Dolar (USD)
32.32
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2389.42
BIST 100
10252.9
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

10 Ağustos 2016

Allah Resulüne suikast girişimi

Allah Resulü, hicretin 9. Yılında Bizans'a karşı giriştiği askeru00ee sefer sırasında Tebük'te 20 gün kaldı ve düşmanın gelmesini bekledi. Karşısına savasu0327acak bir düşman çıkmayınca, sahabileriyle bir meşveret meclisini topladı. Onlarla daha ileri gidilmesi veya geri dönülmesi konusunu meşveret etti.

Hz. Ömer Efendimiz:

u2013 Egu0306er Cenab-ı Hak tarafından daha ileri gitmekle emrolundu isen, buyur gidelim, dedi.

Peygamberimiz:

u2013 Egu0306er Cenab-ı Hak tarafından emrolunsa idim, sizin görüşlerinize başvurmaz, bu emrin gereğini yapardım, buyurdu.

Hz. Ömer, bunun üzerine, konu ile ilgili görüşlerini Efendimize sundu:

u2013 Ya Resu00fblallah! Şam tarafında kuvvetli ve organizeli topluluklar çoktur. Fakat Müslümanlardan hiç kimse oralarda yoktur. Sizin bu derece onlara yaklaşmanız bile, onların kalplerine korku ve dehşet vermeye yetti. Bu sene, bu kadar netice ile yetinelim de, bakalım ileride Cenab-ı Hak ne gösterir, dedi.

O sırada Şam'da taun denen veba hastalıgu0306ının çıktığı da duyulmuş oldugu0306undan, Hz. Ömer'in bu görüşü, ashap tarafından onaylandı. Medine'ye geri dönülmeye karar verildi.

Allah Resu00fblünün devesini Ammar bin Yasir çeker, Huzeyfe bin Yeman da geriden izlerdi.

Medine'ye dönmek üzere yola çıkıldığında, İslam ordusu içindeki münafıklardan 12 kişilik bir grup, kendi aralarında Allah Resu00fblüne bir suikast yapmak üzere anlaştılar.

Peygamberimiz geceleyin dar bir geçitten geçerken, daha önce bu geçitte pusuya yatmış olan münafıklar, Peygamberimize aniden baskın verecekler ve onu öldürmek için ellerinden gelen her şeyi yapacaklardı.

Allah, Peygamberimize, bu grubun suikast girişimini ve hazırlığını vahiyle bildirdi.

Allah Resu00fblü, devesi üzerinde, azami dikkat göstererek yoluna devam etti.

Münafıklar, Efendimiz dar geçitten geçerken, kurdukları sinsi planı uygulamak üzere harekete geçti. Efendimiz, tetikte olduğu için, karşısında suikastçıların gölgesini görür görmez arkasında yürüyerek emniyeti sağlayan Hz. Huzeyfe'ye durumu haber verdi.

Huzeyfe, Efendimizden sinyali alır almaz, gür sesiyle:

  • Ey Allah'ın düsu0327manları, diye suikastçılara bağırdı. Münafıklar, planlarının deşifre olduğunu anlayarak korkuyla kaçtılar, kalabalık arasına karışarak izlerini kaybettirdiler.

O sırada, Üseyd bin Hudayr:

u2013 Ya Resu00fblallah! İzin ver de, şu münafıkların boyunlarını uçuralım, dedi.

u2013 Hayır, müşriklerle savaşa son verince, Muhammed şimdi de kendi ashabını öldürmeye başladı, diye yaygaraya kara propagandaya yol açarız, dedi.

Üseyd:

u2013 Ya Resu00fblallah, bunlar nasıl senin ashabın olabilirler ki, diye sorunca Efendimiz:

u2013 Madem ki dilleriyle kelime-i şehadet getiriyorlar, onlara dokunamayız (katliam yapamayız), buyurdu.

Allah Resu00fblü, şüphesiz ki münafıkları bilirdi. Ama onları ilan edip teşhir etmezdi. Topluca yok etmeye kalkışmazdı. Ancak Hz. Huzeyfe'ye bir sır olarak isimlerini söylerdi.

Bu sebeple Hz. Huzeyfe, Medine'deki tüm münafıkları tanırdı. Ama o da Allah Resu00fblü gibi bu sırrı kimseye açmaz, saklardı. Bu yönüyle Hz. Huzeyfe, Efendimizin mahrem-i esrarı idi. Hz. Huzeyfe, münafıkların adını açıklamasa bile, onlardan biri öldüğü zaman onun cenaze namazını kılmazdı. Ancak o zaman, o kişinin münafıklardan biri olduğu anlaşılırdı.