Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

07 Eylül 2014

ABD, Atatürk, Putin

Putin, Ukrayna politikaları ile dünya siyasetinin odağına oturdu. ABD ve AB şaşkın ve çaresizler.

Kırım' ı pervasızca ilhak etti, Ukrayna' da istediği gibi at oynatıyor, dikte ettiriyor.

Peki bugünlere nasıl gelindi?

Putin politikalarını takipte, Yalçın Küçük' ün 2002 lerdeki Atatürk, Türkiye, Rusya, ABD ve dış politika değerlendirmelerinde çarpıcı detaylar yakalıyoruz.

12 yıl sonra geldiğimiz noktadan, geleceği sezmede şu değerlendirmeleri önemsiyorum:

ABD'li siyaset bilimci, devlet adamı Prof. Brzezinski, dağılan Sovyetlerin ardından, "Living with Russia-Rusya ile Yaşamak" isimli makalesinde, o yıllarda Putin'e yön vermeye çalışmakta, kendisine Atatürk'ü örnek almasını önermektedir.

Prof. Brzezinski' ye göre Rusya, Almanya ve Japonya yerine, Türkiye' yi, örnek almalıdır. Atatürk, yıkılan Osmanlı İmparatorluğu'nu yeniden kurmayı değil bir "nation-state"," ulus- devlet" kurmayı tercih etmiştir. Atatürk emperyal değil, post emperyal bir vizyon kabul etmiştir.

Mustafa Kemal ve arkadaşları geçmiş ile psikolojik kopuş gerçekleştirmek için, büyük bir cüretle hareket etmişlerdir. Bu kopuş, "Emperyal Ülkülerden" yani "Büyük Devlet" olmaktan vazgeçme anlamındadır.

Amerikan elitinin Mustafa Kemal' i "Batı-uysalı" biri olarak Putin'e rol model olarak önermelerinin nedeni, Rusya' nın o günlerde yayınladığı "Ulusal Güvenlik Konsepti-Konseptsiya National Noy Bezopasti" dir. Amerikalılar, Atatürk'ü uysal, Putin'i dikbaşlı bulmaktadırlar. Putin, "Avrupalı-Post-Emperyal-Ulus-Devlet" olmayı reddederek dikbaşlılık yapmaktadır.

Prof. Brzezinski' ye göre Türkiye ve Rusya' nın Avrupa' ya yönelmeleri "Büyük Devlet" olmaktan vazgeçmeleri demektir. Clinton bunun için Rusya' yı Nato ve AB' ye çağırmaktadır.

Putin bu çağrılara ne cevap vermiştir?

Ekonomik istikrarı IMF ile anlaşma yapmaksızın sağlamakta ısrar etmiş, ve sağlamıştır. (2009 da İstanbul Dukalığının Türkiye' nin IMF ile anlaşması için baskılarını, Erdoğan'ın da bunu reddetmesine dikkat!).

İktidara gelir gelmez Berezovsky ve Gusinsky adlı iki banka-medya oligarkını devirmiş ve saf dışı etmeyi başarmıştır. Bunları ikisi de Yahudi'dir ve ikincisi İsrail'de de gazete sahipliği yapıyordu.

Gusinsky' yi kurtarmak için Washington ve Washington' dan aldığı ilhamla Türk medyası ter dökmektedir!

O zamandan beri attığı adımlarla Putin, Rusya-Sırbistan-Ermenistan-Yunanistan-İran-Suriye blokunu oluşturmada önemli mesafe almıştır.

Bu blok Türkiye' yi çok yakından ilgilendirmektedir. Suriye sorunun geldiği noktada bu blok kendini hissettirmektedir.

Bu bloka karşı ABD, Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan-İsrail blokunu oluşturmaya çalışmıştı.

İsrail' in nüfusunun nerdeyse üçte birini Rusya' dan göç edenler oluşturmakta, bunlar Rusya lehine hareket etmekte, İsrail politikalarının belirlenmesinde son derece etkin olmaktadırlar.

IMF memuru Kemal Derviş'in, Türk ekonomisinin başına geçirilmesini dikte ettiren Ecevit'in yakın dostu, The Washington Institute'den A. Makovski, Türkiye politikaları için o zamanlar şöyle demektedir.

"Birleşik Devletler, Türkiye'nin, iki ülkenin ortak ve ikili çıkarlarını gerçekleştirebilecek ölçüde bir bölge gücü olmasına hiç ilgi duymamaktadır. Bu Amerikan yöneticilerinin, bir bölge gücü olarak kuvvetli bir Türkiye' nin düzenli olarak Amerikan çıkarlarını gözeteceğinden duydukları kaygılardan kaynaklanmaktadır"

Papalık Dinlerarası Diyalog Konseyi Başkanı Kardinal Jean-Louis Tauran, geçtiğimiz günlerde, Atatürk'e teşekkürler ifade eden "Bütün dünya, modern Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün 29 Ekim 1923'te sonlandırdığı halifeliğin, yeniden diriltilmesini hayretle izliyor" sözleriyle resmi tamamladı.

Rusya ve Türkiye, ABD' den, Batı' dan böyle gözüküyor.

Kendine giydirilen "Nation-State" gömleğini, son on yıllık çabalarla yırtıp atan "Yeni Türkiye", labirentte "Büyük Türkiye" ye doğru, inatla yol alıyor.

(*)-Yalçın Küçük-Şebeke, YGS Yayınları-2002 .