Alıştırıldığımız Hayat

Toplumsal yozlaşmanın temeline indiğimizde karşımıza Allah Rasulü (sav) in şu tespiti çıkacaktır:

"İsrail oğullarına eksiklikler önce şöyle girdi. Bir kişi birisiyle karşılaşıyordu ve 'ey filan Allah'tan kork, yaptığın şeyi bırak, bu sana helal değildir' diyordu. Ertesi gün tekrar karşılaşıyor onu bu yaptıklarından engellemiyordu. Ayrıca yemek, içmek ve oturmak hususunda arkadaş oluyordu. Hepsi birden böyle yapınca Allahü Teala da onların kalplerini birbirine benzetti. Sonra buyurdu:

'İsrail oğullarından olup ta küfredenler Davud'un ve Meryem oğlu İsanın diliyle lanetlenmişlerdi. Bu başkaldırmaları ve aşırı gitmelerindendi.' Maide (78) bölümünü sonuna kadar okudu. Sonra buyurdu ki:

'Hayır, Allaha kasem ederim ki siz muhakkak iyiliği emreder, kötülüğü nehyedersiniz. Zalimi durdurur, halkı onun üzerine galip getirirsiniz." (Ebu Davud)

İşte toplumların lanetlenme ve yozlaşma nedeniu2026

Kötülüklere alışık ve kötülerle barışık yaşamaku2026

Haramları kanıksamak ve günahları içselleştirme açmazıu2026 Kirliliklerin kınanmaması tam tersine ahlak dışılıkların normalleşmeye başlamasıu2026

Evet, estetize edilen günahlara bir şekilde ya alışıyoruz ya da alıştırılıyoruzu2026 İşlemesek bile alışıyoruzu2026 Alışınca ayıpsamıyoruzu2026 Birçok olumsuzluğu hayra yorumluyoruzu2026

Alışmak nasıl bir ruh hali acaba?

Yavaş yavaş alıştırıldığımız hayatlar ne kadar bize ait? Değerlerimiz, doğrularımız, duruşumuz, ilkelerimiz nerede duruyor?

Her şerde bir hayır arama, her yenilgide bir hikmet umma huyumuz pekte hayra alamet değilu2026 Ya da toplumsal yozlaşma, kokuşma ve çürümeyi ahir zamanın kaçınılmaz kaderi görme kolaycılığını nereye oturtacağız?

Anlaşılan o ki, yavaş yavaş alışıyoruzu2026 Törpüleniyoruzu2026 Uyumluluk derken bir de baktık ki umursamaz olduku2026 Süreç içerisinde direncimiz zayıflıyor bilimcimiz köreliyoru2026

Birçok anormalliği yadırgamaz olduku2026 Tepkisizlik, tenkitsizlik muhalif damarımızı dumura uğratıyor, "hayır" demeyi nerdeyse unuttuk.

Alışkanlıklarımız bizi ağırlaştırıyor. Aksiyon ve azmimizi kırıyor yoksa gazımızı mı alanlar mı var.

Aşamalı bir alıştırılmışlıkla karşı karşıyayızu2026 Statükoya eklemleme noktasında risk altındayızu2026 Dönüştürecekken dönüşüyoruzu2026 Değişimin öznesi olmak gerekirken nesnesi olma tehlikesi içindeyiz.

Önce sinirlerimiz alınıyor, alıştıra alıştıra sıradanlaşma seanslarına tabi tutuluyoruzu2026 Tıpkı "kurbağa misalinde" olduğu gibiu2026

Bir kurbağa kaynar suyun içine atıldığında hemen dışarı fırlar ama ılık suyun içersine atıldığında yavaş yavaş suyu ısıtırsanız suyun sıcaklığı artıkça kurbağa gevşer hatta keyif alır sonra sudan çıkacak mecali kalmaz, artan ısı ile suda haşlanır ve ölür.

Evet, insan zamanla susmaya, ezilmeye, erimeye, yenilgiye hatta sömürülmeye bile alışabiliyorlar bunu bir kader ya da kaçınılmaz bir akibet olarak görebiliyoru2026 Kafese alıştırılan kuş misaliu2026 Dünyayı mevcut durumdan ibaret zannetme, yanılgısı.

Zaten bir anlamda alışmak yenilmek demektiru2026 Hep aynı kalmak kendini yenilememektir, yenilenme yok yineleme varu2026 Sonuç bağımlılık iptilasına dücar kılaru2026

Alışkanlık aynı zamanda şartlanmışlık, donmuşluk ve durağanlaşmak olarak karşımıza çıkar artık karakter de öylece şekilleniru2026 Tefekkür melekesi işlemez olur, akıl alışkanlıkların esiridir artık.

Alışkanlıkların gücü karşısında diz çökmek durumunda kalırsınızu2026 Anlayışımızı kısıtlayan, azmimizi kıran, irademizi sınırlayan alışkanlıklarımızdaki asabiyetler değil midir?

Alışkanlıklar bizi ruhsuzlaştırır, rutinleştirir.

Namazı bile bir alışkanlığa dönüştürürseniz ibadet adete dönüşür.

Tesettürü alışkanlığa indirgerseniz tesettürden defile çıkarırsınızu2026 Bu alışkanlıktan alkış bile alırsınız.

Aşkınlığımız yitirdikce dünyaya kötü alıştıku2026 Arınmışlığımız gittikçe alışmadığımız kötülük kalmadıu2026

Kötü alışkanlıklar biliniyor, daha da kötüsü kötü alışkanlıklara müptela olanların haline ve hayatına alışıyor olmamız ve normal görmemizdir.

Bir ıslah, bir ikaz ve bir irşad üzerine olmamamızdıru2026

Yeni durumlara karşı yeni tutumlar gerekiyoru2026 Dinamik bir yaşama donuk ve klişeleşmiş cümlelerle cevap veremeyizu2026 Yeni hastalıklara yeni reçeteler lazımu2026 Alıştığımız reflekslerle çağı algılamak ve kuşatmak mümkün değildiru2026

Yeni ve zinde bir zihinleu2026Yenilenmiş ve bilenmiş bir ruhlau2026. Dingin ve engin bir yürekle ancak yarınlara yürüyebilirizu2026

Ama önce şu kasvet atalet yüklü alışkanlıklarımızı atmamız lazım.

"Eski hal muhal, ya yeni hal, ya izmihlal."