Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.63
Gram Altın
2392.07
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

03 Temmuz 2023

Ağır ölüm

30 yıl önce…

2 Temmuz 1993 Sivas Madımak ve

5 Temmuz 1993 Erzincan Başbağlar katliamı...

Mezhep çatışması girişimi…

Yeni Dünya Düzeni’nin Türkiye planı: İstikrarsızlaştırma…

İstikrarlı istikrarsızlık…

Soykırımın yeni doktrini: sürekli savaş/çatışma hali…

Ya ülkeler savaştırılıyor ya da ülkeler kendi içlerinde farklılıkları üzerinden terörize ediliyor.

Ağır ölüm…

Emperyalizm,ülkelerin, terör örgütlerinin güçlerini dengeleyerek çatışmayı yıllara yayıyor.

Ülkeleri, siyasi ve ekonomik olarak zayıflatıyor.

Toplumun birlik ve dayanışma iradesini kırıyor.

1950’den sonra başlatılan sağ-sol çatışmasının temeli, Osmanlı’nın son yüzyılındaki Batıcılık hastalığı, terör örgütleri olarak devam ediyor.

Tanzimat züppeliği de denilen bu yozlaşma, kültür çatışmasından silahlı çatışmaya, darbelere veriliyor.

Bir “aferin” için bir milleti yok etmeyi kendine kutsal görev kabul ediyor.

Rıza Tevfik’in: “Nerden türedi bunca veledi zina?” dizesinin cevabı bu süreçtir.

19 Mayıs 1919’da Millî Mücadele başladığında İstanbul’da İngiliz Muhipleri Cemiyetini kuran, işte bu güruhtu.

Darbeler ve terör, aynı odağın aparatları…

Bildiriler sadakatle bitiriliyordu.

“İrtica” en elverişli darbe gerekçesiydi.

Bebekkatili’nden “filozof” türetenler: “Güneyimizde laik, seküler bir devlet olsun.” diyerek terör devletine zemin hazırlamaktalar.

Terör örgütlerini “hayırsever kuruluşlar” olarak gösterme çabasının nedeni bu ağır ölüm taktiğidir.

Sadece 30 yıl önce (1993) neler yaşandığı incelense, bu ihanet kuşatmasının dehşeti görülecektir.

24 Ocak 1993…

Terörün ABD, Avrupa ve İsrail’den beslendiğini açıklayan gazeteci Uğur MUMCU, Ankara’da evinin önünde öldürüldüğünde, aynı saatlerde, Bosna’da da Boşnaklar Pazar yerlerinde, sokaklarda katlediliyordu. Türkiye, katliamların durdurulması için BM’yi greve çağırmış, halk ise sokaklarda bu soykırıma karşı mitingler düzenliyordu.

Halk, infial halinde idi.

Uğur MUMCU’nun katledilmesiyle birlikte an itibariyla Türkiye’nin gündemi degişiverdi.

Türkiye, içe döndürüldü, laik-anti laik çatışmalarının girdabına yuvarlandı.

Camii avlularında “Kahrolsun şeriat” naraları attırılıyordu.

Türkiye’nin dış dünya ile irtibatı kesildi.

Korkunç yıllar sökün etti.

28 Şubat sürecinin dolgu malzemeleri oluşturuluyordu.

17 Şubat 1993’te Jandarma Komutanı Eşref BİTLİS’in uçağı Ankara’da “düştü”.

Hepsi şehit…

17 Nisan 1993’te 8’inci Cumhurbaşkanı Turgut ÖZAL “öldü.”

Terör örgütü PKK, 24 Mayıs’ta 33 eri Elazığ- Bingöl karayolunda katletti.

Provokatörler, 2 Temmuz’da Sivas’ta Madımak otelini yakarak 34 ve Terör örgütü PKK da bu olaydan 3 gün sonra 5 Temmuz’da da Erzincan Başbağlar’da 34 vatandaşı kurşunlayarak katletti.

Krizler…

1994’te ekonomik, 1995’te erken genel seçim, 1996’da siyasi krizler…

28 Şubat 1997 Post modern darbe süreci…

12 Eylül 1980’de Türkiye’de darbe yapılmadan Haziran’da İran-Irak Savaşının başlaması, 8 yıl sürmesi, her iki tarafı da ABD ve Avrupa’nın desteklemesi, ağır ölüm projesinin bir sonucudur.

Savaşın kazananı olmadı.

Saddam, müttefiklerinin de teşvikiyle ekonomisini düzeltmek için Ağustos 1990’da Kuveyt’i işgal etti.

Zokayı yutturdular, Kuveyt’i kurtarma bahanesiyle ABD ve müttefikleri bölgeye yerleştiler.

PKK’yı Çekiç Güç’ün kanatları altına aldılar.

25 Haziran 2023’te Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinde FETÖ’nün yardım organizasyonu ilan edilmesi, terör sevicilerince Bebekkatili’nin “filozoflaştırlması”, cinsiyetsizliğin “onursallaştırılması” da soykırımdır, milletin ağır ağır öldürülmesidir.

***

Uzak iklimlerden artakalan koku,

Dağların dumanlarına verdiği tütsü,

Bozlak yankısıyla serildi ovaya.

Bir alaca gün kapladı, çiğ düşmüş kirpikleri.

Kekik ve keven kokusuyla yarıştı, çoban ateşi.

Kumru ve keklik…

Ufuk çizgisinde, bıçak sırtında,

Müstehzi çocuk dudaklarında sevinç,

Haydut merhametinde tutsak, yarınlar,

“ Onursal ” deneyimlerde, çakallar…

Gün, Ay, Yıldız…

Ve

Gök, Dağ, Deniz...

Yürüyüşüyle

Gül nefesinde Ensar ve Muhacir…

Kandil olur; çağ değişir…

Basat olur, masumlar ve mağdurlar

“ Gül açılır, yaz olur.”