Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
35.02
Gram Altın
2465.00
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

28 Ekim 2019

‘Nimet pınarı’

Sayın Devlet Bahçeli, Barış Pınarı Harekâtı’nı ‘Nimet pınarı’ olarak vasıflandırdı. Bunun sonuçlarının iyi değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekerek pınarları sıraladı: kalkınma, demokrasi, barış, huzur, terörle mücadele, ülkenin normalleşmesi…

Ama malum şefliksever zevat bu nimete kör bakmaya devam ediyor, millet ve devlet düşmanlarıyla el ele kol kola olmaktan hiçbir şekilde yüzü kızarmıyor.

ABD Başkanı’nın sarhoş hezeyanını Meclis çatısı altında okuyarak ABD adına algı oluşturmaya çalışan bu damar İT damarıdır; Osmanlı’yı Emperyalistlere peşkeş çeken damardır, bu.

Saldırganı, küfürbazı, değil de saldırıya maruz kalan Türkiye Cumhuriyeti’ni ve onun Cumhurbaşkanı’nı suçluyor. Akıl ve izan yoksunluğu böyle bir şey işte…

Türkiye, terörle mücadelede bu zevatın takoz olmasıyla maddî, manevî çok büyük kayıplara uğradı. Terörün siyasi uzantılarını bunlar sırtlayıp Meclis’e taşıdılar.

Dün nefretlerini “ irtica tehlikesi ” bahanesiyle yaparken bugün mülteciler üzerinden topluma zerk etmekteler. Satmayacağı, ayaklar altına almayacağı hiçbir değeri, kutsalı yoktur.

İhaneti, ibadet iştiyakıyla kabulleniyor..

Bu okumaları, dinlemeleri biliyoruz. FETÖ’nün kumpas kasetlerini de aynı aşkla dinlemişlerdi.

Merhum Başbakan Necmettin Erbakan’ı Libya ziyaretinde Kaddafi’nin zırvalarıyla tahkir etmeye kalkışmışlardı. “ Türkiye çadır devleti mi?” diyerek buradan 28 Şubat post modern darbe sürecinin kapılarını aralamışlardı.

Barış Pınarı Harekâtı’nı 7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarı’nı ve onun üzerinden Başbakan’ı rehin alma girişimiyle Gezi terörüyle 17-25 Aralık’la MİT tırlarına saldırıyla 15 Temmuz darbe girişimiyle altı, yedi yıl geciktirdiler. Türkiye’nin kendini korumasına engel oldular.

Terör örgütünün silah bırakmaması için “ Ne aldınız da silah bırakıyorsunuz! Devlet kurun” çıkışıyla terörün devamına çalıştılar.

17 Ekim 2019’da ABD, 22 Ekim’de Rusya Federasyonu ve kukla- tetikçi, katil Esad, teröristlerini güvenli bölgeden çekmeyi kabul ettiler ama bu çekilmeyi Apocu Kemalistler bir türlü kabullenemiyorlar. ‘Güneydeki sevimli ülkelerinin’ kaygı ve üzüntülerini dillendirerek hâlâ ‘cihatçı örgütler’ söylemiyle Türkiye’nin sahada, masada, askerî ve siyasi zaferini küçümsemeye, perdelemeye, değersizleştirmeye çalışıyorlar.

ABD Başkanı’nın sarhoş hezeyanlarını okuyarak gündemi değiştirme, kargaşa çıkarmanın peşindeler.

Nimet pınarı: Bu aziz milletin pınarıdır. Bu pınardan milyonlarca mazlum ve masum nasiplenecek. Bu pınar bir Bengü su olarak ebediyen Türkiye’nin, Suriye Millî Ordusunun emeği ve alın teri olarak çağlayıp duracaktır.

Sadece menfaatini düşünen, “Petrolü güvenceye aldık” demekle Aylan Bebeklerin kanı üzerine saltanat kuran Medeniyet denilen kahpe’nin ipinin pazara çıkartıldığı, tarihin yeniden yazıldığı günleri yaşıyoruz.

Nimet pınarı’nda Sayın Devlet Bahçeli’nin ve dava arkadaşlarının da emeği, cesareti ve alın teri var.

Türkiye bugün koalisyon pazarlıklarının yapılmadığı, güçlü bir hükümetle idare ediliyorsa bunu, Devlet Bahçeli’nin ve dava arkadaşlarının da desteğiyle 16 Nisan 2017’de kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne borçluyuz. 24 Haziran 2018’de Devlet Bahçeli’nin gündeme getirmesiyle yapılan erken genel seçimle yeni hükümet ( başkanlık) sistemi hukuken başladı.

Türkiye, 7 Haziran 2015’te yapılan seçimde kaosun eşiğine gelmişti, Normalde 1 Kasım 2015’teki tekrarlanan seçimle oluşan bir yapıyla beş gün sonra (3 Kasım 2019) seçime girecekti. Bu durumda ekonomik ve siyasi krizlerden başını kaldıramayacak, Barış Pınarı Harekâtı’nı yapamayacak duruma çoktan sokulmuştu bile.

Devlet Bahçeli, bu millete çok büyük hizmetlerde bulunmuştur, bulunmaktadır.

Aslında kırk yıldır Türkiye, terörü beleyenlerle ( ABD, Rusya, AB, İsrail, Arap Birliği ve İran gibi yapılarla) mücadele ediyor.

Barış Pınarı Harekâtı / Zaferi; Büyük Taarruz ’un ve 15 Temmuz Zaferi’nin bir devamıdır.

Petrolü güvenceye alanlar, sadece kendilerini kuşatacak ateşi körüklüyorlar.