15 Temmuz'u Anlamak
15 Temmuz'u anlamak için "müttefiklerimizin" tavırlarına bakmak yeterlidir.
Meclis bombalandı. Halkın üzerine tanklardan, F-16'lardan ateş açıldı; yüzlercesi şehit edildi, binlercesi yaralı... "Stratejik Ortaklarımız" işgal girişimine kör ve sağır oldular. Cuntayı, terör örgütlerini desteklediler, onları korumaya , kollamaya devam ediyorlar.
1914 şartlarını yaşıyoruz. Çanakkale'nin gerekçeleri, değişmedi. Düşman, işgalden vaz geçmiyor. Millet, aynı sadakatle, inançla mukavemet ediyor. Cihatla mükellef kılınmış bu millet, işgal güçlerine karşı göğüs göğüse çarpışıyor; silahsız. İmanın verdiği cesareti anlamayanlar, "cihat" kavramından bihaberler. 15 Temmuz gecesi tankların karşısında dimdik duranların, mermilerin üzerine yürüyenlerin cihat ettiklerini anlayamıyorlar. Düşman karşısında geriye dönmenin imansızlık olduğunu işgalcilerin uşakları anlayamazlar.
"Ey iman edenler, savaş düzeninde iken kafirlerle karşılaştığınız zaman sakın onlara arkanızı dönmeyin ( savaştan kaçmayın)" (Enfal,15) Ayeti Kerime'nin emri doğrultusunda her Müslüman cihatla mükellef kılınmıştır. Bundan dolayıdır ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı yla millet, meydanları, havaalanlarını tuttu, işgale direndi, zafere ulaştı. Bunun içindir ki yirmi yedi gün nöbetteydi. Nöbet devam ediyor. Bu çağrı, millete, seferberlik çağrısıydı. Seferberlik de devam ediyor. Sefer, bizim, Zafer; Allah'ındır."anlayışı olduğu sürece düşmanın sayısı, gücü hiçbir şey ifade etmez.
15 Temmuz'da Türkiye'yi işgale edip Orta Doğu'da sınırları yeniden çizmek isteyenler, melun emellerine ulaşmak için var güçleriyle abanıyorlar. Türkiye'de, Irak'ta, Suriye'de devşirdikleri Mankurtları meydana saldılar. FETÖ, PKK Hizbullah, YPG...
Orta Doğu'da Tanrı Krallığı'nın köleliğine teşne yöneticiler, 15 Temmuz'un aydınlığına kör oldular. Yenikapı'yı idrak edemediler. İbadu00eelerden, Esedlerden, İbrahim Caferu00eelerden ittifak kuranlar, darbe/işgal çağrılarına devam ediyorlar.
Topraklarını Terör Üretim Merkezine dönüştürenler, sahibinin sesi olduklarını her fırsatta gösteriyorlar. Müstevlilere alkış tutanların, yüz binlerce mülteciye sinesini, açan Türkiye'yi, bölgede işgal gücü olarak yaftalaması tam bir aymazlık örneğidir.
15 Temmuz'da millet, bunların boynuzlarını kırdı. Hezimeti hazmedemiyorlar. FETÖ/ PKK ile yapamadıklarını Irak ve Suriye'deki kuklaları eliyle yapmaya çalışıyorlar. Sözcüleri; İbadu00ee, Caferu00ee, Esed ya da Ulusalcı- Jakoben fark etmiyor.
Musul Operasyonunu terör örgütlerini, meşrulaştırma, ihya etme gayreti var. Türkiye'nin bölgeden uzak tutulmaya çalışılmasının sebebi de bu. FETÖ-PKK ittifakını kuranların, YPG'ye silah verenlerin, Pensilvanya'daki teröristi himaye edenlerin terörle mücadele gibi bir dertleri yok. Kendileri, teröre yardım ve yataklıktan sabıkalılar.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Roma'daki NATO Koleji'nde "NATO'nun Akdeniz ve Orta Doğu'da Ortaklarıyla İşbirliği" başlıklı konferansta, "Türkiye askerlerinin şiddet kullanılarak bölgeden çıkarılmaya çalışılması durumunda, NATO'dan yardım isterse ne yapılacak?" sorusuna verdiği cevapta: "Türkiye kendini savunması gereken pek çok terör saldırısıyla karşı karşıya kaldı. Ayrıca unutulmamalıdır ki, Türkiye en yüksek göçmen nüfusunu barındıran ülke. Hepimiz kabul etmeliyiz ki, Türkiye jeopolitik ve jeostratejik konumu nedeniyle önemli bir NATO müttefikidir. NATO olarak biz, Suriye ve Irak'taki bu duruma bir çözüm bulacak her türlü çabayı destekleyeceğiz. NATO, aynı zamanda koalisyon güçlerini de hem DAEŞ'le savaşlarında askeri olarak hem de politik müzakerelerde desteklemeye devam edecektir. Bu uzun bir yol, güç bir iş."
15 Temmuz İşgal Girişimini kınamaktan dahi imtina eden müttefiklerimiz, Türkiye'nin terörle mücadelesinde suya sabuna dokunmayarak köstek olmaya, terör örgütlerini (açık- gizli)desteklemeye devam ediyorlar.
15 Temmuz cihattır. Seferberlik halindeyiz.
"İster isen sulh u salah; hazır ol cenge!"
