Dolar (USD)
32.35
Euro (EUR)
34.78
Gram Altın
2391.80
BIST 100
10265.27
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

27 Haziran 2016

AB, Babil'e uzanan yolun yapı taşıdır

AB, bir gün yıkılmak üzere kurulmuş bir birliktir. Vahiy 17:8 şöyle der: "Bir zamanlar vardı, yok oldu ve yeniden var olacak"Geçenlerde Ramazan Kurtoğlu Hocayla yaptığımız bir sohbette bu ayeti sordum. Ayete göre yeni Roma İmparatorluğu vakti geldiğinde tekrar belirecekti. Dolayısıyla AB yeni Roma'nın öncüsüdür. Kaldı ki birçok siyasetçi AB'yi "Yeni Kutsal Roma İmparatorluğu" diye adlandırır. İlk kuruluş anlaşması da Roma'da "Roma Antlaşması" olarak tarihte yerini almıştır. AB bünyesine dahil ettiği ülkelerle tek para, tek anayasa, tek bayrak çerçevesinde ilerleyecek bir oluşumdu. Bunun bir sonraki evresi 2025'te hedeflenen dünya devletler federasyonunun kurulması planıdır. Hedef Bağdat'ta Babil İmparatorluğunu yeniden inşa etmek. Size fantastik gelebilir lakin ömrünü bu alanda yaptığı çalışmalara adayan Ramazan Hoca bu konuda bir hayli ciddi ve de endişeli!

AB'nin seçtiği simgeler büyük Babil'e giden yolu doğrular nitelikte. Bakınız AB, iki Euro'nun üzerinde bir kadını dana üzerinde oturtmuş gösterir. Bu Vahiy 17'de ifade edilen Büyük Babil'deki fahişe kadının canavar üzerinde oturuşunu çağrıştırır. Diğer taraftan AB'yi anlatmak için Babil Kulesi ve onu çevreleyen yıldızların seçilmesi ve AB binasının Babil Kulesi'ni andırır biçimde inşa edilmesi "yeni dünya düzeni" projesini Allah'a kafa tutarcasına hayata geçirmek için çalışan bir gücün planlarını göstermektedir. Bu plan Kudüs merkezli tek bayraklı, tek dilli, tek dünya devleti hedefleyen bir planın adım adım hayata geçirilmesidir. BM eski genel sekreter yardımcısı Robert Muller'in de ifadesiyle; Sonunda dinler birleşecek, bütün inançlar ortak kozmik kurallar gereğince yeniden tanımlanacak." Bu yüzden bugünkü AB Büyük Babil'e giden yolun yapı taşlarından biridir. İslam dinini ortadan kaldırmak amaçlı girişilen bu büyük organizasyonun temel gayesi Suriye üzerinden yürütülecek bir cihan savaşının sonunda din ve mezhepleri tek potada eritmektir.

Eski Babil'deki fahişenin canavarın üzerinde oturması ile günümüz AB para birimi Euro'nun üzerindeki kadın ve hayvan figürünün bu denli benzeşmesi sanıyorum bir tesadüf olmasa gerek. Vahiy 18 bölümüne göre; Babil dünyanın en güzel merkezi olacak ve sonrasında siyasi gücü Tanrı tarafından yıkılacak. Bunu da Yeşaya ve Yeremya'dan öğreniyoruz. Yani Babil'i Deccal, dini, siyasi ve iktisadi yönetimin başşehri yapacak. Şimdiden Bağdat'ta dokuz Evanjelik kilise ve binlerce Evanjelist misyoner faaliyet halindeymiş. Bu düzeni inşa etmek için de Türkiye başta olmak üzere birçok ülkenin şeytanlaştırılması düşünülüyor.

Biliyorsunuz geçenlerde Britanya, 33 milyon Britanyalıdan 17 milyonunun "hayır" oyu vermesiyle 43 yıllık AB macerasını sonlandırdı. Evet, Britanya epeydir para birliğinin, siyasi birlik ve bir Avrupa federasyonu olmadan yürümeyeceği şeklindeki itirazlarını dillendirmekteydi. 1984 yılından beri birliğe sıcak bakmayan İngilizler anlaşılan o ki kendi ülkelerinin dizginlerini ele almayı düşünüyor. En azından AB uzmanlarımız bu minvalde yorumlar yapıyor. 1957 yılında Roma Anlaşması'yla Avrupa Ekonomik Topluluğu'nu kuran altı üye devletle temelleri atılan AB'nin, 2004 yılında tam 28 üyesi bulunmaktaydı.

Malta, Hırvatistan, GKRY gibi ülkeleri bile birliğe dahil eden AB nedense 1963 yılından beri birliğe dahil olmak için kelle koltukta mücadele eden, uysal bir öğrenci misali ev ödevlerini yapan Türkiye'yi bir türlü kabul etmedi. Nedenini bir hafta önce Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkça ifade etti. Mesele Türkiye'nin Müslüman bir ülke olmasaydı. Bu çok önemli. Paraya tapan Avrupa'nın Türkiye'yi almaması manidar değil mi? Diğer taraftan AB, adaylık için başvuran ülkelerden Kopenhag Kriterleri çerçevesinde süslü cümlelerle yazılmış bazı kriterleri yerine getirmesini isterken nedense İslam coğrafyasında işlenen katliamlar söz konusu olunca insan haklarını aklına bile getirmedi.

AB, İslam söz konusu olunca hep samimiyetsiz bir tutum sergiledi. Türkiye'deki terör örgütlerine her türlü müsamahayı gösteren birlik bir önceki hükümet döneminde de az kalsın PKK ile yeniden bir uzlaşma zemininin yolunu açıp bizi zayıf duruma düşürecekti. Bu girişim bereket versin Erdoğan'ın hamlesiyle bertaraf edildi. Bugün hala AB diyen ezik, batı hayranı, müstemleke aydınları olayın vahametini kavrayamadı. AB artık miadını doldurmuştur. Yeni hedef Babil'dir. Ve bu çok çetin geçecek bir süreçtir. Erdoğan bu büyük planı bozacak yegane lider olarak görüldüğü için istenmiyor. Kısacası artık enerjimizi AB ile harcamadan içeride olabildiğince güçlenmenin, kenetlenmenin, bir ve diri olmanın yollarını aramalıyız.

@ufukcoskunn

Süreci daha iyi idrak etmek için Ramazan Kurtoğlu'nun Evanjelizm adlı kitabını okumanızı öneririm.