Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
34.79
Gram Altın
2425.44
BIST 100
10095.2
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

17 Temmuz 2019

15 Temmuz direnişine vefa, bugünü ihyadır!

15 Temmuz’un yıldönümünde o geceye ait görüntüleri yeniden izlerken aradan geçen 3 yılın bir anda kaybolduğunu fark ettik. Gecenin karanlığında ülkeye yaşatılan dehşeti ve milletimizin şanlı direnişi ile müjdeye dönen sabahı adeta yeniden yaşadık. FETÖ mensuplarının kendi toprağına ve kendi insanına karşı gözü dönmüş saldırısı o gece milletin büyüklüğü ile çok şükür def edildi. O günü tüm benliğimiz ile yeniden yaşarken milletin o büyüklüğünü bir kez daha idrak ettik.

Şehit ve gazilerimiz oldu…

Onları, ömrümüz oldukça rahmet ve minnetle anacağız.

Kuşkusuz geride kalanların sorumluluğu hatırlamaktan çok daha fazlası olacak/olmalı.

Eğer 15 Temmuz direnişine vefa göstermek istiyorsak, bunun en güzel yolu bugünü ihya etmek ve bunun sorumluluğunu kuşanmaktır! Türkiye’nin sorunları çözümü olmayan sorunlar değil. Sorunların kendisinden daha problemli olan ise genelde bizim yaklaşımımız. FETÖ musibeti, nasıl ki geçmiş sorunların zaman içinde büyüttüğü bir yumak olarak önümüze geldiyse, idrak etmek ile ilgili yaşanılan zaman kaybı tehditleri arttıracaktır.

Şunu biliyoruz ki 15 Temmuz darbe girişimi, bir yönüyle de Türkiye’de cari sistemin tüm defoları ile arz-ı endam etmesiydi. Memleketin ve insanımızın selameti, bu defoların pozisyon avantajına göre sahiplenilip sürdürülmesi ile değil tespit edilip düzeltilmesi ile mukayyettir.

Cumhuriyet’in Osmanlı’dan tevarüs ettiği ve her 10 yılda bir ülkenin rutini haline gelen darbeler / müdahaleler tehlikenin yarattığı hasar hakkında bir fikir verebilir.

15 Temmuz darbe girişiminden söz ederken kimileri ısrarla “emir komuta zinciri” içinde olmadığının altını çizerek onu diğer darbelerden ayırıyorlar. Tamam da “emir komuta zinciri” içinde olmadığından dolayı bu darbe girişimi kötü değil ki! 15 Temmuz darbe girişimi, “darbe” olduğu için kötü! 27 Mayıs’tan 12 Mart’a, 12 Eylül’den 28 Şubat’a, 27 Nisan’dan 15 Temmuz’a kadar tüm darbelere / müdahalelere aynı kararlılıkla karşı durulabilmeli. Tarih ne olursa olsun milletin yanındayız diyen bir bilinci bu ülkede yükseltmedikçe, yeni karanlık girişimler için aralık bırakılmış bir kapı hâlâ var demektir.

Türkiye’de cemaat özelliği ve refleksi gösteren toplum kesimlerinin birbirlerinin varoluşunu imkânsız gören yaklaşımları sağaltılarak toplumun tüm kesimlerine eşit mesafede pozisyon alacak şekilde devlet organizasyonu yapılandırılmalıdır.

Türkiye toplumu hem tarihi arka planı, hem kültürel kodları dikkate alındığında adil ve özgür bir iklim içinde sıhhat ile yaşayabilir. Hak ve özgürlük temelinde toplumun hak ettiği vasatın tesisi ise cari sistemin dönüşümünü zorunlu kılıyor. Bu dönüşümün bir retorik üzerinden tüketilmemesinin gerekliliği izahtan varestedir. Devlet-toplum ilişkisi, anayasa, personel rejimi, ekonomik bölüşüm, temel hal ve özgürlükler önümüzde duran ve bize sorumluluk yükleyen konu başlıklarıdır.

FETÖ’nün ihanetleri tarih ve milet önünde mahkûm olmuştur!

Bugüne kadarki tüm darbecilerin zalimlikleri tarih ve toplum önünde mahkûm olmuştur!

Faillerin tarih ve tolum önünde mahkûm olması ile yetinemeyiz. Tüm bir sistemi failler için uygun hareket edecekleri bir zemin olmaktan çıkarmak sorumluluğu omuzlarımızdadır.

Bu sorumluluk, şehit ve gazilerimize olan borcumuzdur aynı zamanda.