Dolar (USD)
32.34
Euro (EUR)
34.93
Gram Altın
2408.83
BIST 100
10204.34
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

13 Ekim 2022

Allah var gibi mi yaşıyoruz?

Çocukluğumuzun en önemli dini sorularından birisi,motto haline getirdiğimiz “Bugün Allah için ne yaptın?” sorusu olsa gerek. Çocukluğumuzda duvarlarımızı süsleyen ve kulaklarımıza pelesenk olan bir soruydu bu. Dahası, bu soru bize her sorulduğunda bir müddet yaşadığımız günü düşünür ve gerçekten bugün Allah için ne yaptığımızı, bir anlık da olsa sorgulardık. O bir anlık sorgulama neticesinde günümüzün Allah için geçmesi gerektiğini defaatle zihnimize kodlamış olurduk. Böylelikle ilahi kudret ile olan bağımızı diri tutardık.

Bugünlerde bu soruyu veya bize Allah'ı hatırlatacak olan herhangi bir şeyi etrafımızda göremez olduk. Görmemek bir yanadursun adeta sistematik bir şekilde sanki Yüce Allah ile olan bağımız kopartılmaya çalışılıyor. Şimdilerde bunun adına Deizm, Ateizm veya herhangi başka bir isim bulabilirsiniz. Ancak kanaatim, bunun temel nedeninin içinde bulunduğumuz çağın medeniyet maskesi altında, maddeci bir hal almasıdır.

Günlük hayatımızı tanzim ederken madde eksenli programlar yapıyoruz. Hesap kitaplarımızın tamamı dünya ve meta eksenli oldu. Ne kadar maaş aldığımızdan tutun da bilmem kaç artı bir evlerde oturduğumuz, başında kredi olan kavramların sonuna mahkûm edilişimiz, taksit taksit ertelediğimiz hayatlar, modernizm adı altında banka kuyruklarında geçen zamanlar yaşadığımız hayatın merkezi haline geldi. Materyalist duyarlılığımız o kadar arttı ki maddeyi manadan üstün tutarak masa başı işlere tutunur hale geldik. Lakin üstünde yürüdüğümüz zeminin kayganlığından bihaber halde kaygısız tavırlar silsilesinde bocalıyoruz şimdilerde.

Rivayet odur ki; zamanın birinde meczup diye nitelendirdikleri bir ermiş yaşarmış. Bu eren, gördüğü herkesin kolundan tutar, kendine doğru çevirir ve “Allah var!” dermiş. Her gördüğü kişiye bu soruyu sorduğu için ahali bir zaman sonra bu durumdan bezmiş. Yine bir gün ahaliden birini tutup aynı şekilde “Allah var!” dediğinde, o kişi “Yahu adam, biliyoruz, Allah var!” deyince, ermiş kişi o manidar cevabı vermiş: “Vallahi, bildiğin gibi değil, Allah gerçekten var!” demiş.

Şimdi dönüp aynaya bakalım ve bu soruyu biri sormadan, kendimize,biz soralım.Bu materyalist sistemde hakikaten Allah’ın var olduğunu biliyor muyuz? Biliyorsak, Allah’ın varlığını hakikaten kabul ediyor muyuz? Veya soruyu çocukluğumuzun motto sorusu haline gelen “Bugün Allah için ne yaptın?” sorusu gibi kulağımıza pelesenk olacak şekilde soralım:

“Allah var gibi mi yaşıyoruz?”

İşin tuhafı bu soruyu başkalarına sormak çok kolay olabilir, lakin insanın aynaya bakarak kendine sorabilmesi için kocaman bir yürek gerekir. Gerçekten Allah var gibi mi yaşıyoruz?

AVM’lerde başta olmak üzere bilumum işyerlerinde çoğu zaman şu yazıyı okumuşsunuzdur: “Burası 7/24, kapalı devre güvenlik kameralarıyla izlenmektedir.” Bu yazının gayesi, olası bir hırsızlık olayının veya yanlış bir eylemin önlenmesidir. Öyle bir işe yeltenecek kişi için de, caydırıcı olması nedeniyle böyle bir önlem alınmaktadır. O kötü eyleme tevessül edecek kişi de tedbir amaçlı bu eyleminden genellikle vazgeçer.

Peki, bize şahdamarımızdan daha yakın (Kâf Suresi, 16. Ayet) olduğunu bildiğimiz, her anımızı kapalı veya açık devre kamera sistemleriyle kayıt altına aldığından şüphe duymadığımız Yüce Allah'ın, her anımızı gördüğüne inandığımız halde, neden O yokmuş gibi davranıyoruz? Bu işte bir çelişki yok mu? İnsanların kurduğu kamera sistemine karşı tedbirli olan insan, Yüce Allah'ın kayıt sistemine karşı neden bu kadar kayıtsız bir halde yaşıyor?

Nedenini gayet basit bir sebeple kendimce açıklamam gerekirse, içine dâhil olduğumuz sistem, materyalizm temeline dayanıp bizi de maddeci bir hale soktuğu için anın kaygısını güderek, yarına sabretmeden, peşin olanı istiyor olmamızdır. Bir yandan yirmi dört saat çok uzun bir zaman diyoruz, diğer yandan da ömür çok kısa diyoruz. Bu kadar çelişkinin içinde de labirentte dolaşan fare misali peynirin peşinden koştuğumuzu zannederek olayın merkezinden daha da uzaklaşıyoruz.

Velhasıl, konuyu daha fazla dağıtmadan olayın merkezine gelip, kitabın tam orta yerinden şu soruyu aynaya bakarak kendimize soralım:

"Allah var gibi mi yaşıyoruz?"