ABD ve Rusya'ya anladıkları dilde mesaj

Türkiye’nin ABD ve Rusya’ya son mesajı, tam da onların anladığı dilden oldu. 22 Kasım’daki kapsamlı hava harekâtında YPG’lilerle ABD askerlerinin birlikte bulunduğu kamplar vuruldu. YPG’nin para kaynağını oluşturan petrol rafinerileri havaya uçuruldu.

Terör örgütünün Kamışlı’daki kampları ve eğitim alanları yerle bir edildi. Bombalar, YPG’lilerin tespiti ile ABD askerlerinin 300 metre yakınına kadar düştü. Bunun üzerine ABD, Türkiye’nin tavını ciddiye almaya başladı. Harekâtta Türkiye’nin sivilleri dışarıda tutan titiz tavrı ve terör hedeflerine karşı tartışmasız başarısı da onları şaşırttı.

Türkiye, Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki terör yuvalarına hava bombardımanını, ne ABD, ne de Rusya’ya haber vermeden yaptı. Bunu devletin en yetkili ağzı, Cumhurbaşkanı Erdoğan dile getirdi. Bu operasyon Yunanlıları da tedirgin etti. Türkiye’nin bir gece ansızın anlaşmalara aykırı olarak silahlandırdıkları adaları bombardımana tabi tutabileceğini öğrendiler. Bu duruma ABD’nin sadece seyirci kalacağını da…

***

Türk ordusunun yeni hedefini Cumhurbaşkanı Erdoğan dile getirdi. Ayn el Arap, Tel Rifat ve Münbiç. Kara harekâtı ile buralar teröristlerden temizlenecek. Suriye’de iç savaşının henüz başında Türkiye’nin teklif ettiği “Uçuşa yasak bölge” olayını Türkiye, şimdi kendi gücüyle oluşturuyor.

ABD’nin çok değil, Suriye’nin kuzeyinde 900 askeri var. Onları da bir gecede geri çekebilir. ABD gazeteleri YPG’lilerin dediği gibi 300 metre değil, ABD askerlerinin 130 metre yakınına kadar terör hedeflerinin vurulduğunu yazdı. Bu şekilde ABD yönetimi kendi askerlerinin caydırıcı olmadığını öğrendi.

Hem eğit – donat yöntemi ile terörist yetiştireceksin, hem onların DEAŞ’a karşı mücadele için silahlandırıldığını iddia edeceksin, hem de yetiştirdiğin teröristler gelip İstanbul’da terör estirecek, Karkamış’da sivilleri katledecek! Böyle bir dünya yok!

***

Milli meselelerde muhalefetin de artık ABD’nin kuyruğuna takılmayı bırakması şart. Bunu yapmazlarsa milletten tokat yiyeceklerini bilmeliler. Türk Tabipler Birliği Başkanlığını üstlenmiş bir densizin kalkıp Türk Silahlı Kuvvetleri’ne iftira atması, Ana Muhalefet Partisi Başkanı’nın uyuşturucu geliri ile cari açık kapatılıyor diye Türkiye’nin resmi makamlarını suçlaması, dünyanın en ilkel kabilelerinde bile görülmez!

Milli konular politikaya alet edilmez. Milletin birleştiği, kaynaştığı konularda sivrilik yaparsan vatandaş sana haddini bildirir. Nitekim Karkamış’a giden Zafer Partisi Başkanı Ümit Özdağ vatandaştan paparayı yedi. Önce “Acımız var” diye uyarıldı, dinlemeyince yuhalandı, kışkırtmaya devam edince vatandaşın elinden canını zor kurtardı. Önce bir dükkâna sığındı, sonra polis korumasında ilçeyi terk etti.

YPG’nin yaptığı son saldırılarda Türkiye’de üçü çocuk, ikisi kadın öğretmen olmak üzere sekiz masum sivil Türk vatandaşı hayatını kaybetti. Bir Avrupa ülkesinde terör bu şekilde can alsa, günlerce, aylarda, haftalarca gündem olur, tepkiler katlanarak büyük, o terör örgütünün canına okunurdu. Türkiye, bu olaydan sonra harekât bölgelerine sınıra yakın Halep’i de dâhil etmeli, ülkemizdeki Suriyelileri buraya yerleştirmenin planını yapmalıdır.