Aklı karışıklara Filistin-İsrail kılavuzu
23
gündür okumuş cahillere anlata anlata mideme kramplar girdi. Hatta geçtiğimiz
Pazartesi günü istemediğim halde birkaç tanıdığın kalbini kırdım.
Üniversite mezunuyum, diyor.
Tarih biliyorum, diyor.
İsrail ile Filistin sorununa duyarlıyım da, hatta uluslararası
münasebetler konusunda da söz söyleyebilecek donanıma sahibim… diyor ama
İsrail’in resmi sınırlarını bilmiyor kalkmış bir de HAMAS’ın İsrail’e ait
şehirlerde terör estirdiğini iddia ediyor.
Olabilir,
ben de tam olarak korsan devlet İsrail sınırlarını bilmiyorum. Ama nerelerin
İsrail sınırları içinde olmadığını iyi biliyorum. Dolayısıyla bu sorunu
konuşurken ben kabul etmesem de BM tarafından kabul edilmiş İsrail ile Filistin
sınırlarını esas alıyorum.
Diyorlar
ki bu muhteremler;
“HAMAS’ın 7 Ekim’de ‘İsrail’in şehirlerine’ düzenlediği saldırı ‘terör
eylemidir’ ve İsrail’in gerçekleştirdiği bütün katliamlardan, bütün olan
bitenlerden kendileri sorumludur. Çünkü HAMAS Gazze’de değil, ‘İsrail’in
şehirlerine, kasaba ve köylerine’ yönelik saldırıda bulunmuştur ve bu
terördür…”
HAMAS’ı
eleştirebiliriz hatta önceki yazılarımda ben de kısmen HAMAS’a eleştiride de
bulunmuştum. Ancak, şunu biliyorum, bunu biliyorum, onu da biliyorum
diyorsanız ben de size bilmiyorsunuz ve derin bir gaflettesiniz,
diyorum.
Nedir
bu gaflet dediğimiz durum?
Öncelikle
şu noktaya değinmek istiyorum:
Evet,
bir ülkenin şehirlerine, kasaba ve köylerine saldırıda bulunmak her koşulda
terör olmasa bile saldırganlıktır, haksızlıktır ve terörden geri kalmayacak
şekilde çirkindir, zulümdür. Böyle bir zulmü savunmak vicdana hele hele Müslüman
vicdana asla sığmaz.
Ancak;
Uluslararası alanda kabul görmüş teşkilatların, uluslararası hukukun,
bağımsız devletlerin kabul ettikleri ve İsrail’in de üyesi olduğu Birleşmiş
Milletler iki ayrı toplum olarak Filistin ve İsrail sınırlarını belirlemiş ise,
Uluslararası kurum ve kuruluşlara üye olan diğer devletler de bu
sınırlar içinde bulunan İsrail ve (BM’nin 138 üyesi olan devlet de) Filistin’i
bu sınırlarıyla devlet olarak tanımışlar ise,
Buna rağmen sadece daha güçlü olduğu için İsrail tanklarla,
bombalarla sivil köylülere saldırıp Filistinlilerin yaşadıkları topraklara el
koymuş, oraları işgal etmiş ise,
İsrail’in üyesi olduğu BM defaatle İsrail’e 242 sayılı BM kararına
atıfla işgal ettiğin topraklar Filistinlilerin toprağıdır, derhal 1967
sınırlarına çekil, dediği halde İsrail BM’yi de dinlemeyerek işgali kanlı bir
şekilde arttırarak zulme devam ediyor ise,
İşgal altındaki toplum olan Filistinliler İsrail’in işgal ettiği
topraklarda İsrail’e saldırılar düzenler ise Filistinlilerin her saldırısı
kurtuluş mücadelesidir.
Bu,
BM gibi İsrail’in de üyesi olduğu uluslararası teşkilatın “burası Filistin
topraklarıdır” diyerek tanıyıp resmen kabul ettiği 1967 sınırları dâhilinde
Filistinlilerin toprakları olduğu için bu şehirlerin İsrail tarafından zorla
işgal edilmiş olması sebebiyle bu topraklarda Filistinlilerin
gerçekleştirecekleri her saldırısı Filistin’in kurtuluş savaşıdır, özgürlük
mücadelesidir.
Ama;
Eylemi
eleştirebiliriz: çocuklar öldürüldü, yabancı uyruklu turistler öldürüldü vs vs…
bu meyandaki eleştirileri anlayabiliyorum ancak uluslararası hukuk ve sair uluslararası
normları tanımayan,
Uluslararası
hukuku çiğneyerek topraklarınızı işgal eden devlete ya da örgüte yönelik her
saldırı topraklarını kurtarma harekâtıdır ve asla terör olarak
değerlendirilemez.
Peki İsrail’in
75 yıldır yaptıkları ne?
İsrail
Birleşmiş Milletler’i dinlemiyor,
İsrail
Cenevre, Kahire, Cezayir, Oslo, Camp David’te ve daha onlarca uluslararası
görüşme ve anlaşmalarda alınan hiçbir kararı tanımıyor. İşin tuhaf yanı bütün
bu katliam, zulüm ve hukuksuzluklar yaşanırken de uluslararası hukuku tanımayan
İsrail’e dokunulmuyor. Ama ülkeleri İsrail tarafından işgal edilmiş, işgal
edildiği topraklarda anneleri, babaları, çocukları, kardeşleri katledilen
Filistinliler kendi topraklarını işgal altından kurtarmak için savaşınca terörist
olarak ilan ediliyorlar.
Dünyanın
şerefli hiçbir halkı İsrail kendilerine bu zulümlerin %1’ini reva görseydi
Filistinlilerin yaptıklarının daha beterini yaparlardı.
Kimse
kusura bakmasın, Filistinliler tanıdığım en onurlu milletler sıralamasında ilk
üçe girer.
Yok
olacaklarsa da onurlarıyla ölürler, size ne?
Keyifle
oturduğunuz yumuşak koltuklarınızda kahvenizi yudumlayıp dedikodularınıza devam
etmek size zevk verecekse edin…