Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

30 Ekim 2018

6 Kasım sendromu

ABD Başkanı Donald Trump 6 Kasım 2018’de yapılacak kongre ara seçimlerine kilitlendi. Seçimlerde 435 sandalyeli temsilciler meclisinin tamamı, 100 sandalyeli Senatonun ise üçte biri yenilenecek. İki kanatta da çoğunlukta olan Cumhuriyetçiler kayıp yaşamak istemezken Demokratlar 2020 başkanlık seçimlerine avantajlı girmek için meclislerin birinde üstünlüğü sağlamak için çaba gösterecekler.

Taraflar seçimlerde birbirlerine üstünlük kurabilmek için her türlü manipülasyonu yapıyorlar. Algı yönetimi için Soros dahil çoğunluğu demokratları destekleyen 10 isme 72 saat içinde bombalı paket gönderildi. Paketi gönderenin Trump yanlısı bir cumhuriyetçi olduğu tespit edildi. Bu yetmiyormuş gibi, Pennsylvania Pittsburgh’da Yahudi mahallesindeki Etz Haim Sinagogu’na silahla saldıran gayrı müslim biri, ilk belirlemelere göre 11 kişiyi öldürdü, 20 kişiyi yaraladı. Bu saldırıyı da başta Trump olmak üzere insanlıktan nasibini almış herkes kınadı.

Peki Trump ve ruhlarını petro dolarlara satmış batılıların bir Kaşıkçı cinayeti karşısında takındıkları tavra ne demeli. Kaşıkçı’yı katletmek için görevlendirilen 15 cani Prens Selman’dan emir almadan böyle bir işe girmesi akıl karı mı? Prens Selman’ın ABD-İsrail’den onay almadan bu işe girme ihtimali kaçta kaç?

Batı’nın da İsrail’in de tarihi katliamlardan nemalanmanın üzerine kurulu. Macar Yahudisi Soros ve çevresine gönderilen bombalı paketlerin de, İsrail’in El-Dawwayima’da yaptığı soykırımın yıldönümünde sinegog baskınının da siyasi rantı 6 Kasım’da Trump tarafından toplanacaktır.

Bu arada iki dünyayı karşı karşıya getiren Çöldeki Davos ile İstanbul dörtlü zirvesi gerçekleştirildi. Kaşıkçı cinayeti gölgesinde Riyad’da başlayan Çödeki Davos’da 56 milyar dolarlık anlaşma için insanlık ayaklar altına alındı. Soruyu şöyle soruyorlar: “Bir Amerikalı kaç Kaşıkçı eder?” Soros ve Evangalistlere bir Amerikalı, bin Suudlu, Iraklı, Suriyeli, Türkiyeli, Müslümandan çok daha önemli görüyorlar. O yüzden 11 Yahudi için mazlum edebiyatıyla yaygara kopartılırken Filistin’de Büyük Dönüş Yürüyüşü’nda öldürülen 200 Filistinliyi kimse görmüyor.

Dünya silah pazarını elinde bulunduran batılıların iyi oldukları, yardımsever oldukları, mükemmel değerler ve dine sahip oldukları yalanı Kaşıkçı cinayetiyle birlikte gün yüzüne çıkıverdi. Haçlı seferlerinde öldürdükleri 4 milyon, sömürü savaşlarında katlettikleri 50 milyon, birinci ve ikinci dünya savaşlarında öldürülen 70 milyon hatta hatta Avrupa’da öldürüldüğü söylenen 6 milyon Yahudi’yi Müslümanlar öldürmedi. Irak’ta en az 2 milyon Iraklı’yı, Afganistan ve Suriye’de yüzbinlerce insanın kanları batılıların ellerine bulaşmış durumda.

İlk günden itibaren ‘demokrasi havarisi Batı’da Erdoğan’ın kaşıkçı cinayetini siyasi koz olarak kullanacağı korkusu sardı. Zira bu olay demokrasiyi dekor olarak mı kullandıkları yoksa iddia edildiği gibi özde mi benimsediklerinin göstergesi olacaktı. Cinayetin sorumlusunun açığa çıkarılmasına göstermelik olarak destek verirken arka kapı diplomasisi ile Türkiye’ye olayı örtbas etmenin herkesin çıkarına olduğunu telkin ettiler. Batının politika yapıcıları Kaşıkçı cinayeti karşısında, şu anda Müslümanlara karşı şahin İsrail’e karşı uysal koyun haline gelmiş edilgen bir kıvamdaki Suudi rejimini hedef almak akıllıca olmayacaktı.

Tam bu atmosferde İstanbul’da dörtlü zirve gerçekleşti. Erdoğan’ın AB’nin iki büyük gücünün liderlerinin elinden tutarak Rusya devlet başkanı ile aynı karede el ele poz verdiler. Bu zirvede Kaşıkcı cinayetinin aydınlatılması ve Suriye’de teröre karşı mücadele kararı ABD eksenli küresel siyasete bir başkaldırı görüntüsü verdi. Zirve’de ABD’nin İsrail, Suud ve PKK/PYD terör örgütü gibi müttefiklerinin azarlanması İstanbul’da yeni bir eksenin kurulacağı sinyallerini veriyordu. Dörtlü zirve AB’yi temsil eden Almanya ve Fransa ile AB’nin dünya rekabetinde üstün hale gelmesi için genişlemek zorunda olduğu Türkiye ve Rusya siyasi coğrafyalarının temsilcilerinin bir arada bulunması fotoğrafa ayrı bir önem kattı.

Zirve’den hemen sonra Fırat’ın doğusunun Türk topçusu tarafından vurulması, emperyalizmin Suriye’yi iki büyük parçaya böldükleri Fırat efsanesinin sonunun geldiğinin ilk işareti oldu. 6 Kasım’a kadar Türkiye’den Suriye’ye yapılabilecek herhangi bir harekat, Trump’ın tahtını sallayacak, yıllarca Erdoğan düşmanlığı ile Türkiye’yi AB’den uzak tutmaya çalışan Merkel ve Macron’un tıpış tıpış İstanbul’un yolunu tuttukları gibi, Trump’a da Ankara’nın yolunu öğretecektir. Biz dik durdukça, hak ve hakikatin yanında yer aldıkça Mazlumların gönlündeki kurtuluş destanı yeşerecektir. NATO tanklarının millete gösterildiği cumhuriyet bayramından İstanbul hava alanının dünyaya gösterildiği cumhuriyet bayramına ulaştık. Cumhuriyetin 95. Yıldönümünde, zafer anıtı olarak açtığımız İstanbul Havalimanı insanlığa hayırlı olsun. Bayramınız kutlu olsun….