Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
35.02
Gram Altın
2466.64
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

02 Ekim 2018

Af meselesi bir sistem sorunu!

MHP’nin hazırlayıp verdiği af tasarısı gündemde şu sıralar. Teoride af meselesine sıcak bakmadık hiçbir zaman. Şahsi davalarda, af yetkisinin mağdur edilmiş hak sahibinindir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Af konusu eğer bir suç devlete karşı işleniyorsa devletin bunu af yetkisi olabilir. Fakat şahıslara karşı işleniyorsa bunun af yetkisi devlette değildir. Bunu affedebilecek merci mazlum mağdur insanların ta kendisidir” sözüne katılıyoruz.

Bize göre af meselesi hukukun kaynağı ve uygulamalarıyla birlikte ele alınması gereken bir meseledir. İslâm’da bir şeyin oluşu, oluş sebeplerini ele almadan izah edilmez. Kötülüğün kaynağı tespit edilip kurutulmadan kötülükle mücadelede başarılı olunamaz. Sistem sorununu ele almadan sistemi yürüten kurumların düzeltilmesi de muhaldir.

MHP’nin verdiği af tasarısının basına yansıdığı kadarıyla içeriği çok zayıf ve eksik. Fetö kumpasıyla mağdur edilenler ve adli suç diye tabir edilen suçlarda yanlış uygulamalarla mağdur olmuş kişilere kadar belirli konuların altı çiziliyor ama esas mesele pek dikkate alınmıyor.

Tekrar edeyim teoride karşı olsam da uygulamada şahsi olarak af verilmesine karşı değilim. Nasıl karşı olayım ki. Biz biliyoruz ki suçlu birçok insanın yanında, gerçekten masum sistemin yanlış işleyişinden kaynaklı çile çeken niceleri var. Biz biliyoruz ki masumiyeti ortadayken gücü yetmemiş, dili dönmemiş arkasında bir gücü olmadığı için gariban kalmış ve bu yüzden yıllarını cezaevinde geçiren masumlar var. Bize göre bir masumun zulümden kurtuluşu her şeyin önündedir.

28 Şubat darbe hukukunun verdiği kararlar hâlâ uygulanıyor. O dönem açılan davalar, o dönem hazırlanan iddianamelere göre neticeleniyor. Koca bir ömrü zindanda çile içinde geçirmek zorunda kalan yüzlerce insan varken ve bugün devlet sırrını ifşa ederek vatana ihanet ettiği mahkeme kararıyla sabit olanların serbest kalışı da ortada.

28 Şubat darbesini darbe olarak kabul etmeyen kimse kaldı mı? Hayır. Buna rağmen darbe hukukuyla zindana atılan yüzlerce insan için hiçbir şey yapamayan hukuk sisteminin, doğru işlediğini düşünecek durumda değiliz.

Fezlekeyi hazırlayan polis, iddianameyi hazırlayan savcı, yargılayıp kararı veren mahkeme ve bu kararı onaylayan Yargıtay üyeleri Fetöcü çıkmış davalarda dahi yeniden yargılama yolu açılamazken, adalet sisteminde hak eden hak ettiğini buluyor diyebilecek durumda değiliz.

28 Şubat dönemi fişlemeleriyle devlet tarafından sakıncalı olarak mimlenen bu vatanın evlatlarına hâlâ cüzzamlı muamelesi yapıldığını biliyoruz. Bunca yıl geçmiş o fişlemeler esas alınıyor ve insanlara ve ailelerine o şekilde muamele yapılıyor. Bunları gördüğümüz halde adalet sistemi hak ettiğini veriyor diyebilecek durumda değiliz.

Af çıkmalıdır. İnsanların namusuna bebesine beliğine malına canına kast eden arsız ahlaksız katil, ruhu ve bedeni necis hale gelmiş hainlere değil, pişmanlığı işlediği suçla başlayan, kandırılmış veya sistemin yanlışlığına kurban olmuşlar gözetilmeli ama öncelik, hiçbir suçu yokken yıllardır zindanda çile çeken 28 Şubat darbe-fetö mağduru insanlara olmalıdır. Bu meseleyi öne almadan yapılacak bir yasa ise toplum vicdanını daha fazla yaralayacaktır.

Hukukun hak edene hak ettiğini verdiği ve güce değil hakka riayet ettiği bir sistemin inşasını gerçekleştirebildiğimiz günleri görebilmek ümidiyle vesselam!