Dolar (USD)
32.48
Euro (EUR)
34.72
Gram Altın
2402.71
BIST 100
10045.74
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

16 Ocak 2024

​Âlemi bilmek

Allah her şeyi yaratmış, yaratmaya devam etmekte ve varlığını devam ettirmesini sağlamaktadır. “Allah her şeyin yaratıcısıdır. O, her şeye vekîldir.” (Nahl,62) ilahi buyruğu gereği bu düzen Allah’ın Rab olmasının ve rahmetinin tecellisidir.

Kitabımız Kur’an’ı Kerim’de sık sık yer ve göklerden bahseden Yüce Allah(c.c.) âleme işaret eder ve bu âlemi kendi varlığına delil göstererek varlığını ve birliğini teyit eder. Allah’ın “Ol” (kün) emriyle mükemmel bir şekilde var olan âlemin nasıl ve ne şekilde yaratıldığı detaylı olarak anlatılmaz ama yeryüzünün ve gökyüzünün yedi kat olduğu zikredilir. Mükemmel bir şekilde yarattığı evrenin gezegenlerle donatıldığını ve hepsinin de bir ölçü ve düzen içinde seyrettiğini bildirir. Mahiyeti açıklanmayan bu muhteşem kâinatı “Her göğe görevini vahyetti.” (Fussilet, 12) sırrıyla insanın emrine vererek eksiksiz işlemesini sağladı.

Her köşesi canlı ve cansız varlıklarla dolu bu muhteşem kâinat birbirleriyle uyum içerisinde çalışmakta, hepsi bir gaye üzere hareket etmektedir. Gece ve gündüz, yağmur ve dolu, yaz ve kış, rüzgâr ve bulut, deniz ve dağlar, ırmaklar ve göller, hepsi şaşmaz bir düzen içerisinde Allah’ın fiillerinin ortaya çıkışını ifade eder. Canlı ve cansız her şeyin insanlar için yaratılmış, insan da yeryüzünde Allah’ın halifesi olarak O’nu bilmek, tanımak ve O’na ibadet etmekle görevlendirilmiştir.

Allah (c.c.) insanlardan başka, duyularla idrak edilemeyen, insanlar gibi şuur ve iradeye sahip, Allah’ın emirlerine uymakla mükellef, mümin ve kâfir olabilen varlıklar olan cinleri, Hz. Âdem’e secde emrine karşı gelip isyan eden, ilahi rahmet ve huzurdan kovulmuş, kıyamete kadar mutlak kötülük kaynağı, insanın apaçık düşmanı şeytanı, latif, görünmeyen ve duyularla hissedilmeyen, nurani ve ruhani, hakikatlerini yalnızca Allah’ın bildiği, yemeyen, içmeyen, uyumayan, erkek ve dişisi olmayan, nefsani duygulardan beri, şehvet hissinden azade, hata ve günah işlemeyen melekleri de yaratandır.

“O, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra (kendine has bir şekilde) semaya yöneldi, onu yedi gök olarak yaratıp düzenledi (tanzim etti). O, her şeyi hakkıyla bilendir.” (Bakara, 29) ilahi emri gereği yaratılışı insan için, işleyiş ve düzeni Allah tarafından var edilen dünyanın bir başlangıcı olduğu gibi bir sonu da olacaktır. Önemli olan bu dünya hayatının anlamının ne olduğudur. Bir imtihan yeri olarak nitelendirilen bu dünya öteki dünya için bir hazırlık yeridir. Kulluk edilmeli, ibadetler aksatılmamalı, iyi ve güzel davranışlar sergilenmeli, dünya ve ahiret mutluluğu gözetilmelidir. Dünyevi varlık ve imkanlar Allah’ın rızasına ve ahiret kazancına müteallik kullanılmalıdır.

Mahiyeti bilinmeyen ölüm, ruh ile bedenin birbirinden ayrılması şeklinde tarif edilir. Ölümsüz olan ruh bedeni terk edince toprak olan bedenle birlikte dünya hayatı son bulur. “Kalkmak, dikilmek, ayakta durmak” anlamlarına gelen kıyamet gelir ardından. İnkârı mümkün olmayan kesin bir gerçek olan ölüm ile son bulan dünya hayatından sonra ölüm ötesi hayat başlar. Onun da ilk durağı kabirdir. Kıyamet ve ahirete doğru giden bir hayat başlar. “Son olan, son gün” anlamı taşıyan ahiret hayatı Allah’ın adaleti gereği, dünyada imtihana tabi tutulan, iyi davrananın mükafatını alacağı, kötü davranana da cezasının verileceği, Allah’ın bütün emir ve yasaklarına sımsıkı sarılanlara sözünün gerçek olduğunu göstereceği bir hayat olacaktır. Bu dünya hayatının bitip onun yerine yeni bir hayatın başlangıcıdır ahiret hayatı. Sonsuza kadar yaşamak arzusundaki insanın bu arzusuna kavuşacağı hayattır ahiret hayatı. Allah’ın halifesi olarak gönderildiği dünyada görevini yapıp yapmadığının karşılığıdır ahiret hayatı. Gerçek mükafatın ve güzel karşılıkların alındığı yerdir ahiret hayatı.

İlahi emaneti iman ve erdemle taşıyanların ödüllerinin genişliği göklerle yerler kadar, ne sıcak ne de soğuk, temiz su ırmaklarıyla müzeyyen, süzme bal ırmaklarıyla dolu, türlü meyveler, çeşit çeşit kuş etleri ile sunulan cennet, Allah’a ve peygamberine inanmayıp karşı gelen, ibadetlerini yapmayan, her türlü günahı pervasızca işleyen, kafir, münafık ve müşrikler için cezalarının, uzaktan kaynaması ve uğultusu duyulan, her yönden ateşlerle sarılı, yüzleri dağlayan ve yakan, deriyi soyup kavuran, yüreklere çöken, yiyeceklerinin zakkum ağacının olduğu, en güzel hediye olan Allah’ı görmekten mahrum olunduğu cehennem olacaktır.

Cennette cemalini görenlerden olmak ümidiyle…