Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

12 Ocak 2023

​Allah'tan gelen eğitim kaynağı işe yarar mı?

İnsan olmak ve öylece özü sözü bir insan kalmaya çalışmak ciddi bir uğraş, ciddi bir gayret gerektirir. Bu uğraş ve gayret esnasında da insanın nefsine dokunmayan her şey ciddiyetini kaybeder.

İnsana ve insanlığa verilecek hizmetler ve insanlığı kurtaracak yüksek ahlak, çok ciddi bireysel ve kurumsal nefs mücadeleleri eğitimi gerektirir. Çok ciddi kurumlar ve planlamalar gerektirir. Ayrıca çok iyi yetişmiş kurum insanı ve uygulayıcıları gerektirir.

İnsan ve insanlığı yüceltebilecek, ilim, akıl ve ahlakı çoğaltabilecek örgün eğitim, yaygın eğitim ve sivil toplum örgütü çalışmalarını sistemli bir hale getiremeden, her türden insanlık eğitimini bir ömür boyu fasılasız mücadele olarak göremeden bu uğraş ve gayret asla başarıya ulaşamaz.

İnsan, dünyaya geldiği andan itibaren ancak ve ancak ciddi bir eğitimle hayata tutunabilir, hayatını huzurla yaşayabilir. İnsanın bu ciddi eğitimden başka hiçbir şansı yoktur.

İnsanı ve insanlığı abat edecek bu eğitimin iki kaynağı var. Birincisi; yüce yaratıcı Allah’tan gelen kaynaklar. Rahmetin yağdığı, muhabbet ve şefkatin yayıldığı her türlü hayrın yer aldığı Allah’tan gelen kaynaklar. İkincisi ise yüce yaratıcı Allah’ın dışındaki kaynaklar.

Peki, Allah’tan gelen eğitim kaynaklarını insanlar kullandığında işe yarar mı?

İlk insanın gelişine bakıldığında normal bir insan olmadığı görülür. Bildirilenlere bakıldığında da ilk insan, sıradan bir insan değildir. Çünkü O, bir Peygamberdir. Diğer tüm insanların huzurlu hayatı ve eğitimi için çok önemli olan bizzat Allah’ın elçisi ilk insanın kendisidir.

Tıpkı bitkiler ve hayvanların kendilerine verilen şifre ve kodlarla geldiği gibi ilk insan da Peygamber olarak ve müthiş bilgi kaynağı koduyla gelmiştir.

Peygamberlik ve bilgi kaynakları, ilk insana Allah tarafından verilmiştir. İlk insanı bizzat yüce Allah kendisi tercih etmiş, ilk bilgiler de büyük bir lütufla kendisine verilmiştir. Bizzat Allah’ın meleği Cebrail vasıtasıyla eğitilmiş, bilgilerle donatılmış olarak dünya hayatına başlamıştır.

Sonrasında bu bilgileri ben şuradan toplayayım, bu kursa gideyim, falanca dershanede eğitileyim, bilgileri dışarıdan toplayayım gibi bir niyet ve hareket yoktur ilk insanın hayatında. Doğuştan, fıtratında olan bilgi kodları vardır.

Daha sonrasında ise diğer Peygamber terbiyeleri her birinin kendi döneminde devam etmiştir. Her bir Peygamber, döneminde bizzat Allah’tan meleği aracılığıyla eğitim almıştır.

Her Peygamber, döneminin elçisidir. Peygamber terbiyesi dediğimiz hadise, zaten elçi olmakla alakalı bir durumdur.

Elçi olmak demek; sahibinden aldığını diğerlerine vermektir. Adalet, muhabbet, şefkat, gayret, eşya, vesaire… ilim ve amelleri bildir demişse sahibi onları diğerlerine bildirmek demek elçi olmak demektir.

Keza tüm elçilerde iyi ve güzel olanı, edepli ve ahlaklı olanı yaşamak, nefsini terbiye etmek, aklını kullanmak ve diğer insanlara bildirmek başat bir ceht ve vazife olmuştur.

Peki, Peygamberlerden gelen bilgileri insanların alması yeterli midir?