Dolar (USD)
32.41
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2428.32
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

31 Ağustos 2018

28 Şubatçılardan FETÖ Taktiği

"Hakikat bir güneştir, ne zaman olsa doğar." (Cemil Meriç)

Geçen hafta emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz sosyal medyada İsmail Saymaz'dan aldığı pas ile 28 Şubat darbe sürecinde TSK'nın kimsenin orucuna, namazına ve başörtüsüne karışmadığını iddia etti. Aynı FETÖ gibi. FETÖ sanıkları bugün mahkemelerde nasıl 3 maymunu oynuyorsa sizler de tüm yaşanmışlığa rağmen üç maymunu oynayarak toplum mühendisliğine devam ediyorsunuz. FETÖ nasıl inkar taktiğine sarılıp mahkemeleri oyalamaya çalışıyorsa, sizler de var olan gerçekleri, belgeleri, şahitleri, yaşanmışlıkları kesin bir dille reddederek gerçek yüzünüzün görünmesine yardımcı oluyorsunuz.

Peki neden?

Saymaz ve Yavuz'un yaptığı çarpık modernleşme düşüncesiyle; TSK'da, kamuda ve eğitim hayatında yaşanan mağduriyetler ortada iken; meslekten çıkarılan, istifa etmek zorunda kalan, disiplin cezası alan, eğitim hakkı elinden alınanları yok sayıp "insana", "insan fıtratına" karşı yapılan darbeyi meşrulaştırma çabasından başka bir şey değildir. Bu büyük bir utançtır.

1990-2011 yılları arasında 'irtica' suçlamasıyla YAŞ kararlarıyla TSK'dan atılan personel sayısı 1635.

İstifa etmek zorunda kalan öğretmen sayısı 11000.

1997-2001 tarihleri arasında görevine son verilen öğretmen sayısı 3527.

Aynı tarihler arasında 11890 öğretmen hakkında ise kılık-kıyafet/fişlemeler nedeniyle disiplin cezası verildi.

Soruşturmaya uğrayan öğretmen sayısı 33271. Sadece TSK ve Eğitim camiasındaki rakamlara baktığımızda bile zulmün boyutunu, Yavuz ve Saymaz'ın nasıl bir yalan bataklığında yüzdüğünü anlıyoruz.

Bırakalım eğitim ve TSK'yı 28 Şubat sürecinde 128 diyanet personeli irtica gerekçesiyle meslekten atıldı. İrticai faaliyette bulunduğu gerekçesiyle kapatılan vakıfların el konulan taşınmazlarının sayısı ise yüzleri aştı. Ama nedense cuntacılar hiçbir zaman FETÖ'cülere dokunmadı. Aksine okullarının, vakıflarının önlerini açtı. TSK ve Emniyetteki yapılanmalarına göz yumdu. FETÖ'nün eleman devşirmesine de bizzat aracılık yaptınız.

İyi oldu. Yine kendilerini ele verdiler. Biz bu konularda özeleştiri beklerken, yüzsüzce yalana sarılıp gerçeği perdelemeye çalışanların niyetleri bir kez daha ortaya çıktı. Onların aradığı; FETÖ ele başının sapkın din anlayışıdır. Onların modeli 28 Şubat'a övgüler yağdırıp 'sevap kazanıyorlar' diyen teröristbaşı Gülen'dir. Yalana ve inkara sarılmaları ondandır. İnsanların Allah tasavvurunu değiştirmeye kalkışan FETÖ neyse 28 Şubat cuntacıları da odur. İtiraf edin rahatlayın. İslam'ın en masum çalışmalarını irtica diye damgalayacağınıza, sadece devletlere değil, zehiriyle düşüncelere, inançlara ve kalplere sızan FETÖ ile uğraşsaydınız. Ama yapmadınız. Çünkü ortağınızdı. Sessiz kaldınız. Modelinizdi, büyüttünüz. Onlarla mücadele etme şerefi ise 28 Şubat'ta mağdur ettiklerinize nasip oldu. Çok şükür.

Bir özdeyiş ile bitirelim yazımızı:

"Hakikat belki ihtiyarlar ama asla ölmez."