ALLAH İÇİN YAPILAN HARCAMALAR BOŞA GİTMEZ

Sa'd bin Ebi Vakkas'tan:

u2013 (Unutma ki) sen, (ailene ve diğer insanlara) Allah rızası için yaptığın her hacamadan, hatta hanımının ağzına yiyeceği lokmayı koymandan bile mutlaka sevap alırsın.

(Buhari, İman 41)

* * *

Allah için yapılan tüm harcamaların mutlaka Allah katında sevabı ve ecri olduğu belirtilmektedir.

Anlaşılan o ki: İnsanların yaptığı harcamalar, harcama yaparken taşıdığı niyete ve zihninden geçirdiği düşünceye göre hüküm almaktadır.

İhtiyaç olmayan, nefsin gayri meşru heva ve hevesini yerine getirmekten başka hiç kimseye bir yararı dokunmayan bir harcama, meşru00fb bulunmamış, israf sayılmıştır.

Aynı oranda bir harcamayı, kişinin Allah rızası için, herhangi bir insana veya bir arkadaşına ya da komşusuna, bir akrabasına, veyahut aile fertlerinden birine yapması durumunda ise, harcama israf olmak bir tarafa, salih bir amel, sevabı yüksek bir sadaka haline gelmektedir. Burada her iki halde de yapılan harcama aynıdır. Değişen, sadece niyetlerdir. Niyet, harcamanın birini israf ve günah haline sokarken, diğerini sadaka ve salih amel mertebesine yüceltmektedir.

Diğer taraftan, İslamda faydalı olmak, sadece kişinin yakın çevresi, hısım ve akrabaları, aile fertleri ile sınırlandırılmamıştır.

Faydanın çerçevesi ve kapsam alanı çok geniş tutulmuş; insan-hayvan canlı tüm varlıklar, bu alanın şumulü içine alınmıştır. Çünkü yapılan yardım, Allah'ın yarattığı varlıklara, sağlanan fayda Allah'ın kullarınadır. Bu niyetle, Allah adına, Allah'ın rızasını kazanmak düşüncesiyle yapılan hiçbir yardım boşa gitmez, karşılıksız kalmaz.

O halde, mü'min yardım yapmaktan, iyilik işlemekten hiçbir zaman geri kalmaz. Yardımı ve iyiliği kime yapmalıyım diye tereddüte düşmez, duraklamaya girmez.

Niyetini Allah adına yapar; Allah'ın yarattığı her canlıya, her varlığa, her nesneye yararlı olmaktan çekinmez.