Dolar (USD)
32.17
Euro (EUR)
34.88
Gram Altın
2466.92
BIST 100
10158.63
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

22 Aralık 2020

ABD Çok Kutuplu Dünyaya Razı Olmalı Yoksa...

2021; aşı çalışmalarının nihayete erdiği, 6 milyar insanı aşılama planlarının yapıldığı, COVID19 ile mücadele sürecinin dönüşüme girdiği bir iklimle geliyor.

90’ların başında Soğuk Savaş’ın bitmesi ile dünyanın her köşesine yayılan kapitalizm tüm insanların kaderini bağladı.

Ekonomilerimiz o kadar bağımlı oldu ki tüm devletler bir yandan ekonomik yarışı sürdürmeye çalışırken başka bir yandan da düşen başka bir devleti kaldırmak için uğraşır hâle geldi.

Artık birimizin kaybı eninde sonunda hepimizin kaybına dönüşür oldu.

Pandemi tüm ekonomilerin şeffaf bir şekilde, sorumluluk esasıyla hareket etmesi gerektiğini bir kez daha bizlere gösterdi.

Çok eleştirilse de kimsenin liberal değerlerden bir adım geri attığı yok.

Olmasına da gerek yok.

Tüm dünyanın kabul ettiği, akla yatkın, ölçülebilir bir sistem bu. Hukuk ve demokrasilerin bu ilkeler ışığındaki gelişimi ile dünyanın Fukuyama’nın “Tarihin Sonu” tezindeki yere ulaşması kaçınılmaz.

Tek farkla; ABD öncülüğünde değil. Bunun farkında olan ABD işi yokuşa sürüyor.

Oyunun kurallarını kendisine göre esnetiyor.

ABD, kapitalizmin ticareti kolaylaşması için kullandığı “ortak para” yani rezerv para olan Amerikan Dolarına sarılmış durumda...

Dünya, 1970’teki gibi bir sorun ile karşı karşıya...

ABD verimsizleşen üretim sistemini ayakta tutmak için rezerv para gücünü kullanıyor.

Bu gücünü daha insani yönetimler oluşturmak, hukuk ve demokrasiyi teşvik etmek amacıyla kullanmak yerine yerine kendi reel politik çıkarları uğruna sistemi çıkmaza sokuyor.

Aslında bu durum epey bir süredir birçok ülkeyi rahatsız etmekte...

2000’lerin başında Avrupa Birliği’nin “ortak para” birimi Euro’nun sahneye çıkması ile AB tarafından nispeten bir alan açılmış olmasına rağmen trans-Atlantik ilişkileri bu alanın genişlemesinin önündeki engellerden biri olmaya devam ediyor.

ABD, “silah gücüyle baskın” olduğu sürece ABD’nin gücünü kaybetmemek için daha önce Sovyetlerin ya da Hitler’in düştüğü yere düşmekten kendisini alamayacağı aşikâr:

"Ekonomik gücünü silah ila sağlamak..."

Türkiye’ye CAATSA yaptırımları üzerinden yapmaya çalıştığı tam da bu...

Dert aslında Rusya’dan S400 alınması değil.

Dert aslında ABD’nin silahlarının alınmaması...

ABD, önceden kimsenin taklit bile edemeyeceği üstünlükte teknoloji üretirdi.

Artık dünyanın geri kalanı da böyle teknolojiler üretebiliyor.

“Özgürlükler Ülkesi” yakıştırması özgür keşifler ve üretimlerin yapılması nedeniyle ABD'ye yakıştırılmıştı.

Tabii o zamanlar dünyanın geri kalanı iki büyük dünya savaşının yıkıcı etkisini onarmakla meşguldü.

Geçen yıllarda ABD ile açılan makasın diğer devletler tarafından kapanmaya çalışıldığına şahit olduk.

Önce ABD’nin Güney Asya ülkelerine "pozitif "ayrımcılığı ve "ucuz iş gücü" olarak buralardan faydalanması...

Ardından ABD sermayedarlarının "daha ucuz iş gücü" için Çin’in kapılarını aralaması, dönüşümün kilidi oldu.

ABD’nin üretimini taşıdığı her ülke, ABD ArGe'sinden nasibini aldı ve üretim yaptıkları alanda dünya markaları çıkardı.

2000’lerle birlikte ABD firmalarının Çin’e akını Çin’in her alanda bir “devrim” yaşamasını imkân verdi.

Artık akademik literatüre katkı sunan ve ArGe’sini her gün daha da ileri götüren bir Çin var.

Art arda yani teknolojiler üretiyorlar.

ABD’nin F35 gibi savaş makinası ve yüksek teknolojiyi önceliklendiren yaklaşımı dışında ciddi bir keşfi yok.

ABD büyük devlet olduğunu göstermek için ne kadar uğraşsa da ilk COVID19 aşısı Almanya tarafından keşfedildi.

ABD’li ortağı sadece dağıtım ve küresel kabul noktasında stratejik destek sağladı.

Eğer Çin demokratikleşir ve özgürlük alanlarını genişletecek adımlar atmaya başlarsa yazılım gücü ile ayakta kalmaya çalışan ABD’yi ayakta tutan bu yazılım devleri de Çin’in yolunu tutacaktır.

ABD bu şirketlerin hareketlerini kısıtlarsa o zaman da Çinli yazılım devleri dünya üzerindeki alanını genişletecektir.

ABD için zor karara gelindi: ABD artık Türkiye gibi müttefiklerini dışarıda bırakmak yerine üretim ve ArGe’nin bir kısmını bunlarla paylaşmalı.

Tek kutuplu dünyadan yine tek kutuplu bir dünyaya değil, çok kutuplu bir dünyaya geçişe zemin hazırlamalı.

Zira, blockchain tabanlı kripto paraların Amerikan Dolarının rezerv para özelliğini yıkmasına az kaldı.