Dolar (USD)
32.27
Euro (EUR)
34.79
Gram Altın
2409.65
BIST 100
10281.44
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

21 Aralık 2018

ABD çekiliyor…. Muş!..

Trump’ın “DAEŞ’i kötü bir şekilde yendik ve toprakları geri aldık. Askerlerimizin eve dönme zamanı geldi!” diye “twit” atmasının ardından en ilginç, en dikkat çekici açıklama İsrail Başbakanı Netanyahu’dan geldi:

“ABD Başkanı Trump ve Dışişleri Bakanı Pompeo bana Suriye’den çekileceklerini söylediler. ABD, bölgedeki nüfuzunu göstermek için başka yollara sahiptir!”

Ne anladınız bu lâflardan?..

ABD’nin bölgedeki nüfuzunu göstermek için sahip olduğu başka yollar, başka araçlar nelerdir?..

İsrail Başbakanı, “Orada sağlam adamlarımız var!” demeye getiriyor olmalı!..

PKK terör örgütü ve “referandum” oldu bittisiyle Türkiye’nin güvenliğine kast eden İsrail güdümlü yapı.

Teröristlere eğitmeye ve organize etmeye kararlı olduğunu Genelkurmay Başkanı Dunford aracılığıyla, çok kısa süre önce duyurmuştu, ABD.

Orada değişen bir şey yok.

Olmaz!..

“PKK başka, PYD başka!” diyerek terör örgütüne kol kanat geren ABD’nin (Aslında İsrail’in) “referandumu” niçin tezgâhladığını da unutmadık, değil mi?..

O referandum, sayın Erdoğan’ın kararlı tutumu sayesinde “yokluğa” mahkûm edilmişti malûm.

Hatırlayınız lütfen o günleri; “Kuzey Irak’ta Referandum” kararının “İsrail işi” olduğunu güçlü vurgularla ifade eden Erdoğan, bir “oldu bitti”ye asla müsaade edilmeyeceğini söylemişti o günlerde.

Öyle de oldu…

Türkiye, İsrail’in “Arz-ı Mev’ud” hayaline ulaşma yolunda büyük bir adım olarak gördüğü “referandum oyunu”nu bozdu…

Bu oyuna alet olan takım, “Referandum’u askıya aldığını” açıkladı.

Sıkıntı böylece “ötelenmiş” oldu!”

Birçok parça var aslında, İsrail’e işaret eden:

Sayın Erdoğan, FETÖ’nün kaynak kodlarına dikkat çekerken “Güneydeki sevdikleri ülke!” demişti malûm.

Gezi olayları ve “Faiz Lobisi” ilişkisine vurgusu da, aslında bu meseleyle ilgiliydi:

“Faizci Siyonist Düzen!”

Trump ile gerilimlerin çeşitli aşamalarında “Evanjelizm”e işaretler…

Trump’un Beyaz Saray’da ağırladığı Evanjelistlere vaatleri…

Kudüs’ü, Doğu Kudüs’ü de içine alacak şekilde “İsrail’in başkenti” olarak ilanının, (özellikle) 1917 işgalinden 100 sene sonra gerçekleştirilmesi…

İsrail işgalini başlatan 1917 tarihli Balfour Deklarasyonu’nun 100’ncü yıl dönümü ve 1967 Altı Gün Savaşı sonucunda Doğu Kudüs’ün işgal edilişinin 50. yıl dönümü!..

Sembolizme dikkat!..

Defalarca yazmış olmamıza rağmen “medya ilgisi”ni bir türlü çekemediğimiz Kıbrıs’ı “toprak alımları” yoluyla işgal hamleleri!..

KKTC’deki “ajan” faaliyetleri…

Şu menfur 15 Temmuz darbe girişimi; işi bitirebilseydiler Türkiye bölünmüş olacaktı ve Arz-ı Mev’ud’un önündeki en büyük engel de ortadan kaldırılmış!..

Nice parça var İsrail’i işaret eden; en az on köşe yazısı daha uzatmak mümkün…

Ne var ki…

Görüyorsunuz ki…

Bu meselelerin ele alındığı “bol uzmanlı” televizyon programlarında nice devletin ismi geçiyor da, İsrail’den bahis neredeyse yok.

Bölgede hangi iş olur da, İsrail bulaşmaz veya bu tür tartışmalara İsrail niçin bulaştırılmaz!..

Trump “Suriye’den çekiliyoruz, çünkü DAEŞ’i yendik!” yollu açıklamasıyla ne yapmak istiyor?

İsrail merkezli plân ne?..

Fırat’ın Doğusu ve Batısı ile birlikte, Nil İle Fırat arasına da bakmak lâzım!..

Türkiye karşıtlarını “birleştiriyor”lar, dikkat!..

HULUSİ AKAR’IN MESAJLARI

Milli Savunma Bakanı Sayın Hulusi Akar’ın son açıklamaları, Türkiye’nin bu hususlarda ne kadar “müteyakkız” olduğunu gösteriyor.

Katar Milli Günü törenlerine katılmak üzere gittiği Doha’da “kararlılık” mesajları veren Sayın Hulusi Akar, “Sincar’ın ikinci kandil olmasına asla müsaade edilmeyeceğini” söyledi.

“Şu anda Münbiç'te, Fırat'ın doğusunda bazı çukurların, tünellerin kazıldığı söyleniyor. İster çukur ister tünel kazsınlar, isterse yerin dibine girsinler, yeri ve zamanı geldiğinde bunlar kazdıkları çukurlara gömülecekler. Bundan kimsenin şüphesi olmasın!" dedi.

Hiçbir konuda geri adım atılmayacağını vurgularken Sayın Akar, yazılarımızda sıklıkla üzerinde durmaya çalıştığımız “Kıbrıs’ın güvenliği” meselesine de geniş yer verdi.

Gezi olaylarından bu yana muhatap olduğumuz “ABD-İsrail” kaynaklı saldırılar, her türlü zorluğun üstesinden gelerek bugünlere ulaşmayı başaran Türkiye’yi bölme amaçlı saldırıların devam edeceğini gösteriyor.

Aklı başından gitmemiş hiçbir vatan evlâdı, ABD’nin, “plân” peşinde olmadığına inanmaz.

“Patriotların yolu açıldı, ABD dize geldi, ABD çekilmek zorunda kaldı, Türkiye’ye Amerikan sermayesi akacak, bölge rahatlayacak, terörle mücadelede elimiz güçlenecek!”

Yok, hayır.

Biz asla ve de kat’a güvenmeyeceğiz…

“DAEŞ”i üreten kaynağı çok iyi bilen ve FETÖ-DAEŞ ve PKK’nın eş zamanlı olarak harekete geçilmesindeki “esas gaye”yi gören vatan evlâtları olarak, böyle bir “lüks”ümüz yok!

Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz…

Sınır ötesi operasyonlardan taviz yok!..