Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.66
Gram Altın
2392.62
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Uygunsuz kararların altından kalkamazsınız

Anayasa Mahkemesi'nin Can Dündar hakkında verdiği kararı eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu tür tutuksuz yargılamalar, ülkenin güvenlik sırlarını tehlikeye atanlara karşı uygulanırsa, bunun altından kalkamazsınız" dedi.
Uygunsuz kararların altından kalkamazsınız
04 Mart 2016 10:23:00
Anayasa Mahkemesi'nin Can Dündar hakkında verdiği kararı eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu tür tutuksuz yargılamalar, ülkenin güvenlik sırlarını tehlikeye atanlara karşı uygulanırsa, bunun altından kalkamazsınız" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Batı Afrika'ya gerçekleştirdiği resmi ziyarette beraberindeki gazetecilerin sorularını Nijerya'nın başkenti Abuja'da Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği rezidansında cevaplandırdı. Gündeme yönelik açıklamalarda bulundu. Fildişi Sahili, Gana, Nijerya ve Gine olmak üzere toplam dört ülkeye ziyaretler yapıldığını belirten Erdoğan, "Yaptığımız görüşmeler de iş adamlarımızın temasları da çok verimli geçti. Bir dizi anlaşma yapıldı. Önemli olan yapılan anlaşmaların, görüşmelerin takibidir. Bizler de Eximbank'ı devreye sokabilirsek girişimcilerimiz bu bölgede daha fazla yatırım yapabilir, iş alabilirler. Nitekim iş adamlarımızın da bizlerden talepleri bu yönde. 'Eximbank bize destek verebilirse, buralarda büyük yatırımlar yapabiliriz' diyorlar.

ÜÇ KİŞİ YEMEKTEN ATILDI

Paralel yapının buralardaki ülkemiz aleyhinde yürüttüğü kampanyaya karşın, iş adamlarımızın da, kurumlarımızın da, son derece kararlı olduklarını görüyorum. Nijerya'da paralel yapı mensubu üç kişinin resmi yemekte yer alma teşebbüslerini tespit ettik. Tespit edilmelerinin ardından da hemen dışarı atıldılar. Bunların iç yüzlerinin ortaya çıkmasının ardından, bunları artık herkese anlatıyoruz. Bunları nerede görürsek müdahil olma, bizim olduğumuz yerde barındırmama konusunda azimliyiz. Görüştüğümüz cumhurbaşkanlarına da bu yapının ne kadar tehlikeli olduğuna ilişkin bilgi notlarını verdik. Takipçisi de olacağız" dedi.

Seyahate çıkmadan önce yaptığınız açıklamalar Türkiye'de gündemi oluşturdu. Anayasa Mahkemesi'nin kararına itirazlarınız olmuştu, usul ve esastan itirazlarınız nelerdir karara?

Anayasa Mahkemesi kendisini adeta birincil mahkemenin yerine koymasının yanlış olduğunu belirten Erdoğan, "Yargı süreci bitti mi? Hayır. Siz daha süreç bitmemişken devreye giriyor, durumdan vazife çıkartmak suretiyle böyle bir adım atıyorsunuz. Kaldı ki Sayın Anayasa Mahkemesi Başkanı, daha önceleri, 'Gerekçe açıklanmadan karar açıklanmaz' tezini savunan bir arkadaşımızdı. Kendisi benim sevdiğim, takdir ettiğim bir arkadaştır. Ama ne yazık ki kendi kendine bu tür çelişkilere düşmesi, ülkemiz için, hukuk için çok yanlış bir gelişme olmuştur. Burada gerekçeyi açıklamadan, bitmemiş bir yargı sürecini alelacele bitirme konumuna gelmek usule aykırı olduğu gibi esasa da aykırıdır.

Bunu savunamazsınız

Burada hem usul bakımından hem esas bakımından sıkıntı var. Kendisi tabii şimdi bir savunma içerisine giriyor ama bunu savunamazsınız. Kendisi 'Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karar her şeyin üstündedir, herkesi bağlar' diyor. Anayasa ve yasa değişikliklerinde evet bağlayıcıdır ama bireysel başvurularla ilgili olarak böyle bir şeyi öne süremezsiniz. Zaten yanlış buradan kaynaklanıyor. 'Gerekçe açıklanmadan karar açıklanmaz' diyordu hep. İşin bu yönü bir yana, karar herkesi zaten bağlıyorsa, neden birinci mahkemeye tekrar gönderiyorsun? Eğer bağlayıcı ise tekrar birinci mahkemeye gitmemesi lazım. Şimdi birinci mahkemeye gittiğine göre, eğer birinci mahkeme kalkar da kararında diretirse Anayasa Mahkemesi'nin verebileceği hiçbir karar yoktur.

Altından kalkamazsınız

Kaldı ki sıradan bir olaydan değil, bir casusluk olayından söz ediyoruz. Bu hafife alınabilecek bir mesele değil. Bu, MİT'in Bayır Bucak Türkmenlerine yönelik atmış olduğu bir adımı deşifre etme girişimidir. Buna kalkışmış olanlar, savcısıyla askeriyle, şu anda cezaevindeler. Görevlerinden alınmış durumdalar. Neymiş, bu konuda alınan tedbir, düşünce ve fikir özgürlüğünü ihlalmiş. Bunun düşünce ve fikir özgürlüğü ihlaliyle ne alakası var? Medya mensubu her istediğini yapma özgürlüğüne sahip midir? Ortada, devletin istihbarat teşkilatının sırlarını ifşa etme; olayları çarpıtma, Türkiye'yi DAEŞ'e yardım eden bir terör örgütü gibi göstermeye kalkışma girişimi var. Bunlara yapmaya kalkışanlara getirilen tedbire kalkıp basın özgürlüğü ihlali diyeceksiniz. Bunu anlamak mümkün değildir. Efendim, bu beraat kararı değil, bu tutuksuz yargılanma süreci. Doğrudur. Kusura bakmayın da, başkalarına uygun görülmeyen bu tür tutuksuz yargılamalar, ülkenin güvenlik sırlarını tehlikeye atanlara karşı uygulanırsa, bunun altından kalkamazsınız" dedi.

Yargı sürecini izleyeceğiz

Sizin de Anayasa Mahkemesi'ne başvurunuz olmuştu, cevap alabildiniz mi?

Erdoğan, "Hala alamadık. Sosyal medya meselesi, dershane meselesi gibi konularda Anayasa Mahkemesi yine aynı şekilde tutum aldı. Ondan sonra tutup "kimse konuşamaz" diyorlar. Cumhurbaşkanı cumhurun başıdır, cumhurun başı olarak da cumhurun dertlerini dile getirir. Bu çerçevede, Anayasa'ya bağlılığıma ilişkin bazı arkadaşların yaptığı açıklamalar var ki bunlar da çok üzücüdür. Kusura bakmasınlar, Anayasa'ya bağlılık ile bu işin uzaktan yakından alakası yoktur. Ortada bir Anayasa ihlali vardır. Ama Anayasayı ihlal eden ben değilim. Bu Anayasa Mahkemesi'nin karar merciinde olanlardır. Bu ihlali maalesef göz göre göre yapmışlardır. Birinci mahkeme Anayasa Mahkemesinin kararına uydu. Ama bu işin bittiği anlamına gelmez. Savcı karara itiraz edebilir. İtiraz durumunda, bir üst mahkeme yeni bir süreci başlatabilir. Bize de bu durumda, yargının bu işleyişini izlemek düşer" ifadelerini kullandı.

Yeni Anayasa yapım sürecinde gelinen noktayı değerlendirir misiniz?

CHP'nin masadan çekildiğini belirten Erdoğan, "Neymiş, başkanlık sisteminin olduğu bir masada olmazmış. Ol o masada, karşı çık. Kabul etmek zorunda değilsin. Parlamentodan da geçmeyebilir. Mesele bu işi tartışmaktır. Bundan bu kadar çekinmenin kaçmanın anlamı nedir?Bence bu konuda parlamentoda bir müzakerenin yürütülmesinde fayda var. Hepsi çekilse dahi yola devam edilebilir. Bizim daha önce yaptığımız bir anayasa çalışması var. İktidar partisi o çalışmayı pekala parlamentoya getirebilir.

Parlamentoya getirilmesi durumunda gerekli sayı bulunamazsa, Anayasa meselesi tamamen kadük duruma düşer mi?

O zaman halk nezdinde şöyle bir şey oluşur: İktidar partisi gereğini yaptı, ama parlamentodaki diğer üyeler buna destek olmadı. Halk, 'Meydanda anayasayı değiştirme konusunda verdikleri sözlere, şu partiler sadık kalmadılar. Bunu gördük' der" dedi.

Suriye'de ateşkes yok

ABD programınız var ay sonunda. ABD'de PYD konusunda bizim tezlerimize yaklaşma söz konusu mu?

Dışişleri bakanımızın ABD'li mevkidaşı ile yaptığı bir görüşmede, bir esneme, haklılığımızı teslim eder bir hava görülüyor. Sayın Obama ile Washington'da yapacağımız görüşmede de bunları konuşacağız. Tabii bölgede durum çok hassas, çok çok ciddi. Elimizden geleni yapmak suretiyle bu süreci olumlu istikamette nasıl ilerletebiliriz? Buna bakacağız, bunun gayreti içinde olacağız. Bu arada Sayın Başbakan'ın İran seyahati olacak. O seyahat de önemsenmesi gereken bir seyahat. Umuyorum ki Sayın Başbakan oradan hayırlı neticelerle döner.

Suriye'deki ateşkes sürecini takip ediyor musunuz?

Ateşkes diye bir şey yok ki. Üçte birinde bir ateşkes havası var ama ölümler, artarak devam ediyor.

Rusya'nın bölgeye bizim sınırlarımızdan silah geçtiğine dair bir açıklaması var.

İddianın doğru olmadığını belirten Erdoğan, "Rusya'nın o tür iddialar ortaya atmaya çalışmak yerine, öncelikle Suriye'ye aktarmış olduğu silahların hesabını vermesi lazım. Üstelik bunlar, yakın mesafede kullanılacak silahlar da değil. Büyük ağır silahlar, en modern silahlar şu anda Suriye'ye aktarılmış durumda. Biliyorsunuz, Tartus limanı ayrı bir şekilde güçlendiriliyor. Lazkiye'nin kuzeyinde havalimanı kurdular. Orada 50 Rus uçağı konuşlanmış durumda. Özellikle dördü son derece gelişmiş uçaklar. Bunları neyle izah ediyorlar? Suriye'de öldürülen insanların sayısı şu anda 500 bini aşma yolunda" dedi.

Avrupa samimiyetsiz

Göç tsunamisinden korkuu2026 Avrupa'da bu gittikçe daha fazla hissediliyor. Bu hissediş, çözüme katkı sağlar mı?

Avrupa'nın samimiyetiyle ilgili ciddi soru işaretleri var. "Türkiye'ye 3 milyar Euro vereceğiz" denildi. Hala verilen bir şey yok. Bizim açıkladığımız 10 milyar Euro işin sadece faturalı kısmı. Bir de STK'ların, belediyelerin yaptıkları ayni, nakdi harcamalar var. Meselenin psikolojik, sosyolojik maliyeti de ayrı. Düşünün İstanbul'da 400 bin, 500 bin mülteci var. Mesela, Kilis'i düşünüyorum. Kilis'te 130 bin muhacir, mülteci var. Kilis'te yaşayan Ensar, Kilisli sayısı ise 98 bin. Yani oradaki mültecilerin sayısı Kilislilerin sayısını geçmiş durumda. Dışarıdan bir destek de gelmiyor. Şu ana kadar bize BM'den gelen destek 450, 460 milyon dolar. Yaptığımız harcama, 10 milyar Euro. Ahmet Bey, Brüksel'e gitti, orada 3 Milyar Euro sözü verdiler; aradan üç ay geçti, ama gelen herhangi bir yardım yok, halen bekliyoruz.

Millet bu işi halleder

Anayasa, referandum tartışmalarının yanı sıra, Türkiye'de erken seçime ilişkin bir tartışma da var. Siz buna nasıl bakıyorsunuz?

Ben erken seçimden yana olmayan bir insanım. Fevkalade durumlar olur, tabii o ayrı bir konu. Millet, Anayasa konusunda partilerin ne yaptığını görüyor. Anayasa yapım sürecinden kimlerin kaçtığı da görülecek. Ama dediğim gibi, muhalefet buna yanaşmasa da, iktidar partisi meclise bir anayasa taslağı getirebilir. Çıkar veya çıkmaz. Ama 330'un yakalanması halinde, benim hiç tereddüdüm yok, millet bu işi halleder.

Zamanlama olarak bir düşünceniz var mı?

Cumhurbaşkanı olarak bu konuda bir şey söylemem doğru olmaz.

Millete devlete ihanet edilemez

Selahattin Demirtaş Sur için bir çağrıda bulundu ama halk pek ilgi göstermediu2026 Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ortada ciddi bir kalabalık yoktu. Ama kendisinin bir merkezden bu işler yönetiliyor havasına girmesi, durumu gösteriyor. Bakın, bir şeyi daha önce de söyledim: Terörle ilintili olanların dokunulmazlıklarının kaldırılması lazım. Çok sayıda fezleke var. Dokunulmazlıkların kaldırılması veya kaldırılmaması parlamentoda neticeye bağlanmalıdır. Parlamentoda bu işe evet diyecek birçok milletvekili olduğuna inanıyorum. Çünkü bu milletin vekili bu millete ihanet edemez, bu milletin vekili devletine ihanet edemez. Kimi, niçin sokağa dökmeye çalışıyor bunlar? Arkalarında PKK var. Hem milletin parasını yiyeceksin hem de ihanet edeceksin. Bu kabul edilemez.

Meclisin bu konuda daha hızlı hareket etmesi gerektiğine inanıyor musunuz?

Bütçe sonrasında belki süreç hızlanabilir. Bütçe tamamlandıktan sonra bir hafta Meclis kapanır. Akabinde de gerekli adımlar atılmalı, süratle bir neticeye varılmalı diye düşünüyorum.

İhanet şebekelerine hizmet ettiler

Dokunulmazlıkların kaldırılması yeni bir kriz çıkartır mı?

Peki şu anda bir kriz yok mu? Millete ihanetten, vatana ihanetten daha büyük bir kriz olabilir mi? Bu konularda hep beraber dimdik durulması lazım, duracağız. Operasyonlar için de 'kriz olur' demişlerdi. Ama tam aksine, operasyonlar başarılı bir şekilde sürüyor. Peki hükümetimiz ne yapacak? Hükümetimiz de buralarda kentsel dönüşümü A'dan Z'ye en iyi şekilde yapmak suretiyle, buralarda gerçek manada şehirciliğin de güzel örneklerini vermek suretiyle, oralarda yaşayan vatandaşlarımıza en güzel imkanları sunacak. Şu anda şehrin dışında olanlar, tekrar oralara taşınacak. Bizim Kürt vatandaşlarımız, bölge halkı, yeni yerlerine yerleşmek suretiyle de devletin himayesini, hükümetin himayesini bizzat yaşayacak. Ama onlar bunu yaşatmadı. Onlar ellerindeki belediyeleri, tamamen maalesef ihanet şebekelerine teslim ettiler. Rögarların altından nasıl silahlar çıktığını, evlerde tehditlerle nasıl silah depoları oluşturulduğunu hep birlikte gördük.

ABD programınız var. Orada yakından takip edilen konulardan bir tanesi de Türkiye-İsrail ilişkileri... İlişkilerin normalleşmesi yolunda pürüzler giderildi mi? Hangi aşamadayız? Büyükelçilerin atanması ne zaman olur?

İsrail ile olan görüşmeler henüz nihayete ermiş değil. Nihayete erdiği an o dediğiniz zaten olur. Biliyorsunuz, bu konuda birinci şart özürdü, o zaten bitti. İkincisi tazminattı, o konuda da hemen hemen nihayete gelindi. Üçüncü ise ambargonun kaldırılması, ki en önemlisi de bu. Zira Filistin, Gazze, tüm buralarda enerji noktasında çok ciddi bir sıkıntı var. Gazze'de Aşdod Limanı'na bir enerji gemisi yanaştırmak ya da orada bir doğalgaz çevrim santralı yapmak suretiyle enerji ihtiyacını gidermek mümkün olabilir. Ayrıca hastaneler, okullar meselesi de var. Türkiye olarak tüm konularda rol üstlenebiliriz dedik. Bu konularda olumlu adımlar atılmasını bekliyoruz. Bu adımlar atıldıktan sonra gerisi zaten kendiliğinden gelecektir.

Yöneticiler cezalandırılmalıdır

UEFA, Galatasaray'ı Avrupa kupalarından men etti. Bu da kişilerin yönetim hatalarından kaynaklandı. Dolayısıyla kişilerin hatası üzerine kurumu cezalandırmış oldular. Bu konuda bir değerlendirme yapar mısınız?

Başbakanlığım döneminde Platini ve daha sonra FIFA başkanı olan İnfantino, Avrupa şampiyonası ile ilgili olarak İstanbul'a gelmişlerdi. O vesileyle, İstanbul Kongre Sarayı'nda bir konuşma yapmıştım. O konuşmada da tüzel kişilerin cezalandırılmasının hukuka aykırı olduğunu söylemiştim. Böyle bir hukuk olmaz. Siz eğer ceza verecekseniz, ilgili kulüplerin başkanlarına veya suçu işleyen kimler ise onlara ceza verin demiştim. Sonra Platini, "Ama bu böyle gelmiş, bu saatten sonra değişmez" demişti. Dolayısıyla Galatasaray meselesinde de kulübe ceza verilmesine karşıyım. Niye Galatasaray Kulübü'ne ceza veriyorsunuz? Ceza, o işte suçlu olan yöneticilere verilmeli.

Abuja'da (Nijerya) benzin kuyrukları dikkatimizi çekti? Petrol ülkesi olmasına rağmen, çok kuyruk var bu konuda görüşünüz nedir?

Nijerya'da rafineri yok. Cumhurbaşkanı'na, 'Bakın sizde rafineri yok. Gelip biz burada rafineriyi kuralım. Kazancınızda ciddi artış olur' dedim. Nijerya'da ham petrol var. Doğalgaz var.

Nijerya ilk 10 ülke arasında?

Evet. 'Enerji üretiminde biz size uzmanlar gönderelim gelsinler burada doğalgaz çevrim santrallarını kursunlar ve siz buradan tüm çevre ülkelere enerji satın' dedim. Ham petrol konusunda da dediğim gibi burada süratle rafineri kurma konusunda yardımcı olabileceğimizi söyledim. Bir rafinerinin kurulması 3-4 yıl alır. 'Rafineri kurulduğunda siz de dışarıdan benzin vs. almaktan kurtulursunuz' dedim.

Seyahat kapsamındaki ülkelerde savunma sanayinde bu ülkelere dönük bir şeyler var mı?

İhtiyaçları var, söylüyorlar. Milli Savunma Bakanımız onların yetkilileriyle görüşmeleri yapacaklar. Özellikle zırhlı taşıyıcılar, zırhlı araçlar noktasında talepleri var. Bizim de malum özel sektörümüz bu alanda iyi bir noktada. Hatta insansız hava araçlarında da artık Baykar olsun, Vestel olsun Baykar şu anda testleri de başarılı bir şekilde geçti.

İkinci nesil yapısal reformların gidişatını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Moody's son değerlendirmesinde Türkiye'nin büyümede yüzde 4'ün altına düşmesinin söz konu olmadığını belirtti. Zaten bizim bu yıla girerken yaptığımız açıklamalar vardı. Büyümenin bu yıl 4'ün altına düşmeyeceğini söyledik. Ha, sıkıntılarımız yok mu? Sıkıntılarımız var. Örneğin döviz rezervinde ciddi bir kayıptayız. Burada yapılması gereken nedir? Finansın yönetiminin dışında, özellikle bankacılık sektörünü kontrol altına almak, bankacılık sektörünün kontrolüne girmemek de önemli. Çünkü orası ciddi bir faiz lobisidir. Eğer bu lobinin kontrolüne girilecek olursa o zaman Merkez Bankası bu işin altından kalkamaz. Bunu söylediğimiz zaman tabi rahatsız oluyorlar. Dost acı söyler, gerçeği söyler. Bunu söylüyorum. Burada bir şeyi daha söylemem lazım. Ben faiz konusunda yine aynı noktadayım. Bakın çift haneli rakama dayandık. Çift haneli rakamda olan bir Türkiye, komisyonunu buna koyduğun zaman kredi faizleri yüzde 15, 16, 17'lere doğru gider.

Bu oranlarla yatırım zorlaşır

Yatırımın olmadığı ülkeden hiçbir şey beklenemez. Biz en zor anlarda bile, hani krizlerin olduğu dönemlerde bile, yatırımlara hiç ara vermedik. Yatırımlarımızı aynı kararlılıkla devam ettirdik. Şu anda da yine yatırımların aynı kararlılıkla devam etmesi lazım. Çünkü, yatırım varsa istihdam var. Üretim var, rekabet var, büyüme var... Bunların hepsi birbiri ile iç içe. Bunlara ara verilirse olmaz. Tam aksine ciddi manada altyapı yatırımlarını bizim hayata geçirmemiz lazım. Mesela benim şu anda en mutlu olduğum şeylerden biri, Yavuz Sultan selim Köprüsü'nün bitmesi olayıdır. Şimdi bu yıl içinde inşallah Yavuz Sultan Selim Köprüsü bittiği anda bu Türkiye için adeta bir hayat damarının devreye alınması olacaktır.