Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2417.76
BIST 100
10045.74
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

15 Ekim 2023

ABD, Türkiye'yi işgal etmek istiyor!..

“Siyonist-Haçlı İttifakı”nın Gazze’deki soykırımı devam ederken…

Bizler bir yandan, İslam Dünyası’nın,

çoluk çocuk, genç yaşlı, kadın erkek, engelli engelsiz, insan hayvan dinlemeden “ölüm” yağdıran soykırımcılar karşısındaki “acziyetine” hayıflanırken..

Diğer yandan da, “Türkiye’nin başına getirilmek istenenler!” üzerine konuşmalar yapıyoruz.

Bendeniz, çıktığım ekranlarda sürekli olarak, Arz-ı Mev’ud (Büyük İsrail) Projesi’nin kapsadığı alana dikkat çekerek, “Taaa Gezi olaylarından, hatta Gazi olaylarından bu yana yaşananlara bakın ve işlerin nerelere götürülmek istendiğini görün!” diyordum.

Diyordum, diyordum da…

“Goygoycular her seferinde” sesimi bastırıyordu!..

Hatırlayanlar çoktur, hatırlamayanlar internetten rahatlıkla bulabilir:

“Kıbrıs’a dikkat, Kuzey Kıbrıs Yahudi Cumhuriyeti, Kuzey Kıbrıs’ta Siyonist İşgal Girişimleri” başlıklı yazılarım boşuna değildi.

“Kıbrıs’ın Türk tarafı toprak olarak değilse de, ruh olarak Türkiye’den kopuyor, gençliği zehirleyen akımlara dikkat!” dedim, dedim…

Kaç kere Kıbrıs’a gittim, yazı dizileri yaptım, programlar yaptım..

Oraların medyasındaki “Haçlı-Siyonist İttifakı”nın hedefi oldum.

Derdimi dışarısı anladı, içerideki “goygoycular” anlamadı ya da anlamak işlerine gelmedi!

Ve geldik…

Şimdi…

Bu gidişle Türkiye’nin de direkt hedef olması kaçınılmaz. Uzun süredir terör örgütleri üzerinden yürüttükleri ‘vekalet savaşı’nı fiiliyata dökecekler ve bizi direkt olarak vuracaklar!” dediğimiz noktaya…

Geldik, evet, “resmen” geldik!

ABD Başkanı, Türkiye’yi bir “tehdit” olarak gördüklerini açıkladı resmen!..

Ve bizim Cumhurbaşkanımız da, herbiri dikkatle okunması gereken şu cümlelerle dikkat çekti:

"Amerika Başkanı'nın dün Suriye konusunda yaptığı açıklamadaki yaklaşımı, biz de kendilerinin bölgedeki faaliyetleri için ifade ediyoruz. Yani Amerika'nın, PKK'nın Suriye'deki uzantılarıyla bu ülkede yürüttüğü faaliyetler, Türkiye'nin milli güvenliği için olağanüstü bir tehdit mahiyetine sahiptir. Biz Amerika'yla NATO'da beraber değil miyiz? Beraberiz. Peki bizim Silahlı İnsansız Hava Aracı'mızı (SİHA) Amerika düşürdü mü? Düşürdü. Biz seninle NATO'da nasıl beraberiz ya? Nasıl böyle bir şey yapabilirsin? Aramızda güvenlik sorunu var. Söz konusu açıklama, müttefiklik ve stratejik ortaklık ruhuyla bağdaşmadığı gibi Suriye'yi bölmeye çalışan terör örgütlerine de cesaret vermektedir. Ülkemize yönelik terör tehdidini, terör örgütünün arkasında kimin olduğuna bakmaksızın kaynağında ortadan kaldırmakta kararlıyız. DEAŞ'la göğüs göğse çarpışan, şehitler verme pahasına bu terör örgütünü hezimete uğratan tek NATO müttefiki olarak bize karşı oynanan bu tiyatroyu sadece acı bir tebessümle karşılıyoruz. Tiyatro oynayanları kendi senaryolarıyla baş başa bırakıp, kendi milli güvenliğimizin gerektirdiği adımları atmayı sürdüreceğiz."

X

Sayın Erdoğan’ın sözlerini dikkatle okudunuz.

Bizim SİHA’mız düşürüldüğünde, kimileri, “Türkiye’nin ABD’ye yem attığını” öne sürecek kadar ileri gitmişlerdi.

Hayır, zırva!..

Sayın Cumhurbaşkanı’nın “tespitleriyle” ortaya koyduğu gibi, ABD bizim SİHA’mızı bile isteye, mesaj vere vere vurdu ve düşürdü!

Biden’ın tehditleri, Sayın Erdoğan’ın bu tehditlere verdiği karşılıkları, ABD’nin İsrail’e destek ve korumayla birlikte, bölgeye iyice çökme amacına da işaret eden “gemi- uçak” çıkartmasını…

Bugüne kadar yapılanların tamamını göz önünde bulundurduğumuzda, ABD’nin SİHA’mızı

Saldırıdan evvel “son ikaz”lardan biri olarak düşürdüğünü görüyoruz.

Fiili işgal girişimi!..

Türkiye, istese de ismese de böyle bir durumla karşı karşıya kalacak.

Aslında kaldı, kalacak kısmı fazla.

15 Temmuz’da yapılanların tamamı, bugün Gazze’de yeni bir soykırıma imza atmakta olan Siyonist-Haçlı İttifakı’nin işi.

Önde kimlerin olduğu teferruat tarafı, elbette maşa kullanacaklar böyle işlerde.

Uzun yıllar boyunca, ince ince çalıştılar…

En hassas kurumlarımızdan “yerli ve milli” unsurları “yargılı yargısız infazlarla” temizletirken, içerilere kimleri, hangi amaçlarla yerleştirdiklerini hepimiz gördük…

Ve bu süreçlerde, sağcısıyla solcusuyla, milliyetçisiyle ulusalcısıyla, dindarıyla laikiyle ne büyük “tezgâhlara” geldiğimizi idrak ettik.

Yani, bir kısmımız idrak ettik.

İşlerin nerelere vardırılmak istendiğini, “yarım kalan” Anadolu’yu işgal girişimi için hangi adamları attıklarını göremeyenler de var elbet.

Hem de sayıları, kabul edilebilirin çok üzerinde bunların.

“Gazze’deki soykırım” karşısında “tarafsız” kalmamızı söyleyenler bile var.

“Dış politikada duygusallığa yer yok”muş!..

“Her ülke öncelikle kendi çıkarlarını düşünür”müş!..

Zannediyorlar ki, ateş buraya da sıçramayacak…

Zannediyorlar ki, Türkiyemiz, “Doğu Akdeniz”i ABD-İsrail-Haçlı İttifakı’na terk ettiğinde, oradaki iddialarından vazgeçtiğinde; Bodrum eski Bodrum, Marmaris eski Marmaris, Etiler eski Etiler, İzmir eski İzmir olarak kalabilecek!..

Ve Kıbrıs da Eski Kıbrıs.

Şimdiki Kıbrıs yani!..

*

Sayın Cumhurbaşkanı, “ABD, müttefikimiz olsaydı, SİHA’mızı düşürür müydü?” diyor ya…

Düşürmezdi.

Ve düşmanımız olarak, yapabileceklerimizden “çekinseydi” de böyle bir şeye cür’et edemezdi!

Düşürülen SİHA değil de, uçak olsaydı kamuoyu ilk günden itibaren çok daha fazla dikkat kesilirdi.

Lakin düşürülen, aslında düpedüz uçağımızdır!

ABD’nin SİHA’mızı düşürmesi, fiili işgal girişiminden önceki “son ikaz”lardan biridir.

Ve ne yazık ki…

Memlekette, Biden gibi, “Türkiye’nin terörle mücadele operasyonlarına hayır!” diyenlere destek verenlerin oranı, kabul edilebilir oranların çok çok üzerindedir.

Rabbim, “maneviyat alanındaki” bunca yıllık ihmallerin bedelini ödemekten muhafaza buyursun memleketimizi!..