz. Bir de Müslüman taviz verdikçe gücü düşer. Çok korkuyorum, son yıllardaki tavizkâr tutumumuzdan dolayı başımıza bir bela gelmesin.

Günümüze gelelim; başörtüsünün kamusal alandaki yeri genişledikçe tesettüre bakış̧ da normalleşti mi?

Hayır. Mesela İslami kesim bile tam tesettürden hoşlanmıyor. Doğru, tesettürlüler ekranda veya gazete sayfalarında yok. Varsa da tek tük. Onlar da gözü okşayıcı tesettürü seviyorlar. Birçok Müslüman gizli şirk ehlidir. Görünürde Müslüman’dır, ama asla Allah’ın istediği tesettürden hoşlanmaz. Bu şirke girmek demektir.

Böylesine bir irtifa kaybı kaçınılmaz mıydı?

İ̇manın kalbe yerleşmesiyle bilgisinin yerleşmesi aynı şey değil. Bilgi yerleşmedikçe problemler düzelmez. Bilgi çok önemli. 28 Şubat öncesinde ifrat derecesinde tesettür yanlış̧ aktarıldı. O kadar çok peçe takan oldu ki...

Siz de bir dönem peçeliydiniz...

Evet ama mecburi olmadığını öğrenince çıkardım. Allah’ın gayesini anlamak lazım. Tesettür illa ifrat derecesinde olmak zorunda değil. Tesettürün üç şartı var: Bol, uzun ve içi göstermeyen kumaştan olacak. Bir de tesettürün içindeki tesettür, ruhunda olacak. İçinde hafif meşrep bir ruh olmayacak. Öyle bir ruhun varsa o ruhu evde sergileyeceksin, sokakta değil.

Yani ifrat zamanla tefriti doğurdu.

Evet, ifrat derecesinde tesettür gösterilince insanlar zaman içinde tesettürün çuvala girmek olmadığını, aslında tavırların önemli olduğunu anladılar. Bir şok yaşadılar. O yüzden dengeyi şaşıranlar da oldu. Önceden ifrattayken sonra tefrite geçildi. İfratı da tefriti de kaldırmak lazım. İkisi de batıla rücu eder sonunda. Dikkat etmezsek batıllaşırız. İslam’ı orta hâlli yaşamamak sapıtmayı getiriyor.

Erkekler Tesettürlü Kızlara Talip Olmuyor

“İslamiyet elden gidiyor” meselesi, kadının tesettürü veya davranışları üzerinden tartışılıyor ve örtülüler “günah keçisi” ilan ediliyor. Sanki Müslümanların şirazesinin kaymasına kadınlar sebep oluyormuş̧ gibi sakil bir söylem var. Kadınlar dönüşürken erkeklere neler oluyor?

Asıl erkekler dandik giyiniyor. Erkek de dar giyinemez. Erkeğin gömleği neden basenini örtmüyor? Örtmesi lazım. Dar pantolon giyinmenin anlamı ne? Erkeğe haramdır dar pantolon giymesi. Bol keseden atıyorlar ama kendileri ne kadar yapabiliyorlar? Erkekler ve kadınlar tesettürlerine dikkat etmedikleri sürece İslami maneviyatı ruhlarına giydiremezler. Mesela eteğini topuğundan on santim kısaltmak sana nasıl bir zevk veriyor? Şeytan senin buradan aklınıçeliyor. Bizim şeytana inancımız da çok az. Allah, “Şeytan size apaçık bir düşmandır.” demiyor mu? Sana verdiği duygulara bakacaksın, çünkü şeytan duygulara girebilir. Önce Allah’ı sonra Peygamber’ini (s.a.), sonra kendini, sonra da şeytanı tanıyacaksın. Kişinin kendine bazı sorular sorması lazım: Ben niye eteğimi kısaltıyorum? Neden belim ortaya çıksın diye daraltıyorum kıyafetimi?

Soruyorum: Niye?

Bütün bunları kadınlara yaptıranlar erkekler.

Bu tespitinizi neye dayandırıyorsunuz?

Çünkü erkekler tam tesettürlü kızlara talip olmuyor. Gidiyor nerede süsü püsü tam; işvesi ve cilvesi, makyajı ve estetiği yerinde kız varsa ona talip oluyor. Tam tesettürlü kızlara talip olan erkekler gözümde kahraman artık. Müslüman erkekler de İslami tesettürü aşağılıyor. İşaramaya giden kadınlardan biri dandik tesettürlü diğeri tam tesettürlü olsun, kesinlikle dandik tesettüre iş veriliyor. Böylece kadın ile erkek beraber bozuluyor. Erkekler kadınları dandik tesettüre itiyor.

Siz başörtülülerin giyim tarzı hakkında yorumlarda bulunuyor, hatta bu yüzden tepki de çekiyorsunuz. Muhafazakârlarda genellikle “zülfiyâre dokunmayalım” anlayışı var. Eleştiri fobisinden dolayı ipi ucu kaçmış̧ olabilir mi?

Çok doğru. Yalnız ağır bedelleri var. Ben vaktiyle Hayrunnisa Gül’ün tesettürünü eleştirmiştim. Ki kendisine de Abdullah Bey’e de çok saygı duyarım. Emine Erdoğan içinse ‘‘bol giyiniyor, onu hiç bırakmadı’’ demiştim. İnanır mısınız Emine Hanım bana bir şey söylemedi; “Emine Hanımcılar” neler söylemediler ki... Biri randevusunu iptal etti, “Sen Emine Hanımı nasıl eleştirirsin?” diyerek. O zaman ilah olalım. Eleştiri kabul edilmemesi kendini ilahlaştırmaktır. Tabii ki eleştirilecek.

Eleştirenler Yalnızlaşıyor


Doğru, ancak çoğu zaman tenkid zannettiğimiz şey tekfir etmek oluyor.

Kuralları bilinmiyor. Eleştiri Allah razısı için yapılmalı. Neyi eleştiriyorsan onun İslam’daki yerini, ayet veya hadis ile açıklaman gerekiyor. Getirdiklerin uydurma olmayacak. Bir Müslüman’ın eleştiriyi kabul etmemek gibi bir lüksü de yok. Eleştirilmekten korkan ve kabul etmeyen insan gizlice kendini ilahlaştırıyor demektir. Eleştiri şart.

O halde “suya sabuna dokunmama” meselesi neden kaynaklanıyor?

Bir insan her kesime yaranmak isterse kimseyi eleştirmez. Bu da dava ruhuna ağır bir darbedir. Eleştiri yapan da ötekileştirilip yalnızlaştırılıyor. Beni birçok insan bu yüzden sevmez, seven de bu yüzden sever. Burada karar net olmalı. İslam’a aykırı bir şey varsa söylenmeli.

(Röportaj: Büşra Sönmezışık - İslâmi Kesim Bile Tesettürden Hoşlanmıyor / Bilimevi Kadın dergisi, sayı 3)