Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

03 Mart 2017

Aliya İzzetbegoviç-Ali Sali ve Türkiye

Bir gece dostum Ali Sali mesaj atmış. Sonradan gördüm. Hayırdır? diye düşünürken aradım.

Ali Sali kendine münhasır bir hayat tarzı olan, yaşam biçimi bulunan bir dostumuz. Maddiyatla işi olmaz. Makam ve mevki ile hiç. Dünya yıkılsa doğrularından da, doğru bildiklerinden de yalpalamaz. Cefakardır. İyi bir gazeteci, iyi bir yazardır. Şair, edebiyatçı aynı zamanda iyi bir kitap okuyucudur. Okuduklarını analiz edip kaleme de dökme becerisi olan bir isimdir.

Bir araya geldiğimiz de Türkiye'de olup bitenleri konuşuruz genelde. Telefonlarına ulaşmak bazen zor olur. Saatler sonra, günler sonra döner veya siz tekrar aramak zorunda kalırsınız. Çoğu zaman nasırlara basar. Nasırlarına bastıklarının sesi çok farklı yerlerden gelir.

Aradığımda gecenin ilerleyen vaktiydi. Çok uzatmadan konuya girdi. Aliya Belgeseli hazırlanmış. Bu belgeseli haber veriyor. Belgeselin galasının Külliye'de olacağını ve bu galaya davet ediyor. Davet üzerine heyecanlanmadım değil. Aliya İzzetbegoviç'le ilgili bilgilerimiz var ama yarım yamalak. Gazete ve televizyonlardan kulaktan dolma. Avrupa'nın ortasında 20. yüzyılın sonuna doğru yaşanan vahşetlerin, katliamların sadece tanığı değil bu vahşete, bu katliamlara karşı direnen bir isim. Sadece o da değil. Bosna deyince bizim içimiz cız eder. Bosna deyince, bir büyük imparatorluğun hatırası canlanır içimizde. Ve Bosna deyince, Aliya İzzetbegoviç gelir hafızamıza. Nasıl Aliya İzzetbegoviç deyince Bosna, Osmanlı, Avrupa'nın ortasında Hilal'in nazlı dalgalanışı geliyorsa.

Nasip olmadı bu güne kadar Bosna'ya gitmek, Mostar Köprüsü'nden soğuk sulara gözümüzle de olsa atlamak. O şanlı direnişin yaşandığı şehitlikleri görmek, Sarı Saltuk Alperenler Tekkesi'nin dibinden çıkan sudan bir yumdum içmek.

Onun için heyecanlandım Ali Sali'nin davetine. Gecenin o saatinde güzel bir hediye almış gibi. Gala Külliye'de yapılacağı için biraz fazla prosedür var gibi olsa da aslında her şey online sisteme döndüğü için bilgilerimizi dakikalar sayılacak hızlılıkta gönderdik.

Bu tür programların faydası çok. Bir taraftan bilgi dağarcığınız artıyor. Bir taraftan eş-dost buluşmaları yaşanıyor. Aynı zamanda da yeni dostluklar oluşuyor.

Çarşamba günü eşim ile Külliye'nin yolunu tuttuk. Saat 10:30'da idi gala. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın programa katılacağı söylenmişti. Fakat Pakistan ziyareti dolayısıyla katılamadı. Aliya İzzetbegoviç Belgeseli'nin gala açılışını yapımcı Ömer Erdoğan yaptı. Gayet kısa ve kısa olduğu kadarda anlamlı bir dille belgeselin amacını izah etti davetlileri sıkmadan. Daha sonra Dr. Süleyman Gündüz. Süleyman Gündüz aslında Bosna mücadelesi denildiğinde Türkiye'de aklıma gelen ilk isimdir. O davanın yükünü çekenlerden biri. Zaman zaman duygulandıran hatıralarını ve Aliya İzzetbegoviç'in hayatından kesitler aktardı. Anlayışından, davasından, bilgeliğinden, dirayetinden, cesaretinden örnekler verdi.

Belgesel 3 bölümden oluşuyor. Konuşmaların ardından Belgesel'in ilk bölümünü izledik. Bazen biz farklı gözle bakıyoruz. Yanımızda bulunanlar farklı bir gözle bakıyor. Onun için belgeselin 3 bölümünü de sonuna kadar izleyen eşim Hacer'in değerlendirmesine kulak vermekte yarar var. "Belgesel'de Aliya İzzetbegoviç'in 'Hayatı ve mücadelesi'ni rahatlıkla görüyorsunuz" diyor. İlave ediyor;"Türkiye'de olduğu gibi Bosna Herkes'te Müslümanlar neler yaşamışlar. Ne cefalar çekmişler. Kolay kazanılmamış. Bosna bugün rahat bir dönem yaşıyorsa bu Aliya İzzetbegoviç'in önderliğinde olduğu görülüyor. Birde "Aliya İzzetbegoviç Bosna'yı Recep Tayyip Erdoğan'a ve Türkiye'ye emanet etmiş. Mutlaka sahip çıkılması gerekiyor" diye ilave ediyor.

Belgesel'de Aliya İzzetbegoviç'in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Prof Dr. Mustafa Orçan, Prof Dr. Cevat Özyurt, Erdal Çakır, Mehmet Aycı, Doç Dr. Rahman Ademi, Dr. Bahadır İslam, Dr. Hüseyin Kansu, Dr Süleyman Gündüz, D. Mehmet Doğan gibi isimlerin ağzından farklı özellik ve farklı misyonu dinliyorsunuz.

Belgeselde, Türkiye'nin kader çizgisi ile Bosna'nın kader çizgisinin aynı olduğunu tekrar fark ediyorsunuz. Bosna olmadan Türkiye'nin muhafazası zordur. Güçlü Türkiye olmadan da Bosna'nın ayakta kalması zordur. Aynı şekilde Suriye, Irak güvende değilse İstanbul-Ankara nasıl güvende olur? Güçlü bir Türkiye bölgesinde istikrardır. Bosna da Kafkaslar da Balkanlar da Ortadoğu da da güven ve istikrar olacaktır. Hiç kimse ama hiç kimse "Bizim Suriye'de Irak'ta ne işimiz var?" sormamalıdır. Eğer Türkiye oralarda olmazsa sizin Anadolu'nun her hangi bir yerinde rahat yaşamanız imkansızdır.

Onun için Aliya İzzetbegoviç Belgeseli Türkiye'nin kader çizgisinin Bosna ile Suriye ile Irak ile Kafkaslar ile Balkanlar ile aynı olduğunu rahatlıkla görme imkanı veriyor.

Cuma'nın hayrı üzerinize olsunu2026