6'lı masa ve HDP polemiği
Gürsel Tekin’in “HDP’ye bakanlık” vaadiyle sarsılan 6’lı masada yeni polemikler başladı. Son günlerdeki gerilim hatları tüm bu trafiğe rağmen liderlerin ana gündem başlıklarında ve içerikli bir şekilde konuştukları ana mesele HDP ‘nin varlığı.
Masayı bir bütün olarak yoran ve geren HDP ile ilişkilerin nasıl konumlandırılacağı, bunun sonuçundaki denklemde HDP‘nin de istediğini alamadığını, bu masada ki araf durumdan yeteri kadar rahatsız olduğu aşikar.
Masanın en büyük denklem ve çıkmazı aday sorunu gibi görünse de, doğrusu adayı ve süreci belirleyecek en büyük adım HDP‘nin bu ittifaktaki konumunu netleştirmektir. Çünkü kürt seçmen faktörünün en çok farkında olan CHP’nin HDP’yi açıktan dışlamaya gücü yok. İttifak‘ın ikinci majör partisi İYİ parti HDP‘nin adına bile tahammül edemiyor. HDP’nin muhtemel ve hayati desteğinden vazgeçmemek için farklı formül bulmak şuan masasın en büyük sorunu.
CHP, DEVA ve Saadet, HDP’nin masada olmasını istiyor. Gelecek Partisi ile Demokrat Parti, kararsız.İYİ Parti, kesinlikle reddediyor. CHP-HDP ilişkisi çok açık ortada. ”Gürsel Tekin’nin HDP’ye bakanlık verebiliriz.” Sözü ağızdan kaçmış bir söz değildir. Siyasetin farklı ikna metodları vardır. “Bir siyasi aktör kötü polis olur” ikna edilmesi gereken mecrayla o muhatap olur. “İyi polis de kaybedilmemesi gereken seçmene farklı mesajlar verir.”
Sözün kısası CHP bu seçimde HDP’siz strateji yürütemez. Açık ilan etmeme sebebi kendi partisinin Kemalist ve ulusalcı kitlesinin tepkisinden çekinmesi. Bunu da bu tarz söylem ve eylemlerle alıştırmak ve yumuşatma stratejisi ile yürütmeye çalışıyor.
Diğer bir etkende İYİ parti tabanını kaybetmemek.
Doğrusu CHP ve İYİ parti yöneticelerinin HDP ‘nin varlığına İstanbul seçim sürecinde alışkın olduklarını biliyoruz. İYİ Parti'nin HDP desteği ile kazanılan belediyelerden usulsüz ihale aldığını öne süren CHP'li eski Milletvekili Barış Yarkadaş, bu iddia söylediklerimizi haklı çıkarıyor.
HDP tartışmaları Millet İttifakını yıpratıp Cumhur İttifakını güçlendirebilir.İYİ parti ve Akşener, Kürt seçmen faktörünü içinden çıkılmaz dayatmacı politikalara dönüştürürlerse, Partisini Türkiye gerçeğinden uzak marjinal bir parti yapar.
“Benden Kürtleri incitecek tek bir söz duymayacaksınız”
Akşener ‘in Kürtlerle ilgili söylediği bu beyanatı lütuf saymak daha büyük bir hata olur. Bu sözlerden ne siyaset çıkar ne de tatmin.
Hiçbir sorumluluk emaresi taşımayan ve siyasi olgunlukla bağdaştırılamayan bu siyaset, İYİ Parti ile toplumun bir kesimi arasında büyük uçurumlar, duvarlar örmekten başka işe yaramaz.İYİ Partililerin öncelikle oturup kendilerini nasıl gördüklerine ve ne olacaklarına karar vermeleri gerekiyor.
Seküler milliyetçi parti mi ? Demokrat merkez parti mi ?Veya Merkez sağ parti mi ?
Çünkü yarının Türkiye’sinde daha fazla söz sahibi olmak isteyen her partinin Kürtlerle yakınlaşmaya ve arasını kapatmaya ihtiyacı var. İYİ partinin; kürtleri yok sayması veya ötekileştirmesi onu merkeze taşımaz.
Meselesinin özü şu
; gizli, saklı masa üstü veya altında görüşme ve ittifaklar yapılıyorsa bunu seçmenden ve kamuoyundan saklamak siyasi ahlaka sığmaz
