Dolar (USD)
32.27
Euro (EUR)
35.03
Gram Altın
2472.87
BIST 100
10492.04
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

14 Aralık 2014

Alev Alatlı, entelektüel tahammülsüzlük, seçmeli Osmanlıca

Sözde aydın/entelektüel çevredeki tepkilere bakılacak olursa "entelektüel tahammülsüzlük" kavramının ülkemizde iyice yerleşeceği aşikar. Entelektüel kıskançlık belki sınırları bizimle ilgili olmayan bir realite, lakin buna eklemlenen tahammülsüzlük bize özgü ve yeni bir deşifre olsa gerek...

Entelektüel tarihimizi Cumhuriyetle başlatanlar için belki bu durum daha tolere edilebilir, yadsınmaz bir gerçek olarak kabul edilebilir. Lakin Osmanlının mirası üzerine inşa edilmiş bir devletin dayandığı yüzyıllarca geçmişi inkar etmek bizleri fakirleştirmekten başka bir anlama gelmediği gibi en büyük zararı da entelektüel kesim görecektir. Buna rağmen bu inkar en çok da entelektüel çevrede neşvü nema bulması hakikaten ironiktir!

Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçişi keskin çizgilerle birbirinden ayıranlar geçmişle bağın kopmasını/koparılmasını, bir tür reddi mirası, en başta dil/alfabe üzerinden gerçekleştirmeyi tercih etmişler.

Pratik anlamda oldukça başarılı olan bu tercihin, köklerini kaybetmiş yahut inkara zorlanmış bir nesil peyda etmesi kaçınılmaz sonuçtu. Lakin, insan hayat döngüsünde inkarın, yok saymanın, ret etmenin ardından gelen aidiyet bilinç ve merakı bir milletin köklerine daha sıkı sarılma, araştırma iştiyakını kamçılamak vazifesini de görmüştür.

Her bir neslin aidiyet bilincinin eskiye nazaran daha güçlü tezahür etmesi çok da yadsınmamalı. Bu hissiyatın bir yansıması, eskiye karşı uyandırılmaya çalışılan uyduruk nefretin yeni kuşaklara taşınamamış olması, geçmişin yanlış uygulamalarının telafi edilmesine gidilmesi, özgürlüklerin artması gibi birçok sebep ortaya Osmanlıcanın okullarda öğretilmesi sonucunu çıkarmıştır.

Milli Eğitim Şurasında, Osmanlıcanın liselerde öğretilmesi kararının alınması toplumun geneli tarafından olumlu karşılanırken kendilerini entelektüel taifeden kabul edenlerin verdikleri tepki şaşırtıcıydı!

Kendine, köklerine bu kadar nefretle yaklaşan bir intelijansiya başka bir millette zor görülür. Ana muhalefetin mütemadiyen entelektüel kisvelilerin materyallerinden kötü kopyalar edinmeleri, malzemelerini çalmaları gelişigüzel gerçekleşmiyordu zaten.

Toplumun terakkisine yardımcı olacak yerde "iktidara karşı oluşturulmuş fahri-koşulsuz muhalefet derneği üyeleri" gibi canhıraş mücadeleleri Cervantes'in şöhretli kitabına sıklıkla gönderme yapmamıza sebep teşkil ediyor.

Sadece kendilerini aydın çevresi içerisinde görenler değil az biraz mürekkep yalamışlar, eli kalem tutanlar, toplum tarafından sanatçı payesi verilmişler cem-i cümle gönüllü olarak söz konusu dernek üyesi formatında eylemler ortaya koyarken kendilerini Maslow'un piramidinde zirve yapmış mı hayal ederler bilinmez!

Bu zevatın muhalifliğinin sınır tanımazlığı insanın muhalif yönü üzerine akademik tez hazırlamayı düşünenler için esaslı bir kaynak teşkil etmesi bir yana bencillik ve egosunun, ötekiye tahammülsüzlüğün de somut örneklerini oluşturmakta!

Osmanlıcaya gösterdikleri mukavemeti misal vermemiz tepkilerinin henüz taze ve zihinlerdeki sıcaklığı sebebiyledir. Toplum hafızasının yer yer çoğu insan hafızasından daha kötü bir muhafazaya sahip olması yahut toplumsal belleğin envai çeşit müdahalelerle yitirimi gibi örneklere sahip olmamızdır iddiamızı Osmanlıca üzerinden sürdürmemize sebepu2026

Entelektüel hazımsızlığa yakın örnek verirken Alev Alatlının Cumhurbaşkanlığı ödülü alması sebebiyle yaptığı konuşması ve dün akşam CNN Türk'te söyledikleri sebebiyle maruz kaldığı muameleyi de unutmamamız gerekir.

Hazindir, entelektüel postuna bürünmeye çalışan muhteris ve farklı düşünceye tahammülsüzlüklerini her fırsatta ispata mecbur gibi davranan çok sayıda kişi, bu öfkelerini Alev Alatlı üzerinden ifşa etme yarışı içerisine girmişlerdir.

Eleştiriyi hakaret ve küfürle eş anlamlı gören bir kısım insanın bilinçaltındaki nefretlerini çeşitli vesilelerle kusmaları belki normal, lakin bunu yaparken ortaya koydukları yol ve tekniğin basitliği konuya sessiz kalmamızı zorlaştırıcı.

Mevzu bahis kişilerin Feyzi İşbaşaran'ın tevil kabul etmez küfür, hakaret ve tehditlerini özgürlük ve eleştiri bağlamında yorumlayıp savunmaya yeltendiklerini görünce nutkumuz tutulmuyorsa bunun sebebi kendilerinin mütemadi olarak gösterdikleri sığ dile bürünmüş tahammülsüzlükleri, çifte standartlarıdır. Entelektüel kıskançlık neyse de entelektüel hazımsızlık zor iş azizimu2026

Twitter.com/sabihadogann