Kafirûn Sûresi, adını ilk ayetinde geçen ve "inkarcılar" anlamına gelen kafirûn kelimesinden almıştır. Mekke'de nazil olan bir suredir. Fakat Medine'de indiği hakkında da rivayetler vardır. Bu surede bize vermek istenilen mesaj şirk ve imanın asla bir arada bulunamayacağıdır. Kafirun suresi 6 ayetten oluşup Kur'an-ı Kerim'in 109.suresidir.
Kafirun Suresi Anlamı
Rahman ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- De ki: Ey kafirler!
2- "Ben sizin kulluk ettiklerinize kulluk etmem."
3- "Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz."
4- "Ben sizin kulluk ettiklerinize kulluk edecek değilim."
5- "Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz."
6- "Sizin dininiz size, benim dinim de banadır."
Kafirun Suresinin Anlamı
-Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
1- De ki: Ey kafirler.
2- Ben sizin taptıklarınıza tapmam.
3- Siz de benim ibadet ettiğime ibadet edecek değilsiniz.
4- Ben de sizin taptıklarınıza tapacak değilim.
5- Siz de benim ibadet ettiğime, ibadet edecek değilsiniz.
6- Sizin dininiz size, benim dinim bana.
Kafirun Suresinin Tefsiri
Mekke döneminde inmiştir. 6 ayettir. "Kafirûn", inkarcılar demektir.
Nuzül
Mushaftaki sıralamada yüz dokuzuncu, iniş sırasına göre on sekizinci sûredir. Maûn sûresinden sonra, Fîl sûresinden önce Mekke'de inmiştir. Medine'de indiğine dair rivayet de vardır (bk. Şevkanî, V, 597). Tefsirlerde anlatıldığına göre Kureyşliler Hz. Peygamber'den bir sene kendi ilahlarına tapmasını, bir sene de kendilerinin onun ilahına tapmalarını istemişler. Hz. Peygamber de "Allah'a bir şeyi ortak koşmaktan yine O'na sığınırım!" demiş; bu defa Kureyşliler, "Bizim ilahlarımızdan bazılarını istilam et (öp, el sür), biz de seni tasdik edip ilahına ibadet edelim" demişler. Bunun üzerine Kafirûn sûresi inmiştir (Taberî, XXX, 213-214; Kurtubî, XX, 225).
Konusu
Sûrede Hz. Peygamber'in inkarcılarla şirk ve sapkınlıkta birleşemeyeceği kesin bir üslûpla ifade edilmekte ve inancın şirkten uzak tutulması hedeflenmektedir.
Fazileti
Müfessirler bu sûrenin faziletiyle ilgili olarak Hz. Peygamber'in, "Kul hüvellahu ehad Kur'an'ın üçte birine denktir, Kul ya eyyühel-kafirûn ise dörtte birine denktir" buyurduğunu; Sahabe'den birine, "Uyumak üzere yatağına yattığında Kul ya eyyuhel-kafirûn sûresini oku; bunu okursan şirk inancına sapmaktan korunursun" dediğini naklederler (İbn Kesîr, VIII, 526; Şevkanî, V, 597-598).
Kafirun Suresi Tefsiri
Tevhid ilkesinin sembolü olarak Mekke döneminin ilk yıllarında inen bu sûrede Mekkeli müşriklerin şahsında bütün putperestlere ilan edilmek üzere iman ile şirkin ayrı şeyler olduğu, bu iki inanç sistemi arasında bir benzerlik bulunmadığı, dolayısıyla ikisinin birlikte bulunmasının, iki inanç arasında bir uzlaşmaya gidilmesinin mümkün olmadığı kesin olarak ifade edilmiştir.
Bazı müfessirlere göre 2-3. ayetlerde, gelecekte Hz. Peygamber'in müşriklerin taptığına tapmayacağı, onların da Hz. Peygamber'in taptığına tapmayacakları ifade edilmiş; 4-5. ayetlerde ise halihazırda da onların tutumlarının farklı olmadığı bildirilmiştir. Ancak Şevkanî bu yorumu reddetmekte, 4-5. ayetlerin 2-3. ayetlerdeki gerçeği pekiştirdiğini söylemekte; bu tekrarlara dil kurallarından ve Arap şiirinden örnekler getirmekte, Hz. Peygamber'in hadislerinde de benzer tekrarların bulunduğunu ifade etmektedir (bk. V, 599-600). Bizim tercihimiz de bu yöndedir. Zira 2-3. ayetlerde Hz. Peygamber'in şahsında müminlerin sadece bir Allah'a kulluk etmeleri emredilmiş, Allah'a ortak koşanlarla gerek inanç gerekse ibadet bakımından hiçbir şekilde benzerliklerinin bulunmadığı vurgulanmıştır. 4-5. ayetlerde ise Hz. Peygamber'i kendi dinlerine döndürmek isteyen putperestlerin ümidini kırmak maksadıyla söz tekrar edilmiştir. "Sizin dininiz size, benim dinim banadır" şeklinde tercüme ettiğimiz 6. ayet, daha geniş kapsamlı ve daha vurgulu bir şekilde önceki ayetleri tekit eder ve bu iki din arasında uzlaşmanın olamayacağını gösterir. Zira bu iki dini uzlaştırmak, hak ile batılı uzlaştırmak anlamına gelir.
Son ayetten din, vicdan ve ibadet özgürlüğünün esas olduğu, kimsenin herhangi bir dine girmeye zorlanamayacağı anlamının da çıkarılabileceğini düşünen bir kısım müfessirler bu ayetin müşriklere karşı savaşılmasını emreden ayetle (bk. Tevbe 9/36) neshedildiğini yani hükmünün kaldırıldığını ileri sürmüşlerdir. Ancak bizim de katıldığımız görüşe göre ayetin hükmü kaldırılmamıştır; çünkü burada bir emir veya yasak değil, bir vakıanın tesbiti ve ifade edilmesi (haber) söz konusudur; haber ise Allah'tan olduğu için gerçektir, hükmü değişmez (bk. Şevkanî, V, 600). Bu ayet, bir vakıa tesbiti olduğu ve müslümanların zayıf durumda bulundukları bir dönemde indiği için ondan din ve vicdan özgürlüğü anlamının çıkarılamayacağı da düşünülebilir. Kuşkusuz İslam'da din, vicdan ve ibadet özgürlüğü vardır; ancak bu özgürlükler Medine döneminde inen ayetlerde ifade edilmiş, müslümanların hakim oldukları zaman ve mekanlarda uygulanmış, hayata geçirilmiştir.
İLGİLİ HABERLER
Bakara Suresi hakkında her şey...
Al-i İmran suresi ve faziletleri
Nur suresini okumanın faziletleri ve faydaları nelerdir?
Furkan Suresinin faziletleri ve faydası nelerdir?
Taha Suresi fazileti meali ve arapçası
Enbiya suresinin okunuşu ve faziletleri
Şems Suresi'nin arapça okunuşu nasıldır? Meali, tefsiri ve faziletleri