Dolar (USD)
32.27
Euro (EUR)
34.84
Gram Altın
2424.27
BIST 100
10055.98
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

29 Ocak 2017

15 Temmuz sonrası

Türkiye, vesayet odaklarını temizlemeye devam ediyor. Cumhurbaşkanlığı Sistemi bunun en önemli aşaması.

7 Haziran 2015 seçimi kriz ve kaos sektörünü bir hayli umutlandırmıştı. Eski günlerine döndüklerine inanmışlar, bildik yöntemleri devreye sokmuşlar, koalisyon pazarlıklarıyla istikrar bozucu taktikleri uygulamaya koymuşlardı. Çok geçmeden terör hortladı. 2013'te devreye soktuklarıGezi kalkışması, 17-25 AralıkYalan ve İftira Kampanyası da tutmamıştı.

'Ben sayısal ağırlığa değil, siyasal ağırlığa baktım."diyen, 28 Şubat darbe sürecinde hükümeti kurma görevini 1997 haziranında Mesut Yılmaz'a veren Süleyman Demirel'in taktiğini, Gezi kalkışmasında " Her şey seçim değildir." diyerek sürdürmeye kalkışanlar, şimdi de Cumhurbaşkanlığı Sistemini "dikta olarak yaftalama gayreti içindeler.

Koalisyonlar ve cumhurbaşkanı seçimleri daima krizlere kapı açtı. 2014'te halkın cumhurbaşkanı seçmesi tehlike sayıldı. 2007'de 11. cumhurbaşkanı seçiminde 367 ucubesi kotarıldı, Meclis çalışamaz hale getirildi.1989'da TurgutÖzal'ın cumhurbaşkanı seçiminde yine aynı lobi/ mahfil seçimi engellemek için TBMM'ye gitmedi, meşruiyet tartışması açmaya çalıştı. Daha gerilere gidildiğinde decumhurbaşkanı adaylarının ölümle tehdit edildikleri görülüyor.

28 Şubat sürecinde DYP'den 40 milletvekilinin istifa etmesini merhum Necmettin Erbakan,Esnaf ve SanatkarlarDerneğinin 1 Mart 2010tarihinde İstanbul'da düzenlediği "28 Şubat ve Ticari hayata Etkileri" konulu konferansta: "Onlara Yassıada'daki odaları gösterildi ve bu kişiler de korktu." diyerek olayın arka planını açıklamıştı. 23 Ekim 1961'de cumhurbaşkanlığına adaylığını açıklayan Ali Fuat Başgil'i de " Etlik'te mezarın hazır" tehdidiyle adaylıktan vazgeçirdiler. 11 Kasım 1938'de meclisi kuşatıp cumhurbaşkanını seçtirmişlerdi.

15 Temmuz öncesi kriz ve kaosu siyasi araç olarak kullananlar bundan böyle rahat hareket edemeyecekler.

15 Temmuz öncesi ve sonrası ...

15 Temmuz, milletin ilk defa darbeye karşı fiilen direndiği tarihtir; tanka, topa, uçağa çıplak elleriyle göğsünü siper ederek direndiği tarih. Her on yılda bir ayar yapmayı alışkanlık haline getiren işgal güçlerinin tetikçileri, Toplum Mühendisliği projesinin elemanları, 15 Temmuz'da hiç beklemedikleri bir direnişle karşılaşınca aptallaştılar. Batı, önce sağır ve kör olmayı denedi, sonra direnişi sulandırmak, itibarsızlaştırmak için "tiyatro"dedi. İşi aymazlığa vurup "iyiler kaybetti"diyerek cuntaya övgüler yağdırmaya kalkıştı. Batı'nın kulları da "tiyatro" deyip halkın tepkisinden korktukları için " kontrollü darbe" sözünün arkasına siper almayı denediler.

Cumhurbaşkanlığı Sistemine geliş, çok sancılı oldu, süreç devam ediyor. 15 Temmuz bu sürecin en kritik anıydı. Millet, bu işgal girişimini geri püskürtü, yeni bir destan yazdı. Bu destanı yaşatmak, bu zaferi taçlandırmak için Cumhurbaşkanlığı Sistemini hayata geçirmek gerektiğini çok iyi biliyor. Bu sistemle, vesayet, koalisyon hükümetleriyle beslenen kriz ve kaos dönemleri bitecek. Cumhurbaşkanını halk doğrudan seçtiğinden bunun üzerinden yürütülen darbe /işgal projeleri de tarihin çöplüğüne atılmış olacak.

Cumhurbaşkanlığı Sistemiyle yürütme çift başlılıktan kurtulacak, cumhurbaşkanı kabinesini kuracak, başbakanlık makamı kaldırılacak, başbakan ayrı cumhurbaşkanı ayrı telden çalma dönemi sona erecek, yönetimde uyum ve istikrar olacak. Yürütmenin başı cumhurbaşkanı, yasama ve denetim organı olarak TBMM 'nin etkinliği artacak, yargı ise bağımsız ve tarafsız olarak görevine devam edecektir. Bir kişi, en fazla iki dönem (5+5 =10 yıl) cumhurbaşkanlığı yapabilecek. TBMM de Cumhurbaşkanı da seçim kararı alabilecek, iki seçim de aynı günde yapılacak. Bu durum, millu00ee iradenin üstünlüğüne inancı göstermektedir.

Hiçbir mühendislik çalışması başarıya ulaşamadı, ulaşamayacak. 15 Temmuz Zaferi'yle millet tarihi kodlarına dönmekte kararlı.

Anayasa referandumunun, zemini, ruhu 15 Temmuz Zaferi'dir.

Güçlü bir Türkiye'yi kim istemez ?