Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
34.72
Gram Altın
2442.37
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

26 Şubat 2013

AK Parti'yi övme, döv!

Bana 'Ak Parti'yi övüyorsun, kolluyorsun' diyorlar.

Tut ki ben Ak Parti'yi övüyorum kolluyorum, peki sizi etkileyebiliyor muyum? Hayır! O zaman bu telaş ne?

Hem neden öveyim ki,

Övecek neyi var ki Ak Parti'nin, Tayyip Erdoğan'ın!?

Sanki Ak Parti ülkede demokratikleşme yolunda bir tek adım mı attı?

OHAL'i, DGM'leri mi kaldırdı?

Sanki MGK'yı mı sivilleştirdi?

Sanki EMASYA'yı mı çöpe attı?

Sanki duble yollar, otobanlar mı yaptı?

Sanki Ak Parti okullarda zengin-fakir ayırımı yapmadan bütün öğrencilere her sene başında ders kitaplarını ücretsiz mi verdi?

Ak Parti neden övülsün ki!?

Şayet başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın riyasetinde Ak Parti iktidarı bu ülkeyi dünyanın saygın ülkelerinden biri yapmış olsaydı elbette överdik.

Şayet Ak Parti bu ülkede iktidara gelmeden önce IMF'ye olan 25 milyar dolar borcumuzu ödeyip üstüne IMF'ye 5 milyar dolar borç vermiş olsaydı Ak Parti övgülerimizi hak edecekti.

Şayet Ak Parti 20-30 milyar dolara devraldığı merkez bankasının kasasına yüz milyar doları aşkın döviz stoku koymuş olsaydı her gazeteci gibi biz de R. Tayyip Erdoğan'ı övecektik.

Şayet Ak Parti 81 ilimize üniversite yapmış olsaydı kimse övmese bile bizzat ben tebrik yazısı yazacaktım.

Şayet Ak Parti sağlık alanında devrimlere imza atsa, mesela vatandaşını hastane kuyruklarından kurtarmış olsaydı elbette vicdan sahibi her yazar gibi ben de oturup Ak Parti ve sayın başbakana teşekkür yazıları sıralayacaktım.

Bunları yapan iktidar olsa övgüyü de hak ederdi tabi. Ama bunlardan hiçbirini yapmayan! Ak Parti'ye kalkmış bir de Ak Parti diyorum. Herkes gibi tarafsız olup! AKP deseymişim ya.

Bu Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan bu ülkeye baraj mı yaptı?

Tayyip Erdoğan bu ülkenin derin devletine mi dokundu?

Mesela darbelere, darbecilere mi dokunabildi?

Mesela 12 Eylül darbecileri hakkında bir şey mi yapıldı?

Mesela 28 Şubat postmost darbecileri yargı karşısına mı çıkarıldı?

Bir mesela daha,

Mesela ETÖ ve Balyozculara mı dokunabildi?

Son mesela,

Mesela R. Tayyip Erdoğan yıllardır Filistinli bebeleri katleden İsrail'e bir çift laf edebildi mi? Bir kereliğine de olsa bir İsrailli yetkiliye ya n'oluyoruz (ONE MINUTE) deseydi ya.

O halde neden Ak Parti ve R. Tayyip Erdoğan bu kadar övüyormuşum anlayamıyorum!?!

Yazımızı 'sanki, şayet ve mesela'larla sürdürdük şimdi de 'eğer'lerle gidebildiğimiz yere kadar gidelim.

Eğer Ak Parti fakir fukaraya sahip çıksaydı, dullara, özürlülere maaş bağlayabilseydi bu ülkenin yarısı gider sandıkta oyunu Ak Parti ve Sayın R. Tayyip Erdoğan'a verirdi ve biz de onlara methiyeler yollardık.

Eğer Ak Parti üniversite öğrencilerinin burslarını arttırsaydı, har(a)ç gibi ödenen paraları kaldırsaydı elbette Ak Parti takdir edilecekti.

Eğer Ak Parti, ama özellikle Sn. R. Tayyip Erdoğan bir kere olsun BM'in yapısına, kararlarına itiraz ederek başımızı dik tutsaydı hepimiz avuçlarımız patlarcasına onu alkışlardık.

Eğer Ak Parti ülkemizi ahtapot gibi saran vesayetlere dokunabilseydi, cunta faaliyeti içinde olan muvazzaf subaylara dokunabilseydi, darbeci bir tane emekli askeri bile tutuklatabilseydi hepimiz bravo diyecektik değil mi..?

Yok yok,

Ak Parti'nin kendisi övünecek bir şey yapmadı ki! Biz neden övelim?

Eğer Ak Parti (kardeş dil olan) Kürtçe yayın yapan bir Tv kanalı açarsa,

Ama eğer birgün Ak Parti Kürtlerin varlığını kabul edip, örneğin okullarda seçmeli de olsa Kürtçe öğrenme imkanı tanırsa,

Örneğin anadilde savunmaya serbesti getirirse,

Örneğin cezaevlerindeki tutukluların Türkçe dışında bir dille ziyaretçileriyle konuşmasına imkan tanırsa,

Örneğin R. Tayyip Erdoğan çıkıp Dersim hadisesi ile ilgili:

"Bu olmamalıydı" ya da "yapanlar zulmettikler" veyahut "biz yapmadık, ama yine de devlet adına özür diliyoruz" derse,

Örneğin üniversitelere kıyafet özgürlüğü getirirse tabi ki o zaman hükümeti öveceğim. Ama bunların hiçbirini yapmayan Ak Parti'yi neden övdüğümü ben de anlayamıyorum!

Çok safım!..

Bakın,

Geçen gün Ak Parti Diyarbakır İl Danışma Meclisinde başbakan yardımcısı sn. Beşir Atalay "derin devletten şeffaf devlete geçtik, Kürtlerin, Alevilerin, dindarların... 76 milyon insanımızın eşit ve mutlu olmadığı bir devlet olmak istemiyoruz" dedi.

Bunca yıldır çektiğimiz acıları alıp götüren ifadeler bunlar.

Şimdi ben de bunun üzerine PKK'ye bir çağrıda bulunmak istiyorum:

Her şeyiyle hayırlı bir süreçten geçiyoruz. Uzun, çok uzun yıllardır bu kadar umutlu olmadığımız bir dönemdeyiz. Elinizdeki kaymakam adayı Kenan Erenoğlu'nu, varsa diğer sivil ve askerleri serbest bırakmanız halinde süreç daha sağlıklı işleyecek. Bu tür jestlere ihtiyacımız o kadar çok ki.

Gördüğünüz gibi yazımızda herhangi bir övgü falan söz konusu olmamıştır.

Dövmek mi?

Yok daha neler...

Twitter: @ahmetay_