Ülkenin en büyük kimya sanayi bölgesi olan şehirde, devlet kontrolündeki fosfat işleme tesisinden yayılan gazlar ve atıklar halkı sokağa döktü.
Yıllardır çevreyi kirlettiği gerekçesiyle tepkilere yol açan fosfat işleme ve gübre üretim tesisi, 1972 yılında Gabes'in 'Şati es-Selam' bölgesinde kuruldu. Kent merkezine yalnızca 4 kilometre uzaklıkta bulunan bölgede yaklaşık 18 bin kişi yaşıyor.
Kentte 21 Ekim'de düzenlenen gösterilerde, organizatörlere göre 100 binden fazla kişi fabrikanın kapatılması talebiyle sokaklara çıktı.
Cumhurbaşkanı Kays Said, bu büyük protestolara ilişkin yaptığı açıklamada, 'Gabes'teki gösteriler vatandaşların yüksek sorumluluk ve vatanseverlik duygusundan kaynaklanıyor.' ifadelerini kullandı.
Said, Başbakan Sare ez-Zaferani ile görüşmesinde, 'Vatandaşların samimi tepkileri, bazı kesimlerin çıkar hesaplarına alet edilmek isteniyor.' değerlendirmesinde bulundu.
Tunus Kalkınma ve Konut Bakanı Salah Zuvvari ise 20 Ekim'de parlamentoda yaptığı konuşmada, 'fabrikanın neden olduğu kirliliği azaltmak için acil ve istisnai önlemler alınacağını' duyurdu.
- Uzman Raporu: Hava, deniz ve insan sağlığı tehlikede
Temmuz ayında fabrika yönetiminin talebiyle bir grup uzmanın hazırladığı hükümet raporu, çevresel ve sosyal standartlara ciddi düzeyde aykırılıklar tespit etti.
Rapora göre, tesiste kükürt, flor, amonyak gibi zararlı gazların yoğun salınımı sonucu 'geniş çaplı hava kirliliği' oluştu ve etkili bir gaz arıtma sistemi bulunmadığı ortaya çıktı.
Ayrıca, denize boşaltılan yüksek ısılı, fosfor ve flor içeren atık sular, deniz ve kıyı ekosistemini ciddi biçimde tehdit ediyor.
Üretim sürecinde ortaya çıkan 'fosfojips' adlı kimyasal atığın arıtılmadan doğrudan Akdeniz'e döküldüğü, bunun biyolojik çeşitliliği yok ettiği ve 'geri döndürülemez bir kirlilik birikimi' oluşturduğu belirtilen rapor ayrıca, 'tehlikeli atık yönetim sisteminin bulunmadığını', çalışanlar için 'gürültü, ekipman eksikliği ve iş güvenliği yetersizliği' tespit edildiği vurgulandı.
Tüm bu faktörler sonucunda, çevrede yaşayan halkta nefes darlığı, solunum yolu iltihabı ve benzeri hastalıkların arttığı kaydedildi.
Uzmanlar, fosfojipsin denize dökülmesinin tamamen durdurulmasını, gaz ve atık su arıtma sistemlerinin yenilenmesini ve halkla düzenli iletişim kurulacak bir çevre komisyonu oluşturulmasını önerdi.
- Sorunun hem sağlık hem ekonomi boyutu var
İktidara yakın Ahrar Koalisyonu Sözcüsü Ahmed el-Hemami, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 'Gabes halkının temiz hava soluma hakkı vardır.' diyerek çevre taleplerine destek verdi.
Ancak Hemami, fabrikanın tamamen kapatılmasının ekonomik krizi derinleştireceğini savunarak, 'Fabrika doğrudan 2 bin kişiye istihdam sağlıyor. Onu kapatırsak ekonomik sonuçları Gabes halkı ve tüm ülke hisseder. Fabrika tarım için gübre ve başka ürünler üretiyor.' dedi.
Buna bir çözüm bulunmasını da isteyen Hemami, 'En yüksek kanser oranları Gabes'te. İnsanlar tedavi için başka şehirlere, özellikle Safakes'e gitmek zorunda kalıyor.' diyerek halk sağlığına dikkati çekti.
Hemami, 'Fabrikanın insanları öldürmeye devam etmesine izin veremeyiz. Çözüm, üretimi durdurmak değil, ciddi reformlar yapmak ve çevre projelerini güçlendirmektir.' ifadelerini kullandı.
- Fransız şirketleri kazanıyor, bedelini Gabes halkı ödüyor
Sivil toplum örgütü Gabes'teki 'Kirliliği Durdurun Hareketi' üyesi Sabir Ammar ise 'Hükümet tesise ilişkin fiili çözümler sunmadı, Bayındırlık ve İskan Bakanı'nın açıkladığı önlemler, aslında uygulanması gereken ve raporda zaten yer alan maddelerden ibaret.' diye konuştu.
Ammar, şu ana kadar ortada herhangi bir çözüm olmadığını, kent halkının sorunun ağırlığı mesabesinde siyasi düzeyde bir karar alınmasını beklediğini, bunun da tesis birimlerinin devre dışı bırakılması olduğunu dile getirdi.
Halihazırda raporda yer alan önerilerin birkaç sene önce uygulanması durumunda sorunun çözülebileceğine işaret eden Ammar, 'Fakat fabrika artık ömrünü tamamladı. Devlet, 15 bin dinarlık (yaklaşık 5 bin dolar) giderleri bile karşılayamazken 6 milyon dinar (yaklaşık 2 milyon dolar) tutarındaki bakım ve onarımı tedarik edemeyecek. Tadilat için gerekli mali kaynaklar sağlansa bile denize akıtılan fosfojips ile hava kirliliği sorunları çözülemeyecek.' değerlendirmesinde bulundu.
Ammar, meselenin daha derin olduğunu belirterek, 'Mesele fosfatın işlenmesi ve kime ihraç edildiğiyle ilgili. Fransız tarım şirketleri ve Gabes'te faaliyet gösteren Fransız firmaları bundan yararlanıyor, bedelini ise Gabes halkı ödüyor.' ifadesini kullandı.
- Yüksek maliyetler
Fabrikanın kapatılması durumunda yaklaşık 2 bin işçinin zarar göreceğine ilişkin Ammar, bunun ne teknik ne de ekonomik açıdan doğru bir söylem olmadığını, tesisin çalışmaya devam etmesinin daha maliyetli olduğunu dile getirdi.
Ammar, 'Denizin kirlenmesi nedeniyle geçim kaynağını yitiren balıkçılardan neden söz edilmiyor. Tesis yüzünden riskli hastalıklara yakalananların sayısı neden tespit edilmedi. Tesisisin devre dışı bırakılmamasının yol açtığı yüksek sosyal maliyetten söz edildi mi? Kent sakinleri, çocuklarını başka yerlere okumaya göndermek zorunda kalıyor ve deniz tamamen tahrip edildi.' şeklinde konuştu.
Fabrikanın faaliyetlerinin sürdürülmesini savunanların yaptığı mali hesaplamaları 'küçük esnafın hesabına' benzeterek, makroekonomi düzeyinde ise balıkçılık, turizm, sağlık ve tarım sektörlerinde kayıpların yaşandığına dikkati çeken ayrıca işçilerinin işsiz kalmasını istemediklerini vurgulayan Ammar, işçicilerin, tesisinin kapatılmasıyla yıllarca devam edecek çevre temizliği çalışmalarında görev alabileceğini; devletin de onları tazmin edebileceğini kaydetti.
Ammar, tesislerin kapatılmasıyla oluşacak zararı hesaplayanların, çalışmasıyla daha yüksek maliyetlere yol açtığını bilmediğini, örneğin kirliliğin yol açtığı hastalıklar için gerekli ilaçların dövizle alındığını vurguladı.





